Ana Sayfa | Yardim/SSS | RSS Feed | Iletisim

Önceki Başlıklar

42. Bölüm (Videolar)
42. Bölüm
Replik ve Yorumlarla 42. Bölüm (Ebru Karaca)
43. Bölüm Senaryosu (flower98) --10. kısım eklendi--
29 Nisan Tarihli Uğur Kedi Mesajı
Merve Sevi Röp. / Vatan Gazetesi (28.04.07)
Barış Akarsu 26 Nisan Balans Konseri
42. Bölüm Senaryosu (flower98) --9. kısım eklendi--
41. Bölüm (Videolar)
Replik ve Yorumlarla 41. Bölüm (Ebru Karaca)
 

Replikler (42. Bölüm)

Mayıs 04, 2007

Replik paylaşımları için DiziFilm.com forumu üyelerinden tarik_naz'a teşekkürler:



1

Tarık iş görüşmesinde

Tarık: günaydın efendim. Ben yeni şoförünüz tarık. Öncelikle size çok teşekkür ederim. Bu işe çok ihtiyacım vardı. Bana bu şansı verdiğinize pişman olmayacaksınız. Bu şansı hak etmek için elimden geleni yapacağımdan hiç şüpheniz olmasın. Iııı bi önceki işten neden ayrıldığımı sormuşsunuz. Evet bi kaç hatam oldu. Ama bunlardan gerekli dersleri aldım. Bi daha tekrarlamayacağıma emin olabilirsiniz.

Naz ayağa kalkar ve tarığa döner.

Naz: görücez, yeni işin hayırlı olsun tarık.
Tarık: naz
Naz: e naz hanım diyecektin heralde, neyse alışırsın zamanla. Araba artık sana emanet.
Tarık: bana? biraz izin verebilir misiniz?
Naz: ohooooo işimiz var seninle. Daha ilk günden izin istemeler. Tamam izin veriyorum ama bi daha olmasın.
Tarık: hemen geliyorum.

Naz çanı çalar.

Naz: bu seferlik affediyorum ama benden bundan sonra bu kadar hoşgörülü olmamı bekleme. ( zili çalar) bu zilin anlamı “derhal buraya gel” anlaşıldı mı? (zili tekrar çalar) bu ne demek? “Git arabayı çalıştır”. Bak fikrimi değiştirip seni işe almaktan vazgeçmeden arabayı çalıştırsan iyi edersin. Unutma geleceğin iki dudağımın arasında “seni işe almaktan vazgeçtim” dediğim an hapse girersin. Ona göre. Şimdiii (zili tekrar çalar.)

Tarık hayale başlar ve 155 i arar.

Tarık: alo polis imdat. Bi ihbarda bulunmak istiyorum. İhbar edeceğim şahıs kendim. Sigortalı bi iş bulamadığım için derhal tutuklanmak istiyorum.
Naz: (yerinden fırlar) neeee?
Polis: tarık bey.
Tarık: evet benim.
Polis: gidelim.
Tarık: (kollarını uzatır) buyurun gidelim.
Naz: ne yapıyosun sen yaa.
Tarık: senin şoförün olarak işe girmektense hapse giriyorum. Gidelim, gidelim.
Naz: tarıkk, tarıkkk
Tarık: yaşasın özgürlük yaşasın özgürlük..
Naz: (bi yandan zili çalar) hayır gidemezsin. Çabuk buraya gel çabukkk. Tarık sana diyorum buraya gel hiç biyere gidemezsin.

Hayal naz’ın zili ile biter.

Tarık: (sessiz) ah anne ah
Naz: efendim.
Tarık: yok bişey.

Tarık giderken yine zil.

Tarık: buyurun
Naz: benden sana bi nasihat. Erkekler kapalı alanda şapka çıkarırlar. Görgü kuralıdır.

Tarık şapkayı giyer ve gider.


2

Naz arabaya gelir ve zili çalmaya başlar. Tarık şaşkın ve biraz sinirle dışarı çıkar.

Naz: bi daha olmasın. İyi bi şoför patronunu arabanın içinde beklemez. Kapısında bekler.
Tarık: iyi bi patron da şoförünü arabanın kapısında 45 dk bekletmez.
Naz: biraz asi bi genciz anlaşılan. Dua et arada belgin hanımın hatırı var. Yoksa şu lafın üzerine işsiz kalmıştın. Ama bu seferlik bi özürle kendini affettirebilirsin. Ama unutma sadece bi seferlik.
Tarık: özür dilerim
Naz: ayrıca ben sana sadece “git arabayı çalıştır” dedim. “Hemen geliyorum” demedim. Daha saatlerce oturabilirdim istesem. Yine insaflıyım değerimi bil.
Tarık: bilmez miyim?
Naz: ben kapalı yerde şapka takılmaz dedim.

Tarık sinirle arabadan şapkayı alır takar.

Naz: biraz asisin masisin ama laftan anlıyosun. Bu güzel.

Arabaya binerler.

Tarık: nereye?
Naz: “nereye gitmek istersiniz naz hanım”
Tarık: nereye gitmek istersiniz naz hanım
Naz: bu kıyafetle okula değil heralde. Önce eve.
Tarık: pardon bişey soracam. Şimdi biz arabadayken kapalı bi yerdemiyiz yoksa açık bi yerdemiyiz.
Naz: niye sordun?
Tarık: ona göre şapkayı çıkaracam ya da çıkarmayacam
Naz: kapalı yerdeyiz.

Tarık şapkayı çıkarır

Naz: ama iyi bi şoför araba kullanırken asla şapkasını çıkarmaz.


3

Tarık ve naz okula giderken evin önünde.

Naz: aaaaa ama dışarı çıktık hani şapka.

Tarık yine şapkayı takar.

Naz: haahh. Unutma. Kapalı alanda çıkartıyosun açık alanda takıyosun.
Tarık: peki diyelim dışarı çıktık hava kapalı o zaman ne yapacam.
Naz: ben ne dersem onu.

Arabaya binerler.
Naz: ee memnun musun yeni işinden?
Tarık: çoook. Eski işimden kat kat iyi.
Naz: eskiden şoförlük yapmıyo muydun yani?
Tarık: evet ama patrondan kaybediyodum. anlaşamıyoduk bi türlü. Oysa şimdi ne güzel. Zırrr gel, zırrr git arabayı çalıştır. Konuşmadan anlaşıyoruz.

Tarığın telefonu çalar. Ama açmaz.

Naz: açmayacak mısın?
Tarık: iyi bi şoför vazife başında cep telefonu ile konuşmaz.

Tarık ve naz okul önüne gelir. Naz arabadan biraz mutsuz iner. Tarık çelloyu getirir

Tarık: buyurun
Naz: demek patrondan kaybediyodun.
Tarık: dersinize geç kalacaksınız.
Naz: çok ayıp eski patronun arkasından konuşmak.
Tarık: yoo yüzüne de söyledim.
Naz: ne zaman
Tarık: biraz önce.
Naz: demek ki hepimiz hatalarımızdan ders almışız. Yani bu sefer çok daha sorunsuz bi ilişkimiz olacak. İlişki derken iş ilişkisi
Tarık: tabi ki. başka ne olabilir ki.
Naz: olamaz. Zaten italya’da bekleyen bi sevgilin var.
Tarık: o yüzden mi olamaz.
Naz: zaten olamaz.
Tarık: eyvah eyvah.
Naz: ne oldu?
Tarık: eski patronuma benzemeye başladınız da
Naz: için rahat olsun ben hiç kimseye benzemem.


4

Akşam olur. Naz, tarığa işkence çektirirken mutlu gözükür ama çok mutsuzdur aslında ve çello çalar. Ve tarığı arar.

Tarık: evet başladık yine akşam angaryalarına. “beş dakika içinde üniformanı giy, arabayı hazırla, beni bekle” anlaşıldı rahat yok bana. Ah anne ahh.

Tarık: buyurun naz hanım
Naz: ne haber
Tarık: alo
Naz: benim ben
Tarık: o yüzden alo diyorum zaten
Naz: ders çalışıyodum, dedim bi arayım halini hatırını sorayım. Ne de olsa ilk günün. Rahat mısın, iyi misin, bi derdin var mı?
Tarık: saolun iyiyim.
Naz: alıştın mı yerine?
Tarık: hemen, sanki uzun süredir burada kalıyomuş gibiyim.
Naz: güzel sevindim. Çalışanlarımın rahatı ve huzuru benim için çok önemlidir. Ben öyle akşam saatlerinde sürpriz telefonlar edebilirim hazırlıklı ol.
Tarık: peki
Naz: peki ne?
Tarık: ne?
Naz: “peki naz hanım” alışacaksın tabi daha ilk günün. O yüzden mazur görüyorum.
Tarık: çok anlayışlısınız naz hanım.

Naz derin bi iç çeker

Naz: ne kadar sessiz sakin bi akşam değil mi?
Tarık: hıh siz evde değilsiniz galiba
Naz: aradın mı kız arkadaşını?
Tarık: hayır.
Naz: aaaa bunu da ben mi hatırlatacam sana Tarık. Ara kızcağızı meraklanmıştır şimdi. Zaten gurbet ellerde.
Tarık: gurbette değil o. Kendi vatanında
Naz: insanın vatanı sevdiğinin yanıdır. O şimdi sevdiğinden uzak. Demek ki gurbette ara benden de selam söyle. Merak etmesin. Belgin hanım bu yurtdışına çıkış işini çözer çözmez seni ilk uçakla yollayacaz vatanına.
Tarık: benim vatanım burası.
Naz: aaa sen beni dinlemiyosun galiba. Ne dedim ben “insanın vatanı sevdiğinin yanıdır” dedim.
Tarık: benim vatanım burası.
Naz: bi sıkıntın olursa çekinme ara.
Tarık: peki naz hanım.

Naz’dan mutluluk portresi.


3

Sabah olur. Naz telefonla tarığı arar ve uyandırır.

Tarık: hıh, iyi uyudun mu diye soracak heralde. Ne düşünceli kız olmuş ben görmeyeli.

Tarık: alo

Naz gülerek zili çalar.

Tarık: aloo
Naz: duymuyosun galiba zil çalıyorum.
Tarık: duydum
Naz:: o zaman unuttun galiba. Zil hemen buraya gel demekti. Biraz unutkanlık var anlaşılan.
Tarık: yok unutmadım.
Naz: o zaman emirlere itaatsizlik var. Eh ama tabi arada da belgin hanımın hatırı var. Ama bi yere kadar. 5 dk içinde arabada ol.

Telefonu kapatır.

Tarık: bi günün bi gününü ne zaman tuttuki.

Naz kapı önünde bekler bi yandan da saate bakar. Tarık koşarak yanına gelir ve şapkayı düzeltir.

Naz: doğum günün ne zaman.
Tarık: niye sordunuz?
Naz: saat hediye alacam da. Belli ki seninki bozuk. 5 dk demiştim 8 dk oldu.
Tarık: üniformanın tozunu alayım dedim.
Naz: demek ki neymiş akşamdan alınacakmış.
Tarık: sabaha kadar yine tozlanır.
Naz: : demek ki neymiş tozlanmayan bi yere konacakmış
Tarık: öyle bi yer yokki
Naz: : demek ki neymiş öyle bi yer bulunacakmış.
Tarık: peki naz hanım.

Naz arabaya binerken.

Naz: şapka
Tarık: kafamda
Naz: yamuk
Tarık: kusura bakmayın koşarken aceleyle taktım.
Naz: demek ki neymiş, dururken sakin bi şekilde takılacakmış.

Tarık çelloyu bagaja koyar.

Tarık: demek ki neymiş yeni iş aranacakmış

Naz: Sadri gelmedi mi gece?
Tarık: hayır
Naz: alla alla kalıcak bi yer buldu galiba kendine
Tarık: bulmuştur.

Tarık arabayı çalıştırır.

Naz: nereye?
Tarık: okula
Naz: ben okula gidelim dedim mi?
Tarık: hayır.
Naz: demek ki neymiş
Tarık: sorulacakmış
Naz: aferin, öğreniyosun. Şimdi boğaza in.


6

Naz çay bahçesinde oturur, Tarık araba başında cam siler. Naz, tarığa baktıkça gülümser. Ve arar.

Naz: ne şanslı şoförsün, sayemde egsoz dumanı yerine, şu yeni açmış erguvanların “hııııım” mis gibi kokusunu içine çekiyosun. Kimbilir ne güzel anılar geliyo aklına sevdiklerinle.

Telefonu kapatır.

Tarık: hayır, sadece artık senin sadece şoförün olduğum geliyo aklıma. Bu üniformanın içinde kafamda bu şapkayla

Naz yine arar.

Naz: bişey mi dedin.
Tarık: hıhı evet dedim.
Naz: daha uzun bişeyler söyledin gibi geldi bana. Biraz böyle bozuk bi ifade vardı sanki yüzünde.
Tarık: size öyle gelmiş.
Naz: keşke sofia da burada olsaydı.
Tarık: yaa arka camı da o silerdi işimiz çabuk biterdi.
Naz: insanın bi işi sevdiğiyle birlikte yapması ne hoş bi duygu di mi?
Tarık: buyurun
Naz: ne dedin sen?
Tarık: buyurun dedim. Camları sildim gidebiliriz isterseniz.
Naz: biraz daha oturmak istiyorum.

Naz tarığın lafı çevirmesine bozulmuştur biraz. gerisi malum. naz cici cici gülümser. çarpıştığı çocuk gelir, naz'a aval aval bakar tarık da çocuğun peşinden koşar