Ana Sayfa | Yardim/SSS | RSS Feed | Iletisim

Önceki Başlıklar

İyi Bir Dizide Oynamakla Oyuncu Olunmuyor (Seda Ma...
3 Ocak tarihli Uğur Kedi mesajı
31 Aralık Tarihli Uğur Kedi mesajı
Merve Sevi ve Barış Akarsu'dan Yeni Yıl Kutlaması
25. Bölüm Senaryosu (tarık_naz)
Replikler (24. Bölüm)
25. Bölüm
24. Bölüm (Videolar)
Memet Güler (Vatan Gazetesi) 29.12.06
24. Bölüm Fragman Senaryosu (tarık_naz)
 

Replik ve Yorumlarla 25. Bölüm (Ebru Karaca)

Ocak 05, 2007

Aşağıdaki yazı Dizifilm.com forumu üyelerinden Ebru Karaca'ya aittir. Güzel yorumu ve paylaştığı replikler için kendisine teşekkürlerimizle:




1

Herkese iyi akşamlar..
Yine çok ama çoook eğlenceli bir bölümü de bitirdik. Bitiriyoruz ama doyamıyoruz. Üst üste kaç tane daha koysalar izlerim, bilmiyorum. Herhalde sabahtan akşama kadar..

Bu günkü bölüm ve replikleri her zamanki gibi muhteşemdi. Her hafta senaristlere teşekkür etmekten bir hal oldum. Ama bıkmayacağım. Senaristlerimize sonsuz teşekkürler..

Bu günkü yorumlarımı repliklerle bezemek istiyorum. Çünkü izlerken çok zevk aldım Kullanayım bari

Naz ve Tarık'ın didişmeleri, pardon arkadaşlıkları yine çok güldürdü beni. Bu sefer Naz hak etti ama. Tarık'ın klüpteki söylediklerinden sonra hala arkadaşım arkadaşım dedi ya. Daha ne diyeyim? Hak ettin bunu Naz. Hem de sonuna kadar. Öyle ki, Tarık'ın bu kararı almasında geç olduğuna bile karar verdim İyiki de almış. Çünkü Tarık'ın hal ve hareketleri, Naz'a onun silahı ile karşılık verdiği sahneler muhteşemdi. Hem güldüm hem de acayip zevk aldım. Harikasınız Barış ve Merve!

Naz artık mimiklerini eskisi kadar abartılı kullanmıyor. O yüzden onu izlemek artık daha zevkli. Çok tatlıydı bu akşam.

"Başka bir şey yok zaten.
Ne olabilir ki zaten?
Olamaz ki zaten!"



"Tarık beni hiç bırakma! Tamam mı?
???
Yani bu gece..
Yani moralim bozukken..
Yani yarın bırak!"
Hehehe

"Beni öyle bir şarkıyla kandıramazsın!"
"OOOoooooo....!"
"Ne ooo su? Ne ooo su?
Ben size ooo'luyo muyum?"


2

Köfteciyi özlemişiz. Ne güzel oldu Oradaki muhabbeti de sevdim. Özellikle de Naz, Tarık ve Filiz'in Tarık Tekelioğlu hakkındaki konuşmaları

"Kesin saçma sapan bir hatunun yanındadır.
(Tarık bakar)
Filiz: Kesin! Kesin!"


Tarık'ın Filiz'e dönüp: (Şoför Tarık ve Tarık Tekelioğlu arasında) Birini seçsen hangisini seçerdin?
--Seni!
Çok tatlılardı. Öyle güzel öptüler ki birbirlerini, sanki gerçekten kardeşler. Çok sevimliydiler..

Tarık'ın Naz'ın hallerini kabullenemediği anlarda sahiden ben de onunla beraber sinirlendim E yuh artık dedim.

"Hani dağdayken bir şey yaptın ya..
Ben yapmadım! Biz yaptık!
..
Tamam! Birlikte yaptık. Mutlu musun şimdi?
Artık değil.."


Romantizm ve acının bu kadar iç içe olduğu bir an yoktu.. Öyle ki; bu diziyi izlerken her türlü duyguyu bir arada yaşıyorsunuz..

Yine, Naz'ın Tarık'ın bıyığını silmesi çok romantikti, neler umduk. Ama "Sağ olun sildiğiniz için bıyığımın kenarını!" ile sona erdi. İşte vurduk en dibe kadar!

Yok yok! Orada değil. Naz'ın;
"Patronun değil! Arkadaşınım ben senin!
Siz değil, sen diyeceksin bana.
İnsan hiç arkadaşına siz der mi?"
dediği yerde vurdum. YUH! YUH! YUH!

3

İşte o yüzden Tarık'ın; "Ben de seni kendi kazdığın kuyuya düşürmezsem, sevgili arkadaşım!" diyerek başlayıp, "..hadi hadi, vardır senin kafanda bir şey.. söylemiyorsun.." diyerek devam etmesi. O candan, sıcak, arkadaşça hareketler. Tıpkı Naz'ın Tarık'a yaptığı gibi omzuna vurmalar falan... Hah haa.. "Arabaya son giden, kahvaltıyı ısmarlar!". Ya Naz'ın oradaki bakışları... !!!

Kahvaltıdaki muhabbetleri.. Hmm.. Tarık'ın Naz'a rüyadan bahsetmesi.. Muhteşemdi.
--"Bil bakalım rüyamda kimi gördüm?
--Kadın mı, erkek mi?
--Kadın..
--Dur bakayım...... beni mi gördün?
--Yok artık! Alemsin! Seni ne diye göreyim? Zaten bütün gün birlikteyiz. Bari orada kafam rahat olsun!"


Dumuurrrr.... Tam verilmesi gereken cevap..

Ya Naz'ın Tarık'ın arkasından bakmamak için tuza bak deyip, tuzları masanın üstüne döküp, "tuzları say! tuzları say!" ları ve hareketleri nasıldı? Çok güzeldi. Çok beğendim..

"Arkadaş arkadaşın çöpçatanıdır. Ama kaş çatanı değil!"

Kendine gel Naaazzz...

Geliyor, geliyor:

"... tabi gidecek!
Kendine sevgili buldu.
Nasıl yapar bunu bana?
Ben varken?
....
İnşallah iyi anlaşırlar..
... Ya iyi anlaşırlarsa?"
Çok tatlı yaaa....

Tarık'ı Pınar'a kaptırmamak için şoför olduğunu söyletti ya..

"O kız bunu öğrendikten sonra o arabada bir dakika dursun, benim de adım Naz değil!
Neyse! Yırttık yırttık!..
(Garsona doğru bir bakış ve gerçek hayata dönüş!)

"Biraz daha acele etmezsem, Tarıkla Pınar'ın düğününde, Pınar'ın fırlattığı buketi yakalamaya çalışıyor olacağım!" (O şirin yakalama hareketiyle)

"Ama sen orada durursan, ben gidemem ki!.
Gitme!
Neden?
Çünkü gitmene gerek yok...
(falan felan. Aslında başka şeyler söylesin isterdik ama.. )
--Ben yaparım size bir kaç kap yemek!
--Sen?
--Evet..
--Yemek yapacaksın?
--Niye şaşırdın?
--Ben ve müstakbel kız arkadaşıma?
....
--Hadi hadi! Sen ara, ben gidip bir şeyler hazırlayayım, abim ve kız arkadaşına..
--Müstakbel!!!
--Müstakbel!"


4

Yani Tarık ve Naz'ı, kardeş olarak da izledik ya.. Helal olsun

"Ben gerçeği söyledim Naz.
Hangi gerçeği?
Benim bu evin şoförü, senin de hizmetçisi olduğunu.
Neden yaptın bunu?
(Pınar'ın bakışları)
Yani, ben kendim söylerdim...
" TABİ TABİ

Ya her anlattığım yer çok güzeldi diyorum. Biliyorum ama ne yapayım, hepsi güzeldi. Şu Pınar'ın Tarık'ın solunda, Naz'ın sağında (bize göre) olduğu yer çok güzeldi. Tarık bir ona bakıyor, bir buna. Hani şarkı söyle muhabbetinde. Ve "SENİNLE BİR DAKİKA!" Ne de güzel söyledi kerata!
Ya Naz'ın bir şarkıyı bile kıskanması?

--"Bunun üzerin bir çay içeriz!
(Mutfağa gidiş)

İnanmıyorum ya! İnanmıyorum! Hem de bu şarkıyı!
Bana dağda söylediği
ve bize özel olduğunu düşündüğüm şarkıyı!"


Bak seeeen!! Özel demek? Eee, sen şarkınızı bile seçmişsin Naz. Bir düğün eksik. Hala arkadaşım, arkadaşım deyip diyorsun. Ne diyeyim sana?

E bu da fazla geldi tabi Naz'a. Tarık'ını kurtardı.

"Abiiiiiii, hatırlamıyor musun, senin çay içmek için çağırdığın arkadaşına ne yapmıştı? (Patronu kastediyor)
Hayır, hatırlamıyorum. Ne yapmıştı?
Aa, çünkü; hatırlamak istemiyorsun.
(Pınar'a dönerek)
Korkunçtuuuu....
E doğal olarak Pınar kaçar!
Tarık: Pınar dur!
Pınar: Sonra dururum!"
Bu diyalog da güzeldi..

Neresi güzel değildi ki?


Şu üçlememiz (Teo, Hulusi, Vahi) yine kırdı geçirdi..
Teo: Ben sizi bekliyorum Vahi bey..
Vahi:Ben de sizi bekliyorum Teoman bey..
Belkıs zaman oturun, birbirinizi bekleyin biraz!"


Vestiyer Görevlisi: "Buyrun, kaç numaraydı sizinki?
Belgin: Yok! Ben paltomu almayayım. Kocamı alayım.
Hulusi: (Görevliye): --Verme beni!"


Vahi: "Bu dansı bana lutfeder misiniz Belkıs hanım?
Hulusi (Belkıs'a): -Belkıs! Sen de hemen lutfet!!"


Belgin: "Yoruldum Hulusi! Çünkü bir de seni taşıyorum. İyice çullandın üzerime!"

Hulusi: "Seni öyle bir hale getireceğim ki Teo, ne metron kalacak! Ne seksüelliğin!"

Belgin: "İltifat etmekten dilin sarktı!"

5

Şu Samim'i gerçekten çok sevdim. Gerçekten. Bu diziden tamamen ayrılmamalı. Ara ara gelmeli bir şekilde Hulusinin rüyasını dinlerkenki yüz ifadelerini hatırlıyor musunuz?

Hulusi:"Çıldırmak üzereyim Samim! Kurtar beni!
Samim: Ay kız bu ne?
Hulusi: Ne kızı be! Kız sensin! Ben sapına kadar metroseksüelim!"


Hulusi:"Bana saatime 200 milyon ödetiyorsun. Biraz da ona ödet!"

Hulusi (Samim'e): "Çok zeki adamsın sen! Yani sen erkek misin, bilmiyorum ama.. çok zekisin!"

Belgin hanım Hulusi beyi bir ŞEKER'den de kıskandı yaa.. helal olsun!
Hulusi: "Belgin, Samim benim yaşam koçum!
Belgin: Ah ne güzel! Yakında da hayat arkadaşın olur!"


Belgin: "Artık sadece ses değil, görüntü de var. Seyreyle kabusu!"

Annesi babasından kıskanadursun, Samim'in oğluna asılmasına ne demeli?
"Ayyy Vahi beeeyy..!! Ne hoş şoförünüz varmış sizin. Şoför değil, dalyan! Dalyan!

.....
(Tarık'a) Sen boşver dinleme. Beni en son bırak!"

Belgin hanımın eski Hulusi'ye kavuşma çabaları ile Teo'dan yardım istemesi ve Teo'nun halleri de çok güzeldi.

Teo:"Ama metroseksüellik, öyle taklitle olacak iş değil. İçten gelmesi lazım.
Belkıs:İşte o yüzden bu metroseksüellik Hulusi'nin üstünde pek bir sırıttı."

Belkıs:"Adam senin yüzünden yufkaya döndü 3 günde! Susamlı simit gibi dolaşıyor ortalıkta! Şimdi uzaktan görsem puf böreği sanıyorum. Oysa benim Hulusim eskiden Diyarbakır karpuzu gibi bir insandı. Böyle, masaya vurdu mu.......!"


Teo:"Trafik canavarı taklidi yapıyorum.
Belkıs: Vur dedim, öldürdün!
Teo: İçimde var galiba biraz maçoluk!
Belkıs: Aman Teo, içinde kalsın! İçinde kalsın!"


Maço halleri ve tespih sallamaları da güzeldi. Garsonları dayaktan geçirirken yaşlı amcayı es geçmesi hoştu.
Belgin: (Teo'yu kastederek) "Sinirlenince pek bir acayip oluyormuş.
Hulusi: Acayıp derken? İyi anlamda mı, kötü anlamda mı?"


Çok güzeldi, çoookk...
Vahi bey de döktürdü ara ara:

Vahi:"Teoman beyi hatırlamışsındır. Şu yüzsüz, utanmaz ve yaşlı adam.."
Naz: Ya baba! Sen de benim laflarımı mı ezberliyorsun?


Vahi: "Niye bu salatanın limonu yok? Dağıtayım mı burayı? Nasıl? Bende de potansiyel var, değil mi?"

Her yola gelebiyorum hesaaaaabıııı...
Onu da takdir ediyorum.

6

Veee, final:

--Bana doğruyu söyle.. Seviyor musun gerçekten?
--Evet.
(Bakışmalar ve fondaki Gözlerin.. Hmm)
(Buraya kadar her şey çok güzel ve romantık)

--Peki o zaman. Bir daha karışmayacağım. Söz!
--Neye?
--Pınarla ilişkinize.
--Pınar mı?
?????????????????????????????????
(Veeee, Naz'ın romntizmi bitirdiği an!)

Naz'ın sorusunu dinlerken, tam ortamı diye düşünmüştüm. Ne güzel.. Ama Naz'ın neyi kastettiğine göre değişir. Pınar'ı kastediyor muhtemelen. Tarık hayır de! Hayır de! Ya da: Kimi de! Kimi!
Tarık'ın cevabı: EVET!
(Bende yağlar erimiş vaziyette. Ayyyyyyyyyyyyy!!!!!!)
Hem hayır de deyip, hem de bir evetten bu kadar mı zevk alınır?
E tabi gerçek hataya dönüş ve Naz'ın yanlış anlaması.
Ne yapalım? Olsun!
Belki şu an yanlış anladı ama bu romantik ortam ve güzel EVET anı, bir başka zaman yine hatırlanır nasılsa. Bu sefer doğru olarak
İşte, güzel bir bölümü de böylece sona erdirdik. Hepimize hayırlı uğurlu olsun
Sevgiler..

Dizifilm.com forumlarindan alintidir.