Ana Sayfa | Yardim/SSS | RSS Feed | Iletisim

Önceki Başlıklar

5 Ocak tarihli Uğur Kedi mesajı
25. Bölüm (Videolar)
Replik ve Yorumlarla 25. Bölüm (Ebru Karaca)
İyi Bir Dizide Oynamakla Oyuncu Olunmuyor (Seda Ma...
3 Ocak tarihli Uğur Kedi mesajı
31 Aralık Tarihli Uğur Kedi mesajı
Merve Sevi ve Barış Akarsu'dan Yeni Yıl Kutlaması
25. Bölüm Senaryosu (tarık_naz)
Replikler (24. Bölüm)
25. Bölüm
 

Replikler (25. Bölüm)

Ocak 06, 2007

DiziFilm.com forumu üyelerinden ceza_cansu ve tarık_naz'a teşekkürler:



1
Naz Teoman'ı Tarık Tekelioğlu sanar ve

NAZ: Kolay gelsin baba!
VAHİ: Naz
NAZ: Tebrik ederim seni yani. Hayatımızı zehir eden adamla karşılıklı oynuyorsun ya bravo valla.
VAHİ: Ne?
NAZ: Hazır karşılaşmışken size de bir çift lafım var. Siz ne kadar yüzsüz, ne kadar şımarık, ne kadar yaşlı....
VAHİ: Naz! Naz tanıştirim. Belkıs hanımın arkadaşı Teo bey.
NAZ: ?? Ve de ne kadar memnun oldum tanıştığımıza. Saygılar. Ay ben gidiyim

2
Tarık-Naz barda konuşurlar

NAZ: Of Tarık ya mahvoldum ben ya mahvoldum. Rezil oldum. Babamın arkadaşını Tarık Tekelioğlu sandım. Ağzıma geleni söyledim koskoca adama. Kimbilir ne düşünmüştür hakkımda. Ya ben nasıl yaptım böyle bir rezilliği. Of hayatta bakamam ben onun bir daha yüzüne.
TARIK: Sizin bir suçunuz yok Naz hanım kızmayın bu kadar kendinize. Bir yanlış anlama olmuş. Açıklarsınız.
NAZ: Ya amma zırvalıyorsun sen bazen ya. Ay kim inanır 60 yaşındaki adamı Tarık Tekelioğlu sandığıma. Adamın yüzüne bakmadan başladım taramalı tüfek gibi saydırmaya. Ya inanamıyorum ya. Bu Tarık Tekelioğlu nefreti resmen gözümü kör etmiş benim. Nasıl doluyum anla yani. Onun yüzünden birde zavallı adamcağıza demediğimi bırakmadım. Gördüğüm yerde bunun da hesabını sorucam o aşağılık adamda görürsün.
TARIK: Canım bunda ne suçu var?
NAZ: Ya inanamıyorum sana şu haldeyken beni sakinleştiriceğine Tarık Tekelioğlu'nu savunuyorsun Tarık. Yok yok sen saklıyorsun bir şey ama, var senin Tarık Tekelioğlu'yla ilgili bir bağlantın. Yoksa bu kadar korumazsın. Söyle bana ne alakan var onla? Ve de doğruyu söyle eğer yalan söylediğini anlarsam kovarım seni. Hem şoförlüğümden, hem arkadaşlığımdan, hem de.... O kadar. İkisinden. Başka bir şey yok ki zaten. Ne olabilir ki zaten? Olamaz zaten... Evet ne alakan var Tarık Tekelioğlu'yla?
TARIK: Kendisi kardeşimin abisi olur
NAZ: Doğru söylüyorsun. Ben de Ümit'i başka aileye verseler kim olursa olsun abisine toz kondurmazdım. Kusura bakma. Bir an düşünemedim. Ama çok moralim bozuktu Tarık. (Sarılır)
TARIK: Merak etmeyin ben yanınızdayım.
NAZ: Hiç bırakma tamam mı? Yani bu gece... Yani böyle moralim bozukken bırakma... (Cici bi sesle) Yoksa yarın bırak.
TARIK: (Gülerek) Tamam bırakırım.
NAZ: Ya gidebilir miyiz burdan. Karşılaşmak istemiyorum kimseyle bir daha.
TARIK: Tamam ufak bir işim var onu halledeyim.

Bu sırada Belgin hanım gelir ve gitmelerini işaret eder.

TARIK: Hadi gidelim.
NAZ: E işin vardı hani?
TARIK: Halloluverdi birden

3
HULUSİ: Bana bak hala geçmedi mi o şarkı söyleyen çocuk?
GÖREVLİ: Yok beyefendi. Zaten geçse de kapıda durdururlar. Patron görüşmek istiyormuş kendisiyle.
HULUSİ: Niye?
GÖREVLİ: Sesini çok beğenmiş iş teklif edecekmiş.
HULUSİ: (Yüzünü buruşturur) Aman aman ya.

Bu sırada Belgin gelir ve Hulusi’nin gizlendiğini görür.

BELGİN: Hulusi! Hulusi!
HULUSİ: A Belgin hayatımın anlamı, gözümün nuru.
GÖREVLİ: Buyrun hanımefendi kaç numaraydı sizinki?
BELGİN: Yok paltom kalsın ben bunu alim. Hadi Hulusi.
HULUSİ: (Görevliye) Verme beni.

4

Tarık ve Naz bardan çıktıktan sonra arabadalar.

NAZ: Ay çok saol Tarık iyi ki akıl ettin arka kapıdan çıkmayı. Babamlarla karşılaşmak zorunda kalmadık bir daha. Kusura bakma seni de böyle durduk yere arka kapılardan falan…
TARIK: Lafı bile olmaz Naz hanım.
NAZ: Fakat arka kapıyı elinle koymuş gibi bulman da ilginç. Sana verdiğim 700 lirayı böyle yerlerde mi yiyorsun sen?
TARIK: (Gülerek) Hayır hesabı ödemeden arka kapıdan kaçıyorum.

Bu sırada ikisininde telefonu çalar ve de ikisi aynı anda:

TARIK: Efendim Filiz?
NAZ: Efendim Ümit?
TARIK-NAZ: Nerdesiniz?
TARIK-NAZ: Tamam geliyoruz,

der ve telefonları kaparken birbirlerine bakarlar.

NAZ: İnsanın böyle bir bakışıyla kendini anlatabileceği bir arkadaşının olması ne güzel.İyiki varsın canım arkadaşım benim
TARIK: Başladık yine.

5
Tarık ve Naz köfteciye gelirler. Filiz, Ümit, Ayşe ve Sadri onları beklemektedir.

ÜMİT: Vay işte gecenin kahramanı da geldi!
TARIK: Gecenin kahramanı sensin Ümit. Bütün sürpriz senin. Ben sadece bir şarkıya eşlik ettim.
NAZ: O da ne eşlik etmek. Takılmış plak gibi "İyi ki doğdun Filiz... İyi ki..." Biraz daha yavaş söylesen Filiz'in doğum gününde başlayan şarkı benim bir ay sonraki doğum günümde biticekti.
TARIK: Aradan seninki de çıkardı fena mı?
NAZ: Beni öyle bir şarkıyla kandıramazsın.
FİLİZ-AYŞE-SADRİ-ÜMİT: Oooooo...!!!
NAZ: Yani beni hiçbir şekilde kandıramazsın. Yani ben kanmam, zeki kızımdır. Yani insanlar beni kandıramaz onu demek istedim. Ne "ooo"su hayret bir şey yani?? (Ümit ve Filiz'e bakarak) Ben size "ooooo"luyor muyum? (Ayşe ve Sadri'ye bakarak) Size "ooo"luyor muyum? "Oooooo"lamıyorum... Hadi hep birlikte: "İyi ki doğdun Filiz, iyi ki doğdun Filiz iyi ki doğdun iyi ki doğdun, mutlu yıllar sana..."

6
Filiz pastasındaki mumları söndürür.

ÜMİT: Ve Filiz 6. denemede rüzgardan önce davranıp mumları söndürmeyi başardı!
FİLİZ: Bu yaptıkların için sana çok teşekkür ederim.
AYŞE: Mutlu yıllar!
SADRİ: Mutlu seneler!
NAZ: İyi seneler!
ÜMİT: Biz donduk arabaya biniyoruz
TARIK: Doğum günün kutlu olsun Filiz.
FİLİZ: E hediyem nerde?
TARIK: Sen de bana son doğum günümde hediye almamıştın.
FİLİZ: Çünkü sen geçen sene bana almayı unutmuştun da ondan.
TARIK: Ya bunu mu tartışıcaz şimdi?
NAZ: Ya Filizcim hep benim yüzümden. Tarık'ın vakti olmadı ki hiç benim yüzümden. Çok canım sıkkındı bir an bile ayrılmadı yanımdan. Canım arkadaşım benim. Yarın ben çıkarırım arkadaşımı alışverişe alırız sana şöyle şık bir hediye. E ne de olsa arkadaşımın kardeşi benim de kardeşim sayılır ve kardeşimin arkadaşı benim de arkadaşım. Hem zaten zengin abin Tarık Tekelioğlu şöyle pahalı şık bir şey almıştır sana. Ama önemli olan yanında olmak. Bak abin yanında, Tarık Tekelioğlu beyfendi kimbilir nerde. Eminim hala aramamıştır seni.
FİLİZ: İşi vardır heralde
NAZ: Tabi tabi kesin saçmasapan hatunun birinin yanındadır şu anda.
FİLİZ: Kesin kesin.
NAZ: İşte bak bir kere daha gördük sayın Tarık Tekelioğlu'nun insanlığını.Kardeşinin doğum gününü hatırlamayan adamdan kime hayır gelir ki.
TARIK: İyi de Filiz'in doğum günü aslında yarın.
NAZ: Bak hala Tarık Tekelioğlu'nu koruyor bana. Ben anlamam saat 12'yi geçti mi? Geçti. 29 aralık oldu mu? Oldu. Aradı mı? Aramadı. Konu kapanmıştır.
TARIK: Ben şunu dilimletip getirim.
NAZ: Ay senin şu abin de Tarık Tekelioğlu'na toz kondurmuyor. Deli midir nedir?
TARIK: Usta şunu bir kesiversene sana zahmet.
NAZ: Hayır bir de üstüne dövdürdü abini abin dövdürdü. Bana bak gizli gizli para mı veriyorsunuz siz Tarık'a. Ondan mı koruyor böyle sayın Tekelioğlu'nu?
FİLİZ: Sen benim abimi hiç tanımamışsın.

Bu sırada Filiz'in telefonu çalar.

FİLİZ: Alo.
TARIK: Alo Filiz. Benim abin. Tarık Tekelioğlu olan.
FİLİZ: Söyle abi.
TARIK: Doğum günün kutlu olsun sevgili kardeşim. Yarın kutlıcaktım ama bekleyemedim.
FİLİZ: Biliyordum arıcağını. Çok teşekkür ederim.
TARIK: Ya şu anda yanında olmak isterdim ama...
FİLİZ: Olmuş kadar oldun abicim saol.
TARIK: Nice mutlu yıllara canım kardeşim benim. Seni çok seviyorum.
FİLİZ: Bende seni abi,
der ve telefonu kapar.

NAZ: Hayret hiç beklemezdim.
FİLİZ: Demek ki sen 2 abimi de hiç tanımamışsın Naz.
NAZ: Ay birini zaten hiç tanıyasım yok aman uzak olsun benden.

Tarık gelir,

NAZ: Ay nerdesin arkadaşım ya. Gitme yanımdan nolur özlüyorum dostluğunu. Büyük olay kaçırdın.
TARIK: Ne oldu?
NAZ: Tarık Tekelioğlu beyfendi lutfenip kardeşini aramayı akıl etti.
TARIK: Öyle mi?
NAZ: Ama tabi aramasının hiçbir anlamı yok. Ne yapıp yapıp gelmesi kardeşinin yanında olması lazımdı bence.
FİLİZ: Ben yanımdaymış gibi hissediyorum bu yeter.
NAZ: Ay ikinizde alemsiniz yani. Alın Tarık Tekelioğlu'nuzu tepe tepe kullanın,

der ve gider.

TARIK: Zor böyle 2 abin birden olmak. Birini seçsen hangisini seçerdin?
FİLİZ: Seni
Birbirlerini öper ve gülüşürler.

7
Tarık ve Naz eve gelirler. Arabada konuşmaya başlarlar:

NAZ: Her şey için çok teşekkür ederim arkadaşım. Çok güzel bir akşamdı.
TARIK: Benim için de.
NAZ: Gerçek bir dost gibi hep yanımda olduğun için sağol.
TARIK: (Bozularak) E arkadaşlık vazifem.
NAZ: Ya bak ben anlıyorum seni. Yani çok zor bir şey insanın arkadaş olarak kalması şey olduktan sonra...
TARIK: Ne?
NAZ: İşte. E biliyorsun ne olduğunu. Hani dağdayken bir şey yaptın ya.
TARIK: Ben yapmadım. Biz yaptık. Şimdi suçu benim üzerime atmayın.
NAZ: Ha suç muydu yani? Doğru söyle bana yaptığın şey yüzünden bir suçluluk mu hissediyorsun?
TARIK: Yaptığım değil. Yaptığımız!
NAZ: Ay taktın
TARIK: Çünkü benim için önemli.
NAZ: Tamam birlikte yaptık. Mutlu musun şimdi?
TARIK: Artık değil,
der ve araban iner

NAZ: Tarık!
der ve Tarık'ın dudaklarına dokunur.

NAZ: Krema olmuş bıyığın. Nasıl daldıysan pastaya.
TARIK: Sağolun. Sildiğiniz için bıyığımın kenarını.
NAZ: Ne demek arkadaşlık vazifem Tarık. Hadi iyi geceler.
TARIK: Size de.

8
Tarık müştemilattadır ve kendi kendine konuşmaya başlar:

TARIK: Arkadaşlık vazifesiymiş. Yok bu böyle olmicak. Ama sabret Tarık yakında o da anlıcak böyle olmicağını. Kendi vazgeçiçek bu işten. Kendi konuşmak isticek. Belki yarın, belki öbür gün.

Bu sırada Tarık'ın telefonu çalar. Arayan Nazdır.

TARIK: Belki bu gece. - Alo?
NAZ: Alo Tarık gelir misin?
TARIK: Ne oldu?
NAZ: Ya sana çok ihtiyacım var.
TARIK: Hemen geliyorum,
der ve telefonu kapatır.

TARIK: Dikkatli ol Tarık. Tamam belli ki duygusal bir kriz yaşıyor. Ama dikkat et. Dağ evindeki hataya düşme.

NAZ: Nerde kaldın? Tut şu babamı kolundan yukarı odasına çıkarmam için yardıma ihtiyacım var. Ay ne duruyorsun orda öyle Tarık. Gelsene!
VAHİ: Sorma Tarık evladım her tarafım tutulmuş. Ümit de yok ortalıkta hala, Belkıs hanım desen üşüttü yatıyor, Berrak bütün gün bahçeyi çapalamış kalkıcak hali yok yataktan. Sen olmasan şu kanepede mahsur kalmıştım.
NAZ: Yani baba nasıl Hulusi Tekelioğlu'nun gazına geliyorsun hemen. Senin neyine saatlerce dans etmek?
VAHİ: Ya sırf onun değil Teoman Beyin de gazına geldim. Teoman beyi hatırladın mı? Hani şu "yüzsüz, şımarık, yaşlı" olan.
NAZ: Ay baba sen de yemiyorsun içmiyorsun benim laflarımı mı ezberliyorsun? Nerden hatırlıyorsun hepsini tek tek?
VAHİ: Nasıl hatırlamam beynime kazındı beynime!

9
Tarık ve Naz Vahi'yi odasına çıkardıktan sonra aşağıda:

NAZ: Ay sağol Tarık sana da zahmet oldu.
TARIK: Ne demek arkadaşlık vazifem. İyi geceler.
NAZ: Tarık?
TARIK: Efendim?
NAZ: Sen niye böyle ters ters konuşuyorsun?
TARIK: Hayır konuşmuyorum size öyle gelmiş.
NAZ: Tarık varsa bir şey lütfen söyler misin? Neyse sorun çözelim. Çünkü ben hiçbir şeyin bu güzel arkadaşlığımızı bozmasını istemiyorum.
TARIK: İşte sorun bu!
NAZ: Tarık gelir misin lütfen!
TARIK: Gerek yok siz zahmet etmeyin. Ben kendim temizlerim.
NAZ: Neyi?
TARIK: Bıyığımın üstündeki kremayı!
NAZ: Burnunun orda da var onu da temizle!
TARIK: Emredersiniz sayın patronum!
NAZ: Patronun değil arkadaşınım ben senin ve bir daha benimle sizli bizli konuşma sen diceksin sen. İnsan arkadaşına siz der mi?

10
Ümit sabah Naz'ı uyandırır:

ÜMİT: Naz uyan çabuk! Naz!
NAZ: (Sıçrayarak) Ne oldu?
ÜMİT: Sabah oldu!
NAZ: Ay ciddi misin? İnanmıyorum eyvah hava da aydınlanmış. Artık bu evde 1 dk duramayız Ümit!
ÜMİT: Ne?
NAZ: Ne diyorsun Ümit sen sabah olduysa ne oldu yani? Her sabah sabah olmuyor mu?
ÜMİT: Ama bu sabah farklı. Çünkü bu sabah kahvaltı var!
NAZ: Ümit sinirleniyorum bak
ÜMİT: Filizle. Yani Filiz kahvaltıya geliyor ama Alfonso'nun haberi yok. Çünkü nedense anlamsız bir şekilde kardeşinin bizim eve gelip gitmesine pek sıcak bakmıyor.
NAZ: Ümit benim Tarık Tekelioğlu'yla böyle sizinki gibi bir flört durumum olsaydı tabi Allah korusun ve ben hergün çıkıp bir bahaneyle Tarık Tekelioğlu'nun evine gitseydim sen ne yapardın?
ÜMİT: Dağıtırdım ortalığı. Taş üstünde taş bırakmazdım!
NAZ: E o zaman ya Allah Allah
ÜMİT: O zaman evde taş üstünde taş kalsın istiyorsan Filiz gelmeden Alfonso'yu evden çıkarıyorsun!
NAZ: Bırak ay Ümit bırak!
ÜMİT: Bak hala yatıyor!
NAZ: Ümit bıraksana!
ÜMİT: Kalksana kızım.

11
Naz Tarık'ı uyandırmak için müştemilata gider:

NAZ:Ay ayyyyy günaydın. Korkma benim ben. Tarık benim
TARIK: Ödümü kopardınız
NAZ: Kopardınız değil kopardın. Ayrıca da niye ödün kopuyor ki insana arkadaşından zarar gelmez. Hadi kalk kahvaltıya götürüyorum seni. Ne oldu? Niye bakıyorsun öyle?
TARIK: Hiç şaşırdım dün gece biraz ters ayrılmıştık sanki.Sabah böyle hiçbir şey olmamış gibi davranınca...
NAZ: İşte dostluk böyle güzel bir şey Tarık. Ne kadar kavga etsen de kızsan da sabah olunca hepsini unutuveriyorsun. Sadece o güzel sıcak dostluk kalıyor aklında. Di mi?
TARIK: Haklısın ya Naz.İşte gerçek dostluk bu. Eee nereye gidiyoruz söylesene. Merak ettim ama hadi hadi. (Çat diye koluna vurur Nazın)
NAZ: Bilmem buluruz bir yer
TARIK: Hadi hadi vardır senin kafanda bir yer söylemiyorsun (Yine vurur koluna)
NAZ: E hadi ama arkadaşım hala yatıyorsun aaa
TARIK: Haklısın. İzin verir misin arkadaşım giyinim. E arkadaş arkadaşı giyinirken seyredicek değil ya
NAZ: Ben kapının önüne çıkim o zaman
TARIK: Tamam
NAZ: Tamam

TARIK:Hadi bakalım kısasa kısas. İşinize gelirse Naz Hanım

NAZ: Allah allah ne oldu buna böyle? Bu arkadaşlık olayını benimsedi mi yoksa bana inat olsun diye mi yapıyor bunu. Neyse dur bakalım anlarız birazdan

Tarık dışarı çıkar

TARIK: Evet ben hazırım
NAZ: Ne çabuk?
TARIK: Gönlüm razı olmadı canım arkadaşımın bu soğukta beni beklemesine. İlk bulduğumu giydim. E hadi ne duruyoruz gidelim. Arabaya son gelen kahvaltıyı ısmarlar. Hadi.

12
Naz ve Tarık kahvaltıda

NAZ: Ay Tarık yavaş boğulucan
TARIK: Yok yok boğulmam. Hazır bedava kahvaltı bulmuşum ne kadar yesem kar. Nasıl geçtim ama seni. Ya inanmıcaksın ama gece rüyamda kimi gördüm bil?
NAZ: Kız mı erkek mi?
TARIK: Kız.
NAZ: Bilmem
TARIK: Hadi hadi bilirsin
NAZ: Bir düşünim beni mi gördün?
TARIK: Yok artık. Alemsin Naz seni niye görim. Zaten bütün gün dip dibeyiz. Bir de rüyamda, bırak bare orda kafa dinliyim. Bozulmuyorsun di mi arkadaşım? Hani arkadaş arasında böyle espriler olur.
NAZ: Bozulmuyorum. Kimi gördün peki?
TARIK: Melisa'yı.Ya sağlam kızmış kaçırmışım elimden ama sen de ne biçim arkadaşsın. İnsan bir uyarır aman bu kızı kaçırma der. Hadi ben kaçırıyorum gider tutar getirir
NAZ: Doğru aslında pek de yakışıyordunuz birbirinize.
TARIK: Aslında biz nerde hata yaptık o konuda biliyor musun arkadaşım? Sen bizi o otel odasında bastın ya hiç gelmicektim. Biz kesin o gece uzun vadeli mutlu bir beraberliğin tohumlarını atardık.
NAZ: Şüphesiz. Artık bir dahaki sefere dikkat ederim kusura bakma.
TARIK: Önemli değil arkadaşım her işte bir hayır vardır. Hem Melisa'yı kaçırdım diye dünyanın sonu gelmedi ya yakışıklı adamım. Elimi sallasam ellisi. Öyle değil mi arkadaşım?
NAZ: Ya ünün avrupaya yayılmış. Francescalar falan unutmadık yani.
TARIK: Ya bak birde o vardı. Ya ben aslında kafam biraz çalışsa Francesca'yı da bir yandan idare ederdim. Taş gibi hatundu o da ama doğruya doğru. Enine boyuna dolgun. Ya böyle konuşuyorum diye bozulmuyorsun di mi? Yani arkadaşımsın diye açıkça paylaşıyorum herşeyi seninle ama tabi istersen
NAZ: Yok yok paylaş Tarıkcım. Hiçbir sakıncası yok. Hatta mutlu oluyorum beni kendine bu kadar yakın hissettiğin için bir arkadaş olarak.
TARIK: Saol Naz saol arkadaşım.İnsanın senin gibi bir arkadaşı varken sevgiliye ihtiyacı yok. Ama yani Naz şu arka masadaki kız gibi bir sevgilim olsa hayır demem yani
NAZ: Ne?
TARIK: Çaktırmadan bir baksana. Bakalım sen de yakıştırıcak mısın ikimizi? Hatta yakıştırırsan bir yolunu bulup bizi tanıştırır mısın? Ya soruya bak tabi ki tanıştırırsın. Ne demişler arkadaş arkadaşın çöpçatanıdır.Ama kaşçatanı değil. Niye bozuldun şimdi? E dün gece kendin teklif ediyordun bana gidim senin adına konuşim diye. Ne değişti dünden beri?
NAZ: Hiç. Hiçbir şey değişmedi.
TARIK: O zaman hadi git konuş.
NAZ: Ama düşündüm de aslında senin gidip konuşman daha doğru olur.
TARIK: İyi. Haklısın galiba. Böyle konularda arkadaşının sözüne güvenmek lazım
NAZ: Kesinlikle
TARIK: Peki ne diyim
NAZ: Ne yapıyor kız şu anda?
TARIK: Dergi okuyor
NAZ: Git ve benim senin kız kardeşin olduğumu ve bu dergiyi çok sevdiğimi ama bu sayısını hiçbir yede bulamadığımı söyle. Bitirdikten sonra alabilir miyim diye kibarca rica et. Gerisi zaten kendiliğinden gelir.
TARIK: Harika bir fikir.Demek sen şimdi benim kız kardeşimsin.
NAZ: Evet
TARIK: Saol Naz
NAZ: Ne demek arkadaşlık vazifem. Böyle çöpçatanlık durumlarında arkadaş arkadaşın gerekirse kardeşidir.
TARIK: Bana şans dile
NAZ: Bol şans.(İÇSES)Sakın dönüp bakma Naz sakın bakma! Önüne bak! Oyalanıcak bir şey bul. Tuzluğa bak. Tuzları say ama sakın dönüp bakma!
TARIK: Merhaba
PINAR: Merhaba

13
Filiz ve Ümit evde kahvaltı ederken

FİLİZ: İnanmıyorum. Bütün bunların hepsini sen mi hazırladın?
ÜMİT: Evet Belkıs hanım hasta. Berrak da bugün izinli. E iş de bana düştü tabi.
FİLİZ: Her şey harika olmuş.
ÜMİT: Beğenmene sevindim.

Ümit'in telefonu çalar

ÜMİT: Alo? ...
FİLİZ: Kim?
ÜMİT: Filiz,
FİLİZ: Efendim?
ÜMİT: Benimle yukarı gelir misin?
FİLİZ: Nereye?
ÜMİT: Yatak odasına.
FİLİZ: Hı?
ÜMİT: Yani babamın.

14
Tarık-Naz kahvaltıda devamı

NAZ: Sakın dönme Naz, sakın dönüp bakma. Ne hali varsa görsün. Alış böyle durumlara ayrıca. Madem arkadaşsınız ikinizin de hayatında başka insanlar olucak. Yeri gelicek o insanlar için arkadaşını ekiceksin. Ama o insandan ayrıldığında yine başını dayıyacağın yer arkadaşının omzu olucak. Ay ne diyorum ben. Ay ben dayanamicam 15 dk oldu 15 dk. Ne konuşuyor bunlar böyle 15 dk'dan beri?
TARIK: Kusura bakma ya dalmışım muhabbete. Oooo inanır mısın 15 dk olmuş gideli!
NAZ. 15 dk mı? A farkında değilim.
TARIK: A çok ayıp ama insan arkadaşını merak etmez mi?
NAZ: Ne oldu açmadı galiba muhabbet?
TARIK: Evet ya burda bu gürültüde ağız tadıyla muhabbet edilmiyor. O yüzden müsadenle arkadaşım biz biraz arabayla turlicaz.
NAZ: Ne?
TARIK: Bir sakıncası yok di mi?
NAZ: Niye olsun canım.
TARIK: Böyle diceğini biliyordum canım arkadaşım benim.
PINAR: Merhaba.
TARIK: Nazcım bu Pınar. Pınarcım bu da Naz kız kardeşim.
PINAR: Memnun oldum
NAZ: Bu ne?
TARIK: En sevdiğin dergi sevgili kardeşim. Şu uğruna beni zorla Pınar'ın masasına yollayıp tanışmamızı sağlayan.
PINAR: Bence dergiye değil kardeşine teşekkür etmen lazım. Ben kapıda bekliyorum seni
TARIK: Tamam hemen geliyorum.Bana şans dile arkadaşım.
NAZ: Siz şimdi benim arabamla mı geziceksiniz?
TARIK: Biricik arkadaşından arabanı esirgemiceksin heralde Nazcım. Hele böyle hayırlı bir iş için kullanılıcaksa.
NAZ: Yok esirgemem de yani...
TARIK: O zaman bana müsade. Hadi içimden geldi. Bu iyiliğine karşılık hesabı ben ödeyeyim.
NAZ: İnanmıyorum gidiyor. Beni bırakıp gidiyor. Resmen gidiyor. Yok artık yani bu kadarı da fazla. Ay saçmalama Naz tabikide gidicek kendine sevgili buldu. Ay nasıl yapar bana bunu ben varken. Niye yapmasın canım neticede arkadaşsınız. Arkadaş olmak başka, sevgili olmak başka. Tabi canım inşallah iyi anlaşırlar. Ya iyi anlaşırlarsa??

der ve kalkıp Tarık'ın yanına gider,

NAZ: Aklıma bir şey geldi de şimdi bu kız sana ne yaptığını sorucak..
TARIK: Doğru sorar. Ne diyim?
NAZ: Bak biz kızların bir erkekte aradığı en önemli özellik açık sözlü ve dürüst olmaktır. Yani doğruyu söyle.
TARIK: Yani şoför olduğumu mu?
NAZ: Evet bak görürsün sana nasıl saygı duyucak.
TARIK: Sağol Naz sen bir tanesin. Sen otur kahvaltını et ben 1 saate kadar gelirim. İnşallah müjdeli haberlerle
NAZ: İnşallah

der ve Tarık gider.

NAZ: Hadi geçmiş olsun. O kız bunu öğrenince o arabada 1 dk dursun benim de adım Naz değil. Neyse yırttık yırttık.

15
Naz Tarık'ı kahvaltı yaptıkları yerde bekler ve Tarık gelir,

NAZ: Hayret bir şey ya 1 saat dedi 1 saat 45 dk oldu. Ayrıca bu kız niye mesleğini sormaz ki bu adamın. Şoförüm dediği an çektiricek arabayı kenara inicek gidicek. Olay biticek kapanıcak. Yükselen burcuna kadar sormuştur ama kesin.

Tarık gelir ve

NAZ: Nihayet yani. Ne oldu niye geciktin?
TARIK: Ya sorma laf lafı açtı. Ordan oraya ordan oraya derken...
NAZ: Konu senin mesleğine geldi?
TARIK: Evet.
NAZ: Şoför olduğunu söyledin?
TARIK: Hıhı evet.
NAZ: Ve arabayı kenara çek dedi?
TARIK: Evet
NAZ: İnmek istiyorum dedi?
TARIK: Hayır, sana doya doya sarılmak istiyorum dedi. Bana karşı bu kadar açık sözlü ve dürüst olduğun için. Saol Naz. Bundan sonra kızlarla ne konuşucam nasıl konuşucam önce sana sorucam. Ya senin dediklerini yaptıkça tavlayamayacağım kız yok. Canım arkadaşım benim
NAZ: Ne güzel. İnşallah ilişkiniz uzun vadeli olur dicem ama kimbilir birbirinizi bir daha nerde ne zaman görüceksiniz
TARIK: Bu akşam burda. Artık gidelim mi sevgili arkadaşım. Hadi hadi.

16
Naz akşam evde salonda kendi kendine konuşmaktadır:

NAZ: İnanmıyorum ya kendi ellerimle Tarık'ı bir başka kıza emanet ettiğime inanamıyorum. Gerçeklerle yüzleş Naz. Al işte arkadaş olalım arkadaş olalım diye tutturan sendin. Arkadaş oldunuz kendine hemen bir sevgili buldu. Hazır mısın sen buna? İyi düşün Naz eğer hazır değilsen... Eee napıcam eğer hazır değilsem? Offffff kafam iyice karıştı!

...................

NAZ: Of Naz bir şey yapmazsan Tarık birazdan o Pınar denilen kızla buluşucak ve sonra... Sonra bir bakmışsın Tarık'la Pınar'ın düğününde Pınar'ın fırlattığı çiçek buketini yakalamaya çalışıyorum. İyi düşün Naz ne istediğine karar ver ona göre davran. Otur bir düşün.

Bu sırada Tarık gelir,

TARIK: Ne düşünüyorsun?
NAZ: Ben... Ben... akşam ne yesem diye düşünüyordum.
TARIK: Yapma ya ben de bir an bana vericeğin taktikleri düşünüyorsun sanmıştım. Umutlanmıştım. Neyse hadi ben çıkıyorum bana bol şans dile arkadaşım.
NAZ: Bol şans,

der ve Tarık dışarı çıkar.

TARIK:(İçses) Vay vay vay hiç engel olmaya çalışmadı. Belki de... Belki de ciddi bu kız arkadaş olma konusunda. Belki de haklı. zaten olmamız gereken bu. Yok eğer bu arkadaşlık yapmacık bir şey olsaydı şu anda biterdi bu oyun. Bana engel olurdu. Oğlum Tarık demek ki hiçbir şey düşündüğün gibi değilmiş. Demek o dağ başında olanlar oranın havasından suyundanmış. Buraya dönünce hiçbir şey kalmamış. (Dışses)Madem öyle hayat devam ediyor Tarık.

Tarık tam gidicekken Naz arabanın önünde durur ve Tarık aşağı iner.

TARIK: Ne oldu?
NAZ: Bilmem.
TARIK: Ne yapıyorsun arabanın önünde?
NAZ: Bilmem.
TARIK: Yalnız orda durursan ben gidemem.
NAZ: Gitme!
TARIK: Neden?
NAZ: Çünkü... Çünkü gitmene gerek yok. Ya sen kapıdan çıkarken aklıma geldi. Boşu boşuna dışarda bir ton para harcayacağına, evde kimse yok. Herkes de dışarda çağır eve ben yaparım size birkaç kap yemek.
TARIK: Sen?
NAZ: Evet?
TARIK: Yemek yapıcaksın?
NAZ: Neden olmasın?
TARIK: Ben ve müstakbel kız arkadaşıma?
NAZ: Tabi. Kızcağızın da hoşuna gider. 'Müstakbel erkek arkadaşımın kız kardeşi bana daha tanıştığımız gün yemek yaptığına göre içi ısınmış belli ki' der.
TARIK: Ne kadar ince düşünmüşsün sevgili kardeşim.
NAZ: E değerimi bil. Seni bu kadar düşünen bir arkadaş zor bulursun.
TARIK: Sen varken aramam ki
NAZ: E o zaman hadi sen ara adresi tarif et. Ben de gidim yemek yapim sevgili abime ve kız arkadaşına
TARIK: Müstakbel
NAZ: Evet.

Naz içeri gider,

TARIK: Bu kız ne yapmaya çalışıyor bir anlasam!
NAZ: Of Naz of ne yapmaya çalışıyorsun bir anlasam! Neyse en azından aklım dışarda kalmıcak. Gözümün önünde olucaklar. Böylece gerektiğinde müdahale edebilicem. Yani arkadaş olarak. Yani ilişkilerinin daha sağlıklı bir şekilde... Ya ne diyorum ben ne ilişkisi? Onu bırak, ben ne yemek yapıcam bunlara!

17
Naz mutfaktadır,

Naz: Of ya Berrak tam izne çıkıcak, Belkıs hanım tam hastalanıcak günü buldu! Ne yapıcam ben şimdi? Yani hem yemek olarak ne yapıcam hem Tarık'ın kızkardeşi olarak? Ne yapıcam ben? Bir kere ikisini hiç yanlız bırakmıcam o kesin!

Bu sırada Tarık ve Pınar mutfağa gelir,

TARIK: Biz geldik.
NAZ: Hoş geldiniz. Yemek nerdeyse hazır. Siz geçin oturun.
PINAR: Ya sana da iş çıkardık kusura bakma.
NAZ: Yok canım benim işim bu zaten.
PINAR. Ya öyleymiş evet Tarık söyledi ama yine de zaten bütün gün yemek yapıyorsun
NAZ: Ne dedin sen? Ben tam şey edemedim?
TARIK: Gerçeği söyledim Naz. Yani benim bu evde şoför, senin hizmetçi olduğunu.
NAZ: Niye yaptın bunu? Ay yani ben kendim söylerdim.
PINAR: Ondan hiç şüphem yok. Sizin ailenizin bu açık sözlülüğü ve dürüstlüğü beni o kadar etkiledi ki.

18
Naz, Tarık ve Pınar salonda pizza yemeketedir,

NAZ: Ya aslında tam hazır oluyordu yemekler...
PINAR: Yok yok iyi oldu böyle. Özlemişim pizzayı. E nasıl bir duygu böyle aynı evde çalışmak?
NAZ: Çok güzel.
PINAR: Ama maaşınız iyi belli ki kahvaltı ettiğiniz yerlere bakılırsa?
TARIK: Canım 40 yılda 1 o.
PINAR: O zaman 40 yılın içindeki en doğru zamana denk gelmişim.
TARIK: Kesinlikle.
NAZ: EEE pizza da bitti. Sırada ne var?
PINAR: Naz biliyor musun abinin ne kadar güzel bir sesi var.
NAZ: Ben biliyorum da... Sen nerden biliyorsun?
PINAR: Yolda şarkı söyledi bana.
NAZ: Sana şarkı söyledi? Tarık? Şarkı söyledi? Sana? Abim? Tarık?
TARIK: Canım mırıldandım biraz.
PINAR: Mırıldanman oysa şarkı söylemedini tahmin edemiyorum. Hadi söylesene sabah mırıldandığın şarkıyı.
NAZ: Aaa hadi abi hadi söyle. Hadiiii.
PINAR: Hadi.

Tarık "Seninle bir dakika" şarkısını söyler,

NAZ: Bunun üzerine bir çay içeriz,
der ve mutfağa gider

NAZ: İnanmıyorum ya inanmıyorum. Hem de bu şarkıyı. Bana dağda söylediği ve bize özel olduğunu düşündüğüm şarkıyı. İnanamıyorum. Yok Naz senin bu kızı derhal evine gönderip bu Tarıkla bir konuşma vaktin geldi. iyi de nasıl göndericem ben bu kızı. Daha geleli 1 saat bile olmadı -- Tabi ya!

der ve salona gider,

NAZ: Abi yandık mahvolduk bittik!
TARIK: Ne oldu?
NAZ: Patron!
TARIK: Ne olmuş patrona?
NAZ: Telefon açtı eve geliyormuş 5 dk içinde evde olurmuş.
PINAR: Patronunuz eve bir arkadaşını getirdiğiniz için kızar mı?
NAZ: Aa sen ne diyorsun sırf bize kızsa iyi. Abi hatırlıyor musun senin çay içmeye davet ettiğin kızı ne yapmıştı?
TARIK: Hayır hatırlamıyorum! Ne yapmıştı?!
NAZ: Çünkü hatırlamak istemiyorsun. Haklısın da. (Pınar'a) Korkunçtu!!!
PINAR: Şey o zaman ben gidim başka zaman görüşürüz.
TARIK: Pınar! Dur!
PINAR: Başka zaman dururum.

19
Tarık, Teo, Vahi ve Samim arabada,

SAMİM: Ay Vahi bey ne şoför varmış sizde şoför değil dalyan dalyan!
TARIK: (İçses)İşte benim de kaderim bu. Birinden kurtuluyorum anında yenisi çıkıyor!
SAMİM: E en son beni bıraksa olur mu? Evim sapa yerde sizi dolaştırmiyim boşu boşuna
VAHİ: Yok yok dolaşalım iyidir. Hazır havada almış oluruz.
TEO: Nasıldım Vahi benden iyi maço olur di mi?
VAHİ: E sus bir de sen başlama!!! -- Nasıl benden de olur dimi?
SAMİM: Sen boşver dinleme. Beni en son bırak. Hadi hayatım.

20
Son sahne Tarık ve Naz kapının önündeler,

NAZ: Bana doğruyu söyle seviyor musun gerçekten?
TARIK: Evet!
--
NAZ: O zaman bir daha karışmıcam söz.
TARIK: Neye?
NAZ: Pınar'la ilişkinize.
TARIK: Pınar mı?

21
hulusi samim'den yardım ister.

samim: ee anlatın bakalım hulusi bey, nasıl geçti dün gece?
hulusi: çıldırmak üzereyim samimi kurtar beni
samim: ay kız bu ne?
hulusi: (bağırarak) sensin kız, ben kız mız değilim, sapına kadar metroseksüelim, (üzgün bi ifadeyle) ama yetmiyo samim yetmiyo. benim mteroseksüelliğim idare eder, teo'nun ki şaheser, doktor ne yapmam lazım?
.
.
.
hulusi: yaa işte böyle samim, bütün gece kabus gördüm, teoman karşımda tuzlama içiyodu, sonra da suratıma huhhh yapıyodu, iğğğğ, leş gibi sarımsak kokuyodu samim, leş gibi. sonra bi de şaheser var hımmm, görmen lazım samim, sarışın, uzun boylu, elma yanaklı, sutün bacaklı. anası ne vizyon sahibi kadınmış, doğduğu gün görmüş ne olacağını, adını ona göre şaheser koymuş, rüyamda gördüm böyle çırılçıplak uzanmıştı.
samim: (kızdan bahsedildiği için hoşnutsuzdur) yatağa mı
hulusi: hayır teo'nun
samim: yaaa
hulusi: çıldıracam samim çıldıracam
samim: sen hiç üzülme hulusicim, bu yaptıklarının hepsini ödetecem teo'ya
hulusi: evet ödet, bana saatine 200 milyon ödetiyosun, biraz da ona ödet
samim :ödetecem ve nasıl ödeteceğimi de çok iyi biliyorum,şimdi beni iyi dinle hulusicim
.
.
.
hulusi: bu akşam
samim: evet
hulusi: yemekte
samim: evet
hulusi: senden korkulur samim çok zeki adamsın sen, yani adammısın bilmiyorum ama zeki olduğun kesin. demek taktik değiştiriyoruz
.