Ana Sayfa | Yardim/SSS | RSS Feed | Iletisim

Önceki Başlıklar

34. Bölüm Özel
33. Bölüm Özel
32. Bölüm Özel
31. Bölüm Özel
30. Bölüm Özel
28. Bölüm Özel
27. Bölüm Özel
26. Bölüm Özel
22. Bölüm Özel
24. Bölüm Özel
 

Replikler (26. Bölüm)

Ocak 13, 2007

DiziFilm.com forumu üyelerinden ceza_cansu'ya teşekkürler:



1
İlk sahne Naz Tarık'tan aldığı evet cevabından sonra eve girer kapının arkasında

NAZ: İnanmıyorum evet dedi.
TARIK: İnanmıyorum evet dedim.
NAZ: "Seviyor musun gerçekten?" diye sordum gözümün içine baka baka "Evet" dedi!
TARIK: Meğer Pınar'ı soruyormuş!
NAZ: Meğer Pınar'ı seviyormuş!
TARIK: Hay akılsız kafam ben de sandım ki kendisini soruyor.
NAZ: Hay akılsız kafam ben de bir an sandım ki...
TARIK: Offff!
NAZ: Offff!
TARIK: Oğlum Tarık bir yolunu bul hemen düzelt bu durumu.
NAZ: Of ya Tarık yalvarırım çal şu kapıyı ben açınca "Ben öyle demek istemedim" de.
TARIK: Oğlum Tarık çal şu kapıyı Naz açınca "Yanlış anladın ben öyle demek istemedim" de.
NAZ: Niye çalmıyorsun hala şu kapıyı?
TARIK: Hadi oğlum ne duruyorsun çalsana kapıyı!

Bu sırada Tarık'ın telefonu çalar.

2
Arayan Pınardır. Naz hemen kapıyı açar.

TARIK: Alo Pınar?
NAZ: Ay ne güzel bak bu saatte aradığına göre o da seni seviyor. Canım arkadaşım ya nasıl mutluyum senin için. Nihayet gerçek aşkı buldun Tarık.
TARIK: Alo Pınar 1 sn... Ya kusura bakma beklettim seni. Demin evin hanımı yanımdaydı da neyse şimdi rahatım.
NAZ: Eee ne diyor?
TARIK: Şişşşş!
NAZ: Ne diyor ya ne diyor?
TARIK: Ya kusura bakma tam bahçeye çıktım bizim patron karşımda hani şu asabi olan. Evet seni dinliyorum. Nasıl? Ben de... Ben de... Ben de... Ben de... Ben de.

der ve telefonu kapatır.

TARIK: Özel bir konuşmaydı farkındaysanız.
NAZ: Farkındayım Tarıkcım o yüzden dört dönüyorum etrafında. Pınar değil miydi arayan?
TARIK: Evet
NAZ: Tamam işte özellikle yanında duruyorum ki tam böyle hoş bir ilişki tomurcuklanmaya başlamışken aranızda, yanlış bir laf edip bir çuval inciri berbat etmeyesin diye.
TARIK: Ne?
NAZ: Benim tek derdim sizin mutlu olmanız Tarık. Yani derdim mutlu olmanız değil amacım mutlu olmanız. Derdim yok mutlu olmanızla, olmazsanız dert olur bana. Yani yanlış bir laf edersen müdahale etmek için duruyorum.
TARIK: Niye edim ki?
NAZ: Çünkü var sende öyle bir kabiliyet.
TARIK: Nasıl?
NAZ: Böyle bir ilişkiyi başlama aşamasında abuk subuk laflarla başlamadan bitirmek gibi.
TARIK: Ne zaman oldu bu?
NAZ: Söyle bakalım ne dedi de 5 defa "Ben de" dedin?
TARIK: Özel.
NAZ: A olmadı ama! Ne yani en yakın arkadaşından sır mı saklıyorsun? Küserim bak.
TARIK: Çok güzel bir gece geçirdim dedi.
NAZ: Tabi sen de?
TARIK: Şimdiden özledim dedi.
NAZ: Tabi sen de?
TARIK: Ayrıldığımız andan beri seni düşünüyorum dedi.
NAZ: Tabi sen de?
TARIK: Yarın yine seni görmek istiyorum dedi.
NAZ: Tabi sen de.
TARIK: O kadar.
NAZ:Uydurma 4 oldu. Hani 5.si?
TARIK: Hangi 5.si?
NAZ: 5 tane "Ben de" dedin duydum. 5. "Ben de" niyeydi çabuk söyle. Aman söylemezsen söyleme çok da umrumdaydı sanki. Hata bende arkadaş dedik bağrımıza bastık. Yarın öbür gün bu ilişkiyi de diğerleri gibi eline yüzüne bulaştırdığında gelip bana ağlama Tarık.
TARIK: Hangi diğer ilişkiler?
NAZ: Vardır elbet canım

der ve gider.

NAZ: (içses) Off yalvarırım seslen birşey söyle durdur beni. "Ben o ben deleri başka şeyler için söyledim sana kızdığım için öyle dedim" de!
TARIK: (içses) Oğlum Tarık seslen durdur şu kızı. "Ben o ben deleri başka şeyler için söyledim sana kızdığım için öyle dedim" de!
NAZ: (içses) Tarık çabuk ol bak eve girmek üzereyim!
TARIK: (içses) Tarık bak çabuk ol eve girmek üzere!

3
Tarık ve Naz uyuyamaz. Yataklarında yatarken,

TARIK: Ah Naz ah sen yatağında mışıl mışıl uyurken senin yüzünden ben ne haldeyim. Bak da gör.
NAZ: Off offf sen yatağında mışıl mışıl uyurken senin yüzünden ne haldeyim. Bak da gör.
TARIK: Yok bu böyle olmıcak ben gidip açıkça söylicem her şeyi!
NAZ: Yok bu böyle olmıcak ben gidip açıkça sorucam her şeyi!

Bu sırada ikiside birbirlerinin yanına giderler ama karşılaşamazlar.

NAZ: Dayanıcam kapısına "Sırf sen Pınarla sevgiliymiş gibi davranıyorsun diye ben de sana arkadaş gibi davranıyorum" dicem!
TARIK: Dayanıcam kapısına "Sırf sen arkadaş gibi davranıyorsun diye Pınarla sevgiliymişim gibi davranıyorum" dicem!

İkiside birbirlerinin odasında,

TARIK: Naz?
NAZ: Tarık?
TARIK: Naz?
NAZ: Tarık? Ee nerde bu?
TARIK: Naz lütfen açar mısın konuşmamız lazım çok önemli.
NAZ: Bir dakika yoksa ben yatağımda acı içinde kıvranıp dört dönerken Tarık efendi kalkıp gecenin bir yarısı yeni sevgilisinin kollarına mı attı kendini?
TARIK: Naz? Anlaşıldı ben yatağımda acı içinde kıvranırken, dört dönerken, hanımefendi rahat rahat uyuyor. Ya da uyanık, söyliceklerim umrumda değil, o yüzden açmıyor. Peki Naz ben aldım mesajı ister uyuyor ol ister uyanık şu anda açmadığın sadece odanın kapısı değil sevgili arkadaşım. Madem sen böyle istiyorsun öyle olsun!
NAZ: Şimdi anlıcaz bakalım araba kapının önünde yoksa bizi uyuttuktan sonra gizlice sevgilinle buluşmaya gittiğini Tarık efendi, ben acı içinde kıvranırken nasıl gönül eğlendirdiğini.

Naz arabanın kapının önünde olmadığını görür,

NAZ: Peki anlaşıldı sana Pınarınla mutluluklar dilerim sevgili arkadaşım. Of ya bir de şimdi taa bahçeden dolaş içeri girebilmek için. Ne talihsiz kızım ben ya ne talihsiz kızım ben!

4
Naz geceyi Tarık'ın yatağında geçirir. Tarık sabah gelir ve

NAZ: Ayy ayyy bacağımı mahvettin Tarık! Ay insan yattığı yere bir bakar di mi!
TARIK:Bence de ve de kendi yatağı değilse de yatmaz! Ne işin var senin burda?
NAZ: Saat kaç?
TARIK: 6.30
NAZ: Oooo anca teşrif ediyorsunuz bakıyorum.
TARIK: Napim anca emin oldum uyuduğundan.
NAZ: Demek zor uyuyor Pınar hanım.
TARIK: Pınar mı?
NAZ: Yok baban!
TARIK: Evet babam!
NAZ: Ay dalga mı geçiyorsun sen benle?
TARIK: Yoo?
NAZ: Ne diyorsun sen?
TARIK: Sen niye burda yatıyorsun?
NAZ: Benim odamda sivrisinek vardı, baktım yatıcak boş yatak yok evde. Bir odada Belkıs hanım diğerinde Berrak bir burası boştu. Dedim nasılsa sevgilisiyle buluşmaya gitmiştir sevgili arkadaşım gelmez sabaha kadar. Uzanıverdim şuraya. Kızmadın değil mi sevgili arkadaşım?
TARIK: İyi etmişsiniz bilseydim bölmezdim uykunuzu kalırdım gittiğim yerde.
NAZ: Kalsaydın keşke. Kızcağız şimdi sabah kalkıp seni yanında görmeyince üzülür.
TARIK: Anlayışla karşılar. Biliyor ne kadar sert ve huysuz bir patronum olduğunu, sabahın köründe başıma bir sürü iş çıkarıcağını. Çok uykum var izin verirsenin yatıcam.
NAZ: Vermezsem?
TARIK: O zaman izin almadan yatıcam.
NAZ: Kalkmazsam?
TARIK:Biraz sıkışıcaz demektir.

NAZ: (içses) 6.30 insaf. Daha ilk günden sabahlamalar. Yok bir arkadaş olarak bu kadar hızlı gitmenin uygun olmadığını söylicem yarın. Çabuk tüketmesinler aşklarını. Evet evet bu benim arkadaşlık vazifem.

Tarık'ın üstünü örtüp dışarı çıkar,

NAZ: Ah Tarık ah kıymetimi bir bilsen. Ay ne diyorsun Naz? Haa arkadaş olarak kıymetimi diyorsun. Evet o zaman tamam.

5
Tarık sabah kapının önündeyken Naz gelir,

TARIK: (içses) Evet Naz bu Pınar olayından sonra artık hala arkadaşcılık oynamayı sürdürmezsin heralde. Gördüğün gibi kuş yuvadan uçmak üzere bu saçma davranışların yüzünden. Eğer biraz aklın varsa ve biraz da sevgin...
NAZ: Günaydın sevgili arkadaşım!
TARIK: (içses)** İşte ya aklın yok ya da sevgin ve ben hala hangisi anlayamıyorum. (dışses) Günaydın.
NAZ: Ya kusura bakma seni de uykusuz bıraktım. E zor tabi iki kızı aynı anda idare etmek. Birini uyut öbürünü okula bırak. Ama napalım idare ediceksin artık. Ne de olsa biri gönlünü doyuruyor diğeri karnını.
TARIK: Şans işte bulamadım ki şöyle ikisini birden doyurucak birini.
NAZ: Belki buldun farkında değilsin. Yani belki bu Pınar'ın babası zengindir damadına dolgun maaşlı bir iş verir belki. Ne diyelim inşallah. Yani ben de seni bir oraya bir buraya koşuştururken harap bitap olmana dayanamıyorum Tarık.
TARIK: Çok düşüncelisin sevgili arkadaşım.
NAZ: Ama bak arkadaşın olarak şunu söylemem lazım. Böyle daha ilk günden gece kaçıp yanına gitmeler, ninni söylemeler falan bu kadar içine düşme kızın. Kız milleti çabuk şımarır. Sabah uyandığında ben bu çocuğu nasıl olsa kafesledim diye düşünüp şımarıp sana olan ilgisi azalsın hiç istemem Tarık.
TARIK: Pınar öyle biri değil.
NAZ: Öyle mi? Söyle bakalım o zaman aradı mı hiç seni sabahtan beri?
TARIK: Hayır?
NAZ: Bak gördün mü biliyor senin aptal aşıklar gibi dayanamayıp arıcağını. Evinde uzatmış ayaklarını böyle senin düşmeni bekliyor. Sen aramasan o seni hayatta aramaz. Elde etti nasılsa var mısın iddiaya?

Bu sırada Pınar gelir,

NAZ: Geldi?!
PINAR: Sürpriz! Özledim seni dayanamayıp geldim. Merhaba Naz.

6
PINAR: Siz bir yere mi gidiyordunuz?
NAZ: Yaa. Hatta geç bile kaldık öyle değil mi Tarık?
TARIK: Naz çok ayıp abi dicektin dilin sürştü heralde. İşine geldi mi hemen Tarık. Pınarcım kesin senden cesaret alıyor bu kız.
PINAR: Ay yok ben abi kardeş arasına girmem. O sizin biliceğiniz iş.
NAZ: Evet aramıza girme Pınarcım. Abimle benim aramıza.
PINAR: Çello mu o?
NAZ: Evet
PINAR: Sen mi çalıyorsun?
TARIK: Alemsin Pınar nerde benim kardeşimde o kabiliyet. Çello çalmayı bilse hizmetçilik yaptırır mıyım ben ona. Rica ederim evin küçük hanımında konservatuara kaydını yaptırır birlikte gidip gelirler.
PINAR: Evin küçük hanımı mı çello çalıyor?
TARIK: Evet o çalıyor Naz da taşıyor.
PINAR: Taşıyor mu?
TARIK: Hiç sorma Pınar bu küçük hanımın şımarıklıkları Nazla beni yedi bitirdi resmen. Neymiş tenefüslerde çellosunu taşıyamazmış yorulurmuş. Biz de böyle her gün çello dersi için evden çellosunu götürüyoruz. Hadi ben neyse zavallı Nazcık bütün gün okul koridorlarında hanımefendinin çellosunu çantacı gibi peşinden taşıyor.
PINAR: Ay inanmıyorum şımarıklığın da bir sınırı var. Bu kadarını duymamıştım.
NAZ: Canım onun hiçbir suçu yok. Ben kendim talip oldum bu işe. Hatta zevk alıyorum. Elimden alıp taşımak istese ben vermem, hayatta vermem.
TARIK: Naz, Pınar yabancı değil, hatta müstakbel yengen. Ona yapma bari.
PINAR: Neyi?
TARIK: Küçük hanımın "Eğer soran olursa aynen böyle diceksin" diye ezberlettiği lafları. Ben kendim talip oldum da zevk alıyorum da. Geceleri "Allahım kurtar beni bu zulümden" diye yastığa gömülüp ağlayan benim sanki.
PINAR: İnanmıyorum peki niye katlanıyorsunuz bu kıza? Basın çekin gidin.
TARIK: Napalım işte karnımızı doyuruyor. Oysa gönlümüz o kadar aç ki sevigiye. Bir bulsak ikisini de dOyurucak birini 1 sn durur muyuz burda? Di mi sevgili kardeşim?
NAZ: Ee hadi sevgili abicim gidelim artık biliyorsun küçük hanım geç kalınca çok kızar.
TARIK: Evet evet bir kez daha sana bütün okulun önünde aşağılayarak bağırmasına gönlüm razı olmaz. "Maaşını haket saygısız besleme!" diye. Taa otoparktan duymuştum hala her gece kulaklarımda yankılanır.
PINAR: İnanmıyorum!
NAZ: Ben de!
PINAR: O zaman tutmiyim ben sizi ya da bir sakıncası yoksa birlikte gidelim. Naz'ı okula bıraktıktan sonra takılırız biraz?
TARIK: Hiç teklif etmiceksin sanmıştım.

7
Tarık-Naz-Pınar arabada,

PINAR: Fakat abi kardeş ikinizin ilişkisini çok kıskanıyorum. Birbirinize ne kadar destek oluyorsunuz şu zor şartlar altında.
TARIK: Nazla benim en büyük şansımız ne biliyor musun Pınarcım? Biz sadece abi kardeş değiliz aynı zamanda arkadaş gibiyiz. Allah herkese Naz gibi bir arkadaş nasip etsin.
NAZ: Aynen iade ediyorum lafını sevgili abicim.
PINAR: Oysa ben abimle çok kopuğum. Yani aslında yakınızdır da sürekli yurt dışında olduğundan yüzünü görene aşk olsun.
NAZ: Demek bir abiniz var yakışıklı mı bare?
TARIK: Naz soru mu bu? Bu kadar güzel bir kız kardeşi olduğuna göre aksi mümkün mü?
PINAR: Bir fotoğrafını gösterim mi?
TARIK: Gerek yok görmüş kadar olduk!
NAZ: Aa ben olmadım!
TARIK: Ben oldum sana sonra tarif ederim Naz.
PINAR: Eyvah abin kıskandı! Eee abiler kız kardeşlerini kimseyle paylaşamazlar.
TARIK: Doğru. Naz'ı biriyle paylaşıcak olma korkusu beni yiyip bitiriyor Pınar.
PINAR:Abinin değerini bil Naz.
NAZ: Of off kesin evde kaldım ben.

Okula gelirler,

TARIK: Evet sevgili kardeşim işte geldik. Bağrıma taş basarak seni o şımarık, küstah, ukala patronumuzun ellerine emanet ediyorum. Affet beni.
PINAR: İnanılır gibi değil bir insan yanında çalışan birine bunu nasıl yapar? Ayrıca ben de konservatuar mezunuyum bize ilk öğrettikleri şey "Eğer insana çaldığı ensturuman yük geliyorsa hemen bıraksın"dı. Ben kemanımla yattım kalktım senelerce.
NAZ: İyi de keman küçük kolay taşınır. Çello gibi ağır değil. Koskoca kutu gülle gibi. Ya konturbascılara ne demeli onlara yazık değil mi?
TARIK: Naz
PINAR: Ben çello da çalıyorum Nazcım. Ağırlığını en az senin kadar iyi bilirim. İkimizin de bildiği bir şey var ki senin o şımarık, küstah, küçük hanımın ikimiz kadar da bilmiyor. Bana sorarsan hakkını vererek de çalamıyordur.
TARIK: Haklısın bazen yazın bahçeye çıkıp çalmaya çalışıyordu.
NAZ: Ve de bence gayet başarılıydı.
TARIK: Ah işte ah hep bunları zorla söyletiyor kardeşime.
PINAR: Ben senin yerinde olsam Naz çoktan rest çekmiştim. Bir baş kaldır bir karşı gel. Hep böyle ezik olma. Sen kendini ezdirdikçe daha çok üstüne basıyor belli ki. Haksız mıyım Tarık?
TARIK: Ben hep söylüyorum Pınarcım ama dinlemiyor ki. Neyse hadi sevgili kardeşim bekletme küçük hanımı. Saat 6 da gelir sizi alırım ben. Tabi Pınar izin verirse?

Naz arabadan iner,

NAZ: (içses) Yok ben bu ikisini yanlız bırakırsam derste aklımı kaçırırım.Bir yolunu bul Naz okula gitmeyip başlarına ekşimenin yolunu bul.
TARIK: Sevgili kerdeşim kapıyı kapar mısın lütfen. Hadi ama.

Naz arabaya tekrar biner,

NAZ: Gitmiyorum ben
TARIK: Niye?
NAZ: Tek sebebi var o da Pınar.
TARIK: (içses) İşte buraya kadar dayanabildin Naz ve de nihayet patadın. Açıkça itiraf et şimdi kardeşim olmadığını ve Pınar'ı kıskandığını herşey ortaya çıksın.
PINAR: Ben mi?
NAZ: Evet sen. Sen benim gözlerimdeki perdeyi kaldırdın Pınar. Haklısın ben kendimi ezdirdikçe bu şımarık küstah kız daha fazla üstüme basıcak benim. Bundan sonra ezdirmicem kendimi, tepkimi göstericem. Gitmiyorum okula. Yeter şu koca kutuyu bana köle gibi taşıttırdığı canım di mi?
PINAR: Helal olsun sana Naz. Ee ne duruyorsun Tarık hadi gidelim.
NAZ: Evet abi hemen gidelim. Yoksa bak fikrimi değiştirebilirim.
PINAR: Hayatta izin vermem. Hadi Tarık hep birlikte gidiyoruz her nereye gidiyorsak. Naz'ı yanımızdan ayırmak yok bugün.
NAZ: Ayy sizin rahatınızı bozmak istemem ama ben?
PINAR: O ne biçim laf. Ben karşı gelsem zaten abin seni bırakmaz böyle bir durumda.
NAZ: Bırakmazsın di mi abi?
TARIK: Hiç bırakır mıyım.

8
Pınar salonda çello çaldıktan sonra,

TARIK: Bravo harikaydı. Di mi sevgili kardeşim?
NAZ: Valla ben aynısını daha geçen gün bizim küçük hanımdan dinledim bir fark yoktu.
TARIK: Demek ki senin kulağını temizletme vaktin gelmiş.
PINAR:Bu parçada bana eşlik eder misin Tarık?
TARIK: Hangi parça?
PINAR: Dün bana söylediğin. Bütün gece oturdum o şarkının melodisini çelloda nasıl çalarım diye uğraştım. Bir şeyler çıktı galiba.
TARIK: Ben o şarkıyı başka biri için söylemiştim, ama sen daha çok hakediyorsun.

Naz oturduğu yerden fırlar,

TARIK: Naz hazır gitmişken bir çay suyu koysana.
NAZ: Hemen

Naz mutfakta,

NAZ: "Çay suyu koy"muş. Ya oysa benim içimden çaydanlığı kafana atmak geçiyor. Kıza bak ya sırnaşıcam diye oturmuş bütün gece çello çalışmış. Eee bunlar gece birlikte değiller miydi? Nasıl oluyor bu iş Tarık'ın haberi olmadığına göre? Ya da var. Hatta inadına birlikte çalıştılar. Tarık inadına ben varken çalmasını istedi beni iyice delirtmek için. Pes yani pes Tarık.

Tarık bu sırada içerde şarkıya başlar,

NAZ: Hayır duymak istemiyorum. Hayır hayır başıma bundan daha fazla kötü bir şey gelmesin!

9
Filiz ve Ümit kapının önünde

ÜMİT: Abi ne korkunç filmdi ya!
FİLİZ: Evet sen korkudan çığlık atana kadar!
ÜMİT: Şişşt. Eyvah Naz yine çello çalıyor.
FİLİZ: Hiç fena değil.
ÜMİT: Ben sana 1200. defa dinleyişinden sonra tekrar sorarım.
FİLİZ: Hımm
ÜMİT: Eee
FİLİZ: Eee ne?
ÜMİT: Nazın arabası yok bu da demektir ki abin evde değil. Hadi ders.
FİLİZ: Aaa yorma beni Ümit!
ÜMİT: Peki sen bilirsin Öss'de Türev sorusunu yapamadığımda keşke o gün yorulsaydım da bugünleri görmeseydim diceksin unutma.
FİLİZ: Tamam tamam abimin geldiğini duyunca aynen kaçarım ona göre.
ÜMİT: İşte bu!
FİLİZ: Peki nedir sende aniden parlayan bu matematik aşkı?
ÜMİT: Ona matematik aşkı demiyelim tamam mı?

10
Ümit ve Filiz içeri girer,

PINAR: Hadi girsene şarkıya.
ÜMİT: E bu Naz'ın sesi değil?
FİLİZ: Ama bu abimin sesi!
ÜMİT: E napıcaz?
FİLİZ: Ders yapmıcağımız kesin!
NAZ: Ümit! Ümit!
ÜMİT: Noluyor kızım?

Bu sırada Tarık ve Pınar da içerden gelir,

NAZ: Hoşgeldiniz Ümit bey.
TARIK: Kusura bakmayın sizden habersiz misafir aldık eve kızmazsınız inşallah.
ÜMİT: Hayret ben de aynını sana söylicektim.
NAZ: Ümit Bey evin küçük beyi.
PINAR: Anladım. Ablasına benzemiyordur inşallah.
ÜMİT: Bilmem siz karar verin benziyor muyuz?
PINAR: Bilemicem kendisini hiç görmedim. Ben Pınar, ablanızın şoförünün arkadaşıyım ve de kız kardeşinin.
FİLİZ: Aa tanışıyor muyuz?
NAZ: Ümit Bey siz açsınızdır. Buyrun ben size ve arkadaşınıza mutfakta birer tost yapim.
TARIK: Kız kardeşimin tostları meşhurdur hele kaşarlısı. Öyle di mi Ümit bey?
ÜMİT: Tabi biz de zaten eve kaşarlı tost yemek için gelmiştik.

PINAR: İyi bir çocuğa benziyor ama şaşkın bir ifadesi var.
TARIK: Hiç şaşırmadım.

11
Naz, Ümit, Filiz mutfakta,

ÜMİT: Vay vay vay vay olaya bak. Yani şimdi Alfonso ve sen kardeşsiniz ve biriniz şoför, biriniz hizmetçi olarak bizim evde benim ve benim iğrenç, aşağılık, şımarık, küstah ablamın yanında çalışıyorsunuz öyle mi?
NAZ: Evet.
ÜMİT: Vay be.
NAZ: Ay neyse işte uzun sözün kısası durumlar karışık daha karıştırmadan siz ortadan kaybolun tamam mı?
ÜMİT: Yani bizi evden kovuyorsun?
NAZ: Aynen öyle yapıyorum Ümit. Gidin ve ben arayana kadar gelmeyin.
ÜMİT: Sen arayana kadar?
NAZ: Ay Ümit kıt mısın? Ay gidin işte evden hadi bakim kış! Hadi bakim hadi!
ÜMİT: Peki Naz. Hadi gidelim Filiz.

12
Tarık ve Pınar salonda,

PINAR: Sen küçükhanımı almaya gitmicek miydin?
TARIK: Yok aradı arkadaşlarıyla yemeğe gidiyormuş. Ben onu gece geç saatte alıcam. Daha burdayız yani.

Bu sırada Ümit ve Filiz salona gelir,

ÜMİT: Aa tabi tabi hayyatta bırakmayız. Lütfen yemeğe misafirimiz olun. Naz çabuk buraya gel sofrayı kur. Gelmez şimdi bu kız 2 saat. Yani Tarık bilirsin açık sözlüyümdür inan seni bu kadar çok seviyor olmasak ailecek biz bu kardeşini kapının önüne koyardık çoktan. Yemekte ne var?
NAZ: Bilmem?
ÜMİT: İşte buyrun. Tarık inan valla sırf senin hatrın için.
TARIK: Biliyorum ve bu anlayışınıza çok teşekkür ediyorum. Olmadı işte bu kadar yetiştirebildik. Yine buna da şükür. Biliyorsunuz ilk geldiğinde buzdolabının yerini bulamıyordu.
NAZ: Ay kusura bakmayın Ümit Bey. İşte sizin verdiğiniz müjdeli haberin heyecanıyla elim ayağım dolaştı.
TARIK: Hangi müjdeli haber?
NAZ: Aa size söylemedi mi? Ümit Bey nişanlanmış Filiz hanımla.
TARIK: Ne?
FİLİZ: Aaaa yaaa
PINAR: Tebrik ederim!

Sonra,

FİLİZ: Zamanla sevdik birbirimizi. Bize kalsa biz daha önce nişanlanırdık ama işte bende bir abi var aman allah korusun.
NAZ: Tahmin edebiliyorum bende de var bir tane.
FİLİZ: Yok yok bendeki daha beter
PINAR: İnanmıyorum bende de var bir tane ve şu anda arıyor. Alo abi bu ne güzel sürpriz. İnanmıyorum nerde? Tamam.... Böyle tuhaf bir adam işte İtalya'daydı akşam uçağıyla İstanbul'a dönmüş yemeğe bekliyor beni.
NAZ: Ay inşallah şu meşhur abini görmek bir gün bize de nasip olur.
PINAR: Oldu bile. Hadi kalkın hep birlikte gidiyoruz.
NAZ: Ay inanmıyorum ciddi misin?
TARIK: Naz biraz abartmadın mı sevinmeyi?
FİLİZ: Ayy haklıymışsın senin abin benimkinden betermiş!
PINAR: Hadi bu vesileyle sizin de nişanınızı kutlamış oluruz!
FİLİZ: Aaa harika bir fikir di mi Ümit?
TARIK: Sizin de abiniz şu sevincinizi görse mutlaka bir çift laf ederdi.
FİLİZ: Aman boşver kim sallar onu!
PINAR: Hadi hadi geç kalıyoruz,

der ve salondan çıkar bu sırada Tarık-Naz-Filiz-Ümit dörtlüsü aynı anda birbirlerine birşeyler söylerler (buranın repliğini yazmayı çok istiyorum ama ne dekilerini çözemedim) Pınar salona tekrar gelir ve

PINAR: Eee hadi gelmiyor musunuz?
TARIK-NAZ-FİLİZ-ÜMİT: Geliyoruz.

13
Ve son sahne,

PINAR: Eee nasıl gidiyoruz.
TARIK: Ben kardeşimle gidim siz üçünüz gidin. Orda buluşuruz.
PINAR: Birlikte gitmiyor muyuz?
TARIK: Benim kardeşimle biraz konuşmam lazım.
FİLİZ: İyi tamam. Ayy pardon daldım birden.

Bu sırada Tarık'ın telefonu çalar. Arayan Belgindir. Telefon konuşması bittikten sonra,

TARIK:Benim çok acele bir işim çıktı. Siz gidin biz birazdan geliriz.
PINAR: Naz istiyorsa gelsin bizimle sen sonra katılırsın.
TARIK: Yok yanımda olsa daha iyi.
NAZ: Ayy ben çok da tanışmak istiyordum Pınar'ın abisiyle.
PINAR: Baskı yapma kıza Tarık.
TARIK: Sen karar ver o zaman. Yalnız çabuk ver acelem var,

der ve Naz arabaya binip gider.