Ana Sayfa | Yardim/SSS | RSS Feed | Iletisim

Önceki Başlıklar

03 Şubat Tarihli Uğur Kedi Mesajı
Replikler (29. Bölüm)
29. Bölüm (Videolar)
Gözde Mukavelat (Berrak)
29. Bölüm
Haftaiçi Her Gün Nilgün Belgün
29. Bölüm Senaryoları (tarik_naz) (1-4)
Barış Akarsu - Showmax (26.01.07)
Özel Çalışmalar
Bülent Kayabaş Röp. / Vatan TV (29.01.07)
 

Replik ve Yorumlarla 29. Bölüm (Ebru Karaca)

Şubat 03, 2007

Aşağıdaki yazı Dizifilm.com forumu üyelerinden Ebru Karaca'ya aittir. Güzel yorumu ve paylaştığı replikler için kendisine teşekkürlerimizle:




1

Herkese merhaba..
Sevgili Şahin sayesinde 29. bölümü sonunda izleyebildim. Sağol, varol Şahinciğim.. (Bu arada, bu nasıl bir kalitede çekimdir? Muhteşem bir şey. Tv'de izlemekten hiç bir farkı yoktu )
Bölüm çok güzel bir manzara ile başladı. Yine hoşumuza giden bir ortamda. ARABADA Ben onların araba muhabbetlerini çok seviyorum biliyorsunuz.
NAZ: İnan bunu yapmana gerek yok tarık, lütfen bırak!
TARIK:Ben bırakırım da, tutan sizsiniz..
O sahnede Tarık'ın o yarım dakikalık üzüntüsü gerçekten çok etkiledi beni.
NAZ: Olmaz tarık! Hiç gerçekleşmeyecek bir hayal bu, sen de biliyosun.
TARIK: Ne?
NAZ: Ya yanlış anlama ama ben yan yana düşünemiyorum bile!
TARIK: Tamam, ben aldım mesajı..
.....
TARIK: Demek sen ve ben hiç gerçekleşmeyecek bir hayaliz? Bari bunu söylerken elimi tutma!
İşte bu! Bu söz, ne kadar kırıldığının göstergesi.. Canım yaa..
Orada Naz sahiden saflık mı yaptı yoksa saf gibi mi davrandı, anlamadım. Ama galiba ikincisi..

2

NAZ: Bir soru sordum sana. Kimden bahsettiğimi sandın sen? Kimden bahsettiğimi sandın sen?
TARIK: Ben..
NAZ: Hangi iki ismi yan yana düşünemediğime üzüldün de, fırladın arabadan?
TARIK: Yok canım, üzülmedim.
NAZ: Yalan söyleme bana Tarık! Yüzündeki ifadeyi gördüm. Beyninden vurulmuşa döndün duyar duymaz. Kim bu, bir arada olamayacağını bilmenin sana bu kadar koyduğu insan?
TARIK:...
NAZ: Yüzüme bakar mısın lütfen? Demek bu kadar seviyorsun?
TARIK: (Naz'a döner)
NAZ: İtiraf et! .......... Ama inan gerek yok buna! Pınar seni böyle seviyor. Onun sevgisini kazanmak için abisine benzemek zorunda değilsin Tarık. Pınar başarıyı, zenginliği, sevgiyi abisinde bulmuş. Senden tek istediği aşkın. Onu da gözlerinde gördüm Tarık. İkinizin ismini yan yana düşünemiyorum dediğimde, bakışlarındaki korku ve acı.. İşte AŞK BU! Bir kız daha ne ister? İNŞALLAH BİR GÜN BİRİ BENİ, SENİN SEVDİĞİN KADAR SEVER!
Ah Naz ah! Bu kadar cümleyi sen kurdun, değil mi? E be kızım, Pınar için söylediğin şeyler senin için geçerli değil mi? Sen de sevgiyi, dostluğu, zenginliği, başarıyı babanda görmedin mi? Sen de yanlızca aşkı aramıyor musun? Tarık'ın gözlerinde aşkı gördün. E peki, o aşkın sahibini göremedin mi? Dikkatli bak.. Biraz daha dikkatli bakarsan, gözbebeklerinde kendini göreceksin.
Ve, bu gün biri seni, Tarık'ın sevdiği kadar seviyor.
Buradaki konuşma pek bir güzeldi dostlar..

TARIK: Oysa bi bilsen, senden bahsettiğini sandığımı..
NAZ: İnanmıyorum! Pınar'dan bahsettim sanmış. Bi an, bi an benden bahsetti sanmıştım.
...
NAZ: Tamam. Meseleyi çözdük. Bir yanlış anlama kalmadı aramızda. Değil mi sevgili aşık arkadaşım?
TARIK: Kaldı. Yanlış anladığınız bir şey var.
NAZ: (İçses: Senden bahsediyodum de bana!)
TARIK: Ben...... Mertle yarışmıyorum.
NAZ: Bu muydu?
TARIK: Ne bu muydu?
NAZ: Yanlış anladığım şey.
TARIK: Başka bir şey mi olmalıydı? (İçses: Evet de bana. Hadi evet de!)
NAZ: Neye bozuldun? Beklemediğin bir cevap mıydı? (İçses: Evet de bana. Hadi evet de)
TARIK: Yooo.
Bu replikler bizi mahvediyor yaa.. Çok güzel..

3

Naz kızımız sevgili şoförünü de pek düşünürmüş
NAZ: Hava soğuk. Bahçeden dolanma. İçerden geç.
TARIK: İki dakikalık yok.
NAZ: İşte bu zihniyet yüzünden zatürre oluyor insanlar..
NAZ:Bi çay iç istersen.. İçin ısınır.
TARIK: Sen mi yapacaksın?
NAZ: Yapamaz mıyım?
TARIK:Yapabilir misin?
NAZ: Bekle gör.
TARIK: Allah Allah!

O çayı ne de güzel sundu ama
NAZ: Nasıl?
TARIK: Poşet.
NAZ: Vakit olsa demlerdim.
TARIK: Kovacaksın de mi beni?
NAZ: ne?
TARIK: Yani böyle hoşluklar yapıyosun, alıştıra alıştıra söyleyeceksin..
NAZ: (Güler) Ay Tarık saçmalama! Alemsin valla. Ben seni hiç kovar mıyım?
TARIK: Daha önce 8 kez kovdunuz.
NAZ: Gençtim o zaman. Geçmişe mazi. Önümüze bakalım.
dedikten sonra bir güzel saçmaladı. Saçmalamak ki, ne saçmalamak. O konuştukça, saçını başını yolasım geldi.
Hele müştemilatta söyledikleri? Yok yok, orada olsam da yolsam, içim ancak rahat edecekti. Neyse ki, Tarık gereken cevabı verdi ve onu postaladı. Bu postalamadan bu kadar zevk alacağımı hiç düşünmezdim. Çok güzeldi
Demek KUVVET konusunda da iyiymiş? Oh olsun!

4


Naz'ın Tarık'ı itiraf ettirmek için çabaları biraz uzun sürdü ama olsun.. Neticesinde yaşadıklarımız hoşuma gitti. Mesela, Tarık'ı uyandırdığı yer ve konuşmaları. Çok incelikli, güzel espiriler vardı. Beğendim.
Dizinin tamamını sevdim mi nedir?
--On dakika sonra anlarsınız.
Sürpriz yaptıkları yer, ortam olarak çok hoştu. Tarık'ın tepkisi de..
Naz'ın şu el hareketine dikkat ettiniz mi?
NAZ: Pınar, bana yardım eder misin? Çerezler konusunda. HADİ CANIM (Ve o muhteşem el hareketi. Elini Pınar'ın gözlerinin önünden geçirip )
Bence arkadaşlar bu arada şu Mert Alfonso derken, hiç öyle saf saf bakmıyordu. Ben bakışlarında bir anlık da olsa başka şeyler sezdim. Aynı şeyi, Ümit'in Filiz'e izin vermediğini söylediği yerde de hissettim. Eğer imkanınız varsa, bu iki ana bakın. Bakışları çok,.. çok.. çok "her şeyi bilen biri" gibi..
Neyse, diğer yerleri geçiyorum. Gelelim, 2 doğru 1 yanlışa..
Çok güzeldi. Tam da Naz'a göre bir oyun Ama Tarık da nasıl biliyor Naz'ı? Nasıl ezberlemiş ama huyunu suyunu? "Bu kız bu oyunu, iş olsun diye oynatmaz!"
Eeee, orası kesin.
TARIK: "Hatta içinde benim ismim olanı da kesin seçmişsindir sen!" Hah haa..
O da öyle sanıyordu.
Bu Pınar-Tarık sorularını çok sevdim.
PINAR: 2) Bu odada en sevdiğin insan?
TARIK: Kardeşim...
Ne güzel cevap. Hele oradaki bakışları ne güzeldi. Sahiden çok güzeldi..

5


Sadri ve Ayşe'nin şey muhabbetlerini çok sevdim.
SADRİ: Kız çocuğumu bile biliyosun, bunu bilmiyosun. Kız çocuğu istediğimi bile paylaşmısım seninle. Daha ötesi var mı?
Eşşek kız!
Hacer ana da patlattı bir espiri orada.
HACER: Nerdeydiniz siz?
AYŞE: Naz çağırdı. Hani var ya Tarık'ın patronu. Seni uyandırmak istemedik.
HACER: Çok düşüncelisiniz. İyi etmişsiniz. Bakın, nasıl mışıl mışıl uyuyorum.
Heh hee.. Bu kadın da bir hoş.
Neyse, geceyi geçelim. Gelelim sabaha.
Sabah Naz'ın kendi kendine konuşmalarına bayıldım. Bu kız kendi kendineyken daha açıklayıcı oluyor. Tarık'ın yanına gidince, arkadaş muhabbetine ortamı mahvediyor.
Rahatlamak için yöntemi de çok güzeldi. Biricik kardeşi ile kavga etmek.
Hani dedi ya, "Bi kağıdı doğru yazamadın, bütün gecemi mahvettin!" . Koptum orada. Çok güzeldi. Devamındaki yastık-yorgan kavgaları da öyle.
Bu dizide bir gün Naz ve Tarık'ı da öyle görmek isterim. Devamı daha başka tabi

6

Sonrasında yine Tarık' gidiş... ve her şeyi yine mahvediş
Camın önünde görevine odaklandığı yer ne komikti.
TARIK: Napıyosun sen?
NAZ: Görevime odaklanıyorum
TARIK: Hangi görev?
NAZ: Hangi görev olacak? Sana karşı olan arkadaşlık görevim.
TARIK: Ben bölmeyeyim o zaman.
Oradaki hallerine çok güldüm. Her ne kadar istediğimiz şeyleri söylemese de. Neticede çok komik diyaloglar gördük orada.
Kıyamam ben sanaaaa, deyip de Tarık'ın yanaklarını okşayışı yok mu? Ah o hallerini sevgiliyken de görsek..
NAZ: Kıyamam ben sana..
TARIK: Kıyarsın. Gecenin bir vakti uyandırıp, 10 dakika sonra gel dersin, sonra saatlerce sessiz sinema oynatıp, üstüne bi 2 doğru 1 yalan söyletip, sabaha karşı yollarsın.
NAZ: Ama eğlenmedik mi, doğru söyle.
TARIK: Çoooookkk.. Sabah oldu, hala gecenin mutluluğu ve huzuru var yüzümde.
Tarık'ın yüz ifadesini hatırlıyor musunuz? Ne iyiydi ya.. Gülüşü donmuş yüzünde
NAZ: Anlaşıldı, sen çok kötü bir rüya görmüşsün arkadaşım.
TARIK: Ve hala da devam ediyo.
Heh hee..
NAZ:Sana ne giydirsem acaba?
TARIK: Bana fark etmez. Aman! Mama önlüğümle emziğimi unutmayın da!
Bu dizinin espirilerine, inceliklerine bayılıyorum. Hem çok, hem de öyle hızlı, öyle olağan söylüyonlar ki, kaçırıyorum pek çok yerini. Bir daha bir daha izleyince tam anlamak nasip oluyor
Tarık'ın oradaki halleri, sözleri çok güzeldi. Naz yine onu sinir etmeyi başardı tabi Ve yine ŞUUUUUUUUUTTTTT!!
Merve'yi tebrik etmek lazım ama. O atılma sahnelerindeki mimikleri, hareketleri falan çok güzel. Çok gerçekçi.
İkisi de o sahnelerde çok güzel oynamışlar. (Gerçi, nerede kötü oynuyorlar ki? )


7


Neyse,
Şu arabadaki halleri güzeldi. Daha doğrusu araba içindeki değil, dışındaki. Çünkü içinde yine Mert muhabbeti geçti. Bu kadar sık sık olunca sıkıyor tabi. Ama Tarık'ın arabanın dışına çıkışı, Naz çıkmaya çalışınca onu durdurması, şarkı söyleyişi falan çok güzeldi.
Hele Naz'ın uslu kız misali laf dinleyip arabanın içinde kalması ama içerden telefon etmesi.. Çok komikti bence.. Bir de el sallıyor şiirin kız gibi Hihi...
(Naz arabadan çıkmaya yeltenir)
TARIK: İnme! Sakın inme! Kapa kapıyı! Otur içerde bi 5 dakka! Çok güzeldi..
Güzel demişken, Barış'ımız sonunda şarkı söyledi. Hem de Erkin Koray. Çöpçüler.. Elbette muhteşem söyledi. Aslında ben bir gün ondan Cem Karaca'dan KERKÜK'ü ve DENİZ ÜSTÜ KÖPÜRÜR ü dinlemeyi çok isterim. Ama o şarkılar dizinin ruhuna pek gitmeyebilir. Bu yüzden bu şarkıları Barış'tan, bir konserde dinlemek de olur yani Kendim için istiyorsam namerdim..
Hulusi'nin Tarık'ın sesini duyması ve etkilenmesi beni de çok etkiledi. Mutlu oldum. Sahiden de baba-oğul barışması yakın herhalde

8


Şimdi gelelim, bu kadar güzellikten sonra, dizinin en ama en en en güzel bölümüne. Arabadaki itiraf sahnesi. Tamam , tam bir itiraf olmayabilir ama benim için hemen hemen onun gibi bir şey oldu. Çünkü bence Tarık o dağdaki öpücük konusunda ilk defa duygularını bu kadar belli eden bir cümle söyledi. Hep Naz'dan duyardık, iç ses de olsa. Ama Tarık,.. ilk defa yani.
NAZ: Eee, son oynadığımız oyunu beğendin mi?
TARIK: Soruları bana sen sormayınca pek tadı çıkmıyo
NAZ:Hep Ümit yüzünden!
TARIK:Ne?
NAZ: Yok, yok.... yok bir şey. Ben de isterdim sana soru sormayı.
TARIK: Ne sorardın?
NAZ: Sorarım ama bir şartla.
TARIK: Neymiş?
NAZ: Cevap vereceksin.
TARIK:Sor.
NAZ:Soruyorum. 1) Dün Pınar, bu odada en çok kimi seviyosun diye sorduğunda, kardeşim derken, tam olarak ne demek istedin?
TARIK: O odada en çok sevdiğim insanın sen olduğunu.
Kardeşin olarak benden mi bahsediyordun yoksa benden o an kardeşin olarak mı bahsediyodun?
Bu, ikinci soru mu
Hayır, birinci sorunun devamı
Çok uyanıksın
Ne demek bu şimdi
İkinci soruyu alayım
Sen önce ilkini cevapla.
Cevapladım
Sen birinci sorunun yarısını cevapladın.
Demek ki, yarısını sormuşsun
Peki, ikinci soru olarak soruyorum o zaman. Kardeşin olarak benden mi bahsediyodun, yoksa benden o an kardeşin olarak mı bahsediyodun?
Kardeşim olan senden bahsediyodum tabi ki. ..........Evet, 3. soruyu alayım.
Dağdayken ben mi seni öptüm, sen mi beni?
(Arabayı kenara çeker) Ki bu, Tarık'ın bu olaya ne kadar önem verdiğini gösteriyor.
Ben seni öptüm. Ve yine olsa, yine öperim. Hayatta çok az şeyi unutmam. O öpücüğün her anı, sanki beynime kazanmış gibi. Aklıma geldikçe, beni alıp başka bir aleme götürüyor. Ve keşke diyorum, keşkeeee o ana geri dönebilsem...
......... Bu oyunun en çok bu özelliğini seviyorum işte. İki doğru, bir yalan söylüyorsun.
Ben hayatımda böyle bir aşağılık bir yalan görmedim.
Böyle ağır laflar etmeden önce, iyi düşün istersen. Hangi cevabımın yalan olduğunu. Yanlış karar verirsen, sonra ettiğin laflardan pişman olabilirsin. Söylemedi deme.

9


Bu sahne için ne söyleyeyim, bilmiyorum. O kadar ama o kadar güzel bir bölümdü ki, hiç bir şey yazıp da, o sahnenin ruhunu bozmak istemiyorum
Harika bir sahneydi. Naz'ın doğru cevabı anladığı sahneyi şimdiden sabırsızlıkla bekliyorum. Ha, bir de arabada bahsettiği o kişinin kendi olduğunu anladığı sahneyi... O iki sahne muhteşem olacak. İkisinde de çok eğleneceğim.
E be NAZ! E be Naz!
Neyseeeee;
Geldik son sahneye. Japonlarla yemekler falan..
Tarık'ın orada Mert'e ne dediğini ve Mert'in işine nasıl yaradığını çok merak ediyorum elbette. Ama bunun cevabını nasılsa 30. bölümde göreceğiz.
En en son sahne hiç de düşündüğümüz gibi değimiş. Ben Mert'in hışımla ve sinirle geldiğini düşünüyordum müştemilata. Ama olay tam tersi çıktı.
Böyle bir şey olacağını anlayabiliyorduk ama yine de izlemek ayrı bir keyif verdi. Bakalım, Mert'e ne demiş bizimki?
Bunun için gelecek bölümü bekleyeceğiz sabırla.
Ben bu bölümü sevdim dostlar. Yani bu forumda bu bölüm için onca kötü yorum oldu, onca şey söylendi ama üzgünüm dostalar.. Ben sizinle aynı fikirde değilim. Ben bu bölümü sevdim.
Hani yani düşünüyorum, düşünüyorum. Acaba, ben önyargı (iyi olanından) ile mi izliyorum.
Hayır!
Şu yazdığım repliklere bakın arkadaşlar.. Bu kadar güzel cümleleri biz üst üste hiç izleyebilmiş miydik?
Ben söyleyeyim. HAYIR.
Açıkçası, bana şu Tarık'ın öpücük konusundaki itirafı bile yeter.
İlk baştaki diyalogları da cabası..
Güzel bir bölümdü. Daha da güzel olacak.
Elbette, arkadaş oyununun fazla uzadığını düşünüyorum. Ama reytinglerden sonra senaristlerin o işin de çözümüne bakacaklarına eminim.

10


Yine şimdiye kadar bahsetmediğim konulardan bahsedip, bu KISA (!) yorumumu sona erdireyim.
Hulusi'nin Vahi-dettin hikayesi çok anlamlıydı.. Ve güzeldi. Tabi, Hulusi açısından
HULUSİ: Gökten 3 icra memuru düştü.. Biri Vahidettin'in şirketine, biri evine, biri arabasına. Alıp gittiler.

Belkıs'ın şu diyaloğu güzeldi:
BELKIS: Çok sevindim.
TEO: Neye?
BELKIS: Hulusi beyle barışmanıza.
TEO: Biz barışmadık ki
BELKIS: A bu sizin, barışmamış haliniz mi?
Hah haa.. Çok iyi ya..
Arkasından Hulusi'nin Vahi ile birlikte çay koymaya gitmesi ve PART TWO 'nun anlatımı sırasında Belgin'e yakalanması... Hah haa Harikaydı. Ne çekiyorsa, dilinden çekiyor diye boşuna demiyoruz

11

Yine Belgin Sultan :
BELGİN: Başkasının karısına benzemiyo yani?
HULUSİ: E tabi..
BELGİN: Sen nereden biliyorsun başkasının karısını?
HULUSİ: Başkasının karısı mı var? İlk defa duyuyorum.

BELGİN: Ne oluyo sana Hulusi? Belkıs hanımla Teoman bey hayatımıza girdiğinden beri kendini kaybettin!
HULUSİ:Napıyim Belgin? Biliyosun ben paylaşmayı sevmem. Ama bu ikisi en sevdiğim insanı elimden almaya kalktılar.
BELGİN: Saçmalama Hulusi! Kim naparsa yapsın, ben daima seninim. Beni kimse senin elinden alamaz.
HULUSİ: Ya senden bahseden kim? Vahi'yi diyorum.
Ben bu güzel çifti (Hulusi -Belgin) Naz ve Tarık'a çok benzetiyorum. Huyları, suları ne kadar da benziyor
Aslında onların gelecekteki halleri gibiler..
Neyse,
Bu akşamlık bu kadar yeter.
Bu güzel bölümü sayesinde izlediğim Şahin'e tekrar teşekkür ederim. Taaa Manisa'lardan dvd yolladı bana. Sağol sevgili arkadaşım.
Hepinizi seviyorum dostlar..
İyi akşamlar..
EBRU

Dizifilm.com forumlarından alıntıdır.