Ana Sayfa | Yardim/SSS | RSS Feed | Iletisim

Önceki Başlıklar

Setten Görüntüler - Cine5 "Dizi Magazin"
Replikler (43. Bölüm)
43. Bölüm (Videolar)
43. Bölüm
Anneler Günü Özel - Senaryo (schmetterling)
13. Kral TV Video Müzik Ödülleri Töreni
44. Bölüm Senaryosu (flower98) --11. kısım eklendi --
Replikler (42. Bölüm)
42. Bölüm (Videolar)
42. Bölüm
 

"Bodrum Bodrum" - Mini Senaryo (flower98) -- 4. kısım eklendi --

Mayıs 16, 2007

Aşağıdaki senaryo Baris-Akarsu.com forumu üyelerinden flower98'e aittir. Dizinin gerçek senaryosuyla bir ilgisi yoktur.



1
Arkadaşlar Öyle bir anda esti bu mini senaryo.... 10. bölüme artık yarın devam ederim......S

Yalancı Yarim Special ' Bodrum, Bodrum-

Naz bir şezlonga uzanmış güneşlenmektedir. Yanındaki şezlongtaki bayan tanıdık gelir ve nereden tanıdığını düşünür bir süre......
Naz: Tabi yaaaaaaa!........Pardon hanımefendi!
Bayan: Buyrun.
Naz: Ayyyyyyy inanmıyoruuuuum siz osunuz.
Bayan: Evet. Ne var bunda? Siz de Nazsınız.
Naz: Tanıdınız demek. Hiç de belli etmiyorsunuz.
Bayan: Başımı dinlemeye geldim ben buraya.
Naz: Ben sizin senaryoyu görmüştüm. Sizde Bodrum çekimleri yoktu.
Bayan: Yoksa eklemek zorunda kalacaklar.....
Naz barda oturup kendisini izleyen Tarık 'a el sallar ve yanındaki bayanı gösterir....
Naz: Taaaaaarık! Bak kim var burada. Tanıdın mı? Şehrazat. Bindir bir Geceden.
Şehrazat : Binbir Gece. O sizin dediğiniz Bir Demet Tiyatronun skeci .
Naz: Ayyyy ne fark eder. Gördün mü Tarık ?!
Tarık tamam anlamında başını sallar. O arada.
Onur: Şehrazat!
Şehrazat: Onur?......Nasıl buldun beni?......Yerimi kim söyledi?
Onur: Hiç kimse. Hislerimi izledim.......Neden buraya geldin? Tüm çekim ekibi İstanbulda seni arıyor.
Naz söze karışır.....
Naz: Ben biliyordum zaten sizin senaryoda Bodrum sahnelerinin olmadığını.
Şehrazat: İzninizle Naz hanım. Ben sizin diziye karışıyor muyum. Tarık Tekelioğlu kim biliyorum ama söylüyor muyum ?
Onur: Biliyor musun. Benim neden haberim yok bundan.
Şehrazat: YA yeter. Okuduğum metinleri de mi kıskanacaksın. Hem ben sana kırgınım.
Şehrazat Onur ile konuşurken Naz merakından çatlamakta ama bir türlü söze girememektedir.
Naz: Bir dakika.....
Onur: Kırgın mısın. Ben ne yaptım ki?
Şehrazat: Onu o Yasemin denen kadınla sıkı fıkı konuşmadan düşünecektin. Bir de eski sevgilinmiş.
Naz: Kim?
Onur: Yasemin. Son bölümün son sahnesinde.....
Naz: Onu demedim. Tarık Tekelioğlu kim?
Şehrazat: Onur gider misin lütfen. Ne bileyim şuraya bara falan git.
Onur bara doğru bakar. Tarık'ın onlara baktığını görür. Öfkelenir.
Onur: Bir dakika.....
Der ve bara doğru yürümeye başlar. Naz bu arada Şehrazata bilgi vermesi için ısrar etmekte fakat sonuç alamamaktadır. Onur bara varır.
Onur: Sen nereye baktığını sanıyorsun öyle?
Tarık: Ne???
Onur: Nereye bakıyorsun diye sordum kardeşim.
Tarık başı ile Naz'ı işaret eder. Ama Onur Şehrazat sanır.
Onur: Sen elalemin nişanlısına bakma özgürlüğünü nereden buluyorsun.
Tarık: Ne??? Nişanlı mı?
Onur: Görmedin mi tek taş pırlantasını parmağında. Onu kim aldı sanıyorsun?
Tarık: Demek ki benim kocaman yüreğimdeki sevgim yetmedi beni şu kadarcık bir şeye değişti.
Onur: Kardeşim ne diyorsun sen?
Tarık:Altın baş pırlanta diyorum.
Onur: Kardeşim bela mısın sen ya? Sana ne Şehrazat'ın pırlantasının markasından. Sen kim oluyorsun?
Tarık: Ben Tarık. YY den.
Onur: O ne? Rock grubu mu?
Tarık: Siz de hiç kanal değiştirmiyorsunuz herhalde? Yalancı Yarim dizisinden.
Onur: Star'ın dizisi. Magazin Gazetecileri Derneğinin ödülünü alan dizi. Bilmem mi? Ahhhhhhhh! Şehrazatın yanındaki Naz değil mi?
Tarık: Evet.
Onur: Canım!
Tarık: Efendim?
Onur: Şehrazat'ın şu asaletine bak. Dur bakma! Bakma!
Tarık: Bir şey sorabilir miyim?
Onur: Sor ama zor olmasın.
Tarık: Siz gerçekten bir gece için 150 bin dolar mı ödediniz.
Onur: Ben değil. Yapımcılar.
Tarık: Değdi mi peki?
Onur: Sana ne? Dizi bu dizi.....Gerçek mi sandın?
Tarık: Ne bileyim. Ben de artık herkesi karıştırır oldum. Kim dizi karakteri kim gerçek. Kendimi bile karıştırıyorum.
Onur: Karıştırırsın tabi. Benim tanıdığım en az iki kişiye benziyorsun.
Tarık: Dur tahmin edeyim.....Barış Akarsu ve Johnny Depp.....
Onur: Alakası yok......Hasan kamcı , Ton-Yapının Yönetim kurulu başkanı ve Nurullah Tamil ' An Yapıdan biri işte....
Tarık: Allah Allah. Görmek lazım.
Onur: Şehrazat seninkini parmağında oynatıyor şu an.
Tarık: Ne??? Nasıl?
Onur: Tarık Tekelioğlunun kimliğini bildiğini söyledi az önce.
Tarık: Ne?????? Hemen engel olmam lazım.
Tarık aceleyle Naz ve Şehrazata doğru gider.
Onur: Şehrazat'a dokunayım deme......
Naz: Bak 14 Şubat Sevgililer günü çekimlerinde giydiğim kırmızı elbiseyi de veririm. Söyle artık.
Şehrazat: Bak kim geldi.
Naz: Tam gelecek zamanı buldun sende. Ne var.
Tarık: Yüzelim mi?
Naz: Ya dur......Hem uygun kaçmaz şoförümle yüzmek.
Tarık: O zaman jet ski 'ye binelim. Kimse çakmaz.
Naz: Olabilir. Ama önce Şehrazat bana bir bilgi verecek.
Naz etrafına bakar ama Şehrazat yoktur.
Naz: Nereye gitti bu şimdi?
Tarık: Koşşşş! Tek jet ski var burada ona doğru koşuyor.......


2

Naz Şehrazatın peşinde- Tarık Naz ve Şehrazat’ın- Onur ise hepsinin......
Deniz kıyısında
Naz: Araba ile düşseydin peşine çoktan yakalamış olurdun. Bak kaptı jet skiyi.
Tarık: Biz de mtor ile peşine düşeriz.Su kayağı bilir misin?
Naz: Bilirim. Hadi sen motoru kullan. Mümkün oldukça yaklaştır beni Şehrazata.
Tamam.
Naz ayağını suya sokar.
Naz: Ayyyyyy.......Yok bu su çok soğuk. Sen kayak yap ben de motoru kullanırım.
Tarık: Emin misin. Daha önce kullandın mı?
Naz: ne var bunda. Hasta mı olayım yani. Hı? Benim buralarda üşütmemi mi istiyorsun? Tarık?
Tarık : Tamam tamam. Vurdun yine hassas yerden. Manevralarda dikkat et ama.
Naz: Unutma. Amacın Tarık Tekelioğlunun kim olduğunu öğrenmek. Gözlerine bakma sakın.
Tarık: Pışık!
Naz: Anlamadım Motor ses yapıyor.
Tarık. Olur dedim.
Naz zigzaglar çizerek denize açılır. Tarık üstün becerilerinden dolayı suda düşmeden kaymaktadır. Bu arada Onur da kıyıya varır.
Onur: Bana bir motor bulun çabuk!
Personel: Üzgünüm efendim. Hepsi kirada.
Onur: Ne demek kirada. Dakikasına 150 bin dolar vereceğim.
Personel: Ben sizi sırtımda götüreyim.
Onur: Saçmalama. Yok mu başka seçenek?
Personel: Paraşüt var , bir de muz var.
Onur: Paraşüt olmaz. Korkarım. Muz olsun. Ezip geçecem şu Tarık’ı düştü Şehrazatın peşine.
Personel: Olmaz. Ben onun fan ‘ı yım. Kılına dokunamazsınız onun.
Onur: 300 bin dolarrrrrrrrrr!

3

Bir ses: 500 bin dolar.
Onur: Ne?
Ses: Çekil şuradan. Duydun 500 bin dolar.
Onur: Sen kim oluyorsun kardeşim?
Ses: Ben.....Hulusi Tekelioğlu. Benim bankam var. Sen kimsin be!
Onur: Ben Nur.....O- nur. Şehrazatımın şah Şehriyar’ ı.
Hulusi: Çekil dedim. 500 bin dolar veriyorum beni ona götürene.
Onur: O da paramı! Ben dakikasına 300 bin verdim.
Hulusi: Hıh. Saniyesi , saniyesi 500 bin. Benim bankam var.
Personel: Mümkün değil. Muz ve paraşüt de arızalıymış.
Hulusi çılgına döner.
Hulusi: Ne yani burnumun dibinde ona ulaşamıyor muyum?
Onur: Oooooooooh ohhhh.
Hulusi: Hayırdır? Pek sevindin.

Onur: Aşkım gidiyordu az kalsın elden. Yalnız öyle her yerde söylemeyin vermeyi düşündüğünüz parayı. Biz geceliğine ödedik manşetlerden inmedik.
Hulusi: Ne manşet mi? Aman kalsın....Ben başka yol bulurum onu halletmeye.
Onur: Rica ederim haddinizi biliniz Hulusi bey. Sizin kadar zengin olmayabilirim ama ben onur , benim onurum var. Sevgilime hiçbir şey yapamazsınız.
Hulusi: Ne?! Ne, sevgilimi? Bir bu kalmıştı başıma gelmeyen.....
Denizde bir biri arasında turlayıp Tarık, Naz ve Şehrazat’a dönerek....
Hulusi: Yedim seni......Hele bir elime geçireyim......Ahhhh ahhhhhhhh.
Onur: Herkes Şehrazatımın peşinde........Nedir bendeki bu talihsizlik?
Hulusi: Ne? Şehrazat mı? Ay bana ne Şehrazattan. Ben şu zibidi oğlum Tarık’ın peşindeyim. Şurada Naz’ın kullandığı motor’un peşinde su kayağı yapan.
Onur: Tanrıya şükür. Ben de sandım ki........Aşk işte çok kıskanıyorum Şehrazatı.
Hulusi: Şehrazat? Nerede?
Onur: O jet skiyi kullanan. Canım!
Hulusi personeldeki dürbünü kapıp Şehrazata zoomlar.
Hulusi: O ne be? Şehrazaaaaaaaaaat!
Onur dizlerine kadar suya girmiş Hulusinin Şehrazatı fark ettiğini bilmemektedir.
Hulusi personele biraz para ve kartını verir.
Hulusi:Bayan motoru getirdiğinde, şu kartı ona verirsiniz. Kartın arkasında yazanı bu adama gösterme.
Personel kartın arkasına bakar: Bu gece sizin suitteyim.....Hulusi ( Tek Bank Hulusi)
Personel gülümser.
Hulusi: Ne gülüyorsun sen?
Personel: Hiç. Bugünün tarihi aklıma geldi de.
Hulusi: Neymiş bugünün tarihi?
Personel: 25 Mayıs 2007!

4

Saat gece on da Hulusi Şehrazat’ın süitinin önündedir. Kravatını düzeltir ve kapıyı tıklar. İçeriden ses gelmez.
Hulusi: Şehrazat hanım. Ben Hulusi. Hulusi Tekelioğlu. Kısaca T.B . Hulusi.
Yine ses yoktur.
Hulusi: Aaaaaaaa anladııııım ilk hamleyi benden bekliyoorrrrr. Geliyoruuuuum.
Hulusi Belginin o gün Bodruma geldiğini bilmiyordur. Personel Hulusinin kartını Onurdan fırsat bulamadığı için sahilde verememiştir. Şehrazat’ın odasına çıkmak üzere asansöre binmesini beklemiştir. Birlikte asansöre binerler. Şehrazat personelden şüphelenmez.
Personel: Affedersiniz hanımefendi. Hulusi bey size bu kartı iletmemi istedi.
Şehrazat: Neymiş o? Bu ne cüret? Ne sanıyor bu adam kendini?
O arada asansör katta durur . Hulusiye sürpriz yapmak üzere otele gelen ve odasına yerleşen Belgin asansöre biner. Şehrazatın elindeki kartı görür.
Belgin: Aaaaaaa Hulusi’nin kartı.
Şehrazat: Siz tanıyor musunuz o şahsı?
Belgin: Kocam olur.
Şehrazat: Buyrun o zaman.
İşte o an Belgin ve Şehrazat odaları takas etmeye karar verirler. Hulusinin bundan haberi yoktur.
Hulusi otel müdürünü faiz tehdidi ile zorlayarak odanın yedek kartını alır. Artık Tarık unutulmuştur ve plan Şehrazattır. Tekrar odanın önüne gelir.
Hulusi: Ben geldiiiiiiim. Bak içeriye giriyoruuuuum.
Kart ile kapıyı açar. İçerisi karanlıktır fakat odanın iç kısmında mumların yandığı duvara vuran ışıktan bellidir.
Hulusi: Bak seeeeeeen. Az da değilmişiz.
İçeriye girer.
Banyo kapısı aralıktır ve aralıktan ışık sızmaktadır. Hulusi havayı koklar mest olmuş halde.
Hulusi: Hmmmmmmmmm? Kokunun alt kısımları tanıdık bir çiçek kokusu......Hmmmmmm üst kısımlarında ise erkeksi bir ton var......Ne kadın be! Şehrazaaaaaaaaat? Neredesiiiiin?
Masanın üzerinde yanan iki mum , bir şampanya ve üç kadeh vardır.
Hulusi: Üç kadeh niye? Bir de arkadaşı mı var? E eeee hadi ama.
Telefonu çalar birden.
Hulusi: İiiiiiiiiiiiiiiiii......Belgin arıyoooooor. Eyvah.......Alo ?........Belgincim. ......
Belgin: Bir arayayım dedim hayatım........Şimdiden özledim seni......
Hulusi: Bende bende.....Kokun burnumda tütüyor....Dur bakayım......Hmmmmmmm saanki yanıbaşımda gibi alıverdim kokunu......Sana trans oldum.....
Hulusi banyo kapısının açıldığını hisseder yavaş yavaş. Hemen kapı kolunu tutar ve gözlerini kocaman açarak kapıyı çeker......
Hulusi: şu iki gün geçsin kavuşacağız hayatıııım.....
Belgin: Odanda mısın canım....?
Hulusi: Nerdeeeeee....... Bir arap şahıyla buluşacam.........
Belgin: Yaaaaaa? Kimmiş.....
Hulusi: Şah Şehriyar. Bir de kızı var görme. Bir çirkin ki anlatamam. Şehrazat.
Belgin: Yaaaaaaa? E o zaman bekletmeyeyim ben sizi.....
Hulusi: Öptüm.....Hayatımın anlamı.
Hulusi zevkten dört köşe telefonu kapatır ve gözlerini de kapadıktan sonra dudaklarını öpücük konumuna getirip banyo kapı kolunu bırakır. Kapının açıldığını hisseder. Biri arkasına geçip elleri ile gözlerini kapatırken diğeri onu yanaklarından öper....
Hulusi (içses): Hormon bozukluğu var galiba Şehrazatta. Sakalları battı.....aman söyleme Hulusi .....alınır şimdi.
Hulusi usulen gülümser. Ellerini gözlerini arkadan kapatan ellerin üzerine getirir ve onları yavaşça indirir. Gözlerini ağır ağır açar.
Hulusi: Anneeeeeeeee!!!!!
Diye bağırır gördüğü görüntü üzerine ve bırakmadığı elleri tekrar gözlerine götürür.
Onur: Demek T.B Hulusi ha?