Ana Sayfa | Yardim/SSS | RSS Feed | Iletisim

Önceki Başlıklar

Replikler (44. Bölüm)
44. Bölüm (Videolar)
44. Bölüm
"Bodrum Bodrum" - Mini Senaryo (flower98) -- 4. kı...
Setten Görüntüler - Cine5 "Dizi Magazin"
Replikler (43. Bölüm)
43. Bölüm (Videolar)
43. Bölüm
Anneler Günü Özel - Senaryo (schmetterling)
13. Kral TV Video Müzik Ödülleri Töreni
 

Replik ve Yorumlarla 44. Bölüm (Ebru Karaca)

Mayıs 17, 2007

Aşağıdaki yazı Dizifilm.com forumu üyelerinden Ebru Karaca'ya aittir. Güzel yorumu ve paylaştığı replikler için kendisine teşekkürlerimle:




1

Herkese iyi akşamlar..

Geçen hafta da bu hafta da yorumlarımı diziden hemen sonra kağıda yazmıştım. Ama nete geçirmek kısmet olmamıştı. Ancak bir kaç arkadaştan yoğun talep ve biraz da mesaj alınca, bir fırsat yaratıp laptop'un başına geçtim

Haydi hayırlısı..

Bu haftaki bölümden zevk aldım. Buna şaşırmamak lazım. Çünkü iki haftadır, bu duruma da alıştık. İki hafta önce o kadar olumsuz eleştiriler yaptık yeni ve anlamsız değişiklikler hakkında. Naz'ı ve 9 ay öncesine dönme meselesini eleştirdik durduk. Aslında şimdi de değişen bir şey yok. Hala her şey 9 ay öncesinde ve hala saçma. Ama artık alıştık. Artık, mevcut durumdan zevk almaya çalışıyoruz.

Kendi adıma konuşuyorum elbette. Ama ben Yalancı Yarim tarihi boyunca en az zevk aldığım 3 haftayı geçirdim. Hele bu haftaki Tarık'ın kendi kendine konuşma aşamaları yok mu? Resmen çıldırttı beni. Belki azken kalsaydı neyse ama dizinin sonuna kadar olunca asabım bozuldu. Bilemiyorum, henüz yorumları okuma fırsatı bulamadım ama o sahneleri beğenenler olmuş olabilir. Saygı duyuyorum. Sadece, bana hitap etmedi. O kadar.


2

Neyse..

Bu hafta Naz ve Tarık'ın ilişkisini biraz daha iyi buldum. 9 ay öncesinden daha iyi olan yakın tarihteki hallerine yakın bir portre idi

NAZ: Beni şöyle görünce, ne düşünürsün?
TARIK: Şoförüyle ne sıcak bir ilişkisi var. Her şeyi ona söylüyor diye düşünürüm.

Naz'ın nasıl göründüğü hakkında, Tarık'ın görüşüne ısrarla başvurması çok hoştu. Kimin için güzel görünmek istiyor acaba? Gerçekten Tekelioğlu için mi, yoksa şoförü için mi?

NAZ: Kuaföre gitmeme gerek var mı sence?
....
TARIK: Şoför olark da "Gerek Yok" derdim. Şimdi kuaföre gittt, .. bekle.. Ama GERÇEKTEN GEREK YOK!

Bu cümleyi söylerken ne kadar tatlı ve içtendi Barış. Çok hoşuma gitti.

Ama tabi Naz her zamanki ama her zamanki gibi her şeyi o kadar güzel ve o kadar incelikle berbat ediyor ki.. Bunu da berbat etmeyi başardı sonunda.



3

Naz'ın Tarık'ın zengin olma hayalleri hakkındaki saçma düşüncelerine uyuz oldum. Hatta Tarık'ın kendi hakkında Alfonso oluşunu hatırlatması üzerine, "O İtalya'da. Burada Naz Özkül'un şoförüsün!"demedi miiiii, saçlarını yolasım geldi. Bir gün atlayacağım ben bu kızın üstüne ya, du bakalım

NAZ: Üniformayı geç. Üniforma mesai saatleri içinde. Mesai saatleri dışında sivil. /Hanımı geç. Hanım, mesai saatleri içinde. Mesai saatleri dışında Naz. Sadece Naz. / Emiri geç. Emir mesai saatleri içinde. Mesai saatleri dışında rica.

TARIK: Demek ki mesele, mesai saatlerini azaltmak.

Bu Naz, Tarık'ı işe son kez alırken hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağını söylememiş miydi?

Tarık'ın kendi kendine konuşma halleri hiç hoşuma gitmedi. İlkin güzeldi ama sonrasında abarttı. Bu benim fikrim elbette.

Hoş olan yerleri göz ardı etmiyorum tabi

TARIK: Şuna bak ya! Kendime kazık atıp atmamak arasında gidip geliyorum!
Hah ha..

Oradaki halleri güzeldi.

Keşke Ümit ve Vahi Tarık'ı kendi kendine konuşurken görmeselerdi. Sahiden DELİ gibi görünüyordu çünkü.


4

Gelelim Belgin ve Hulusi ikilisine...

Belgin'in, Tarık'ın adını söyletmemesi ve Hulusi'nin unutmuş gibi yapması kadar saçma bir şey yoktu. Dizimiz eskiden komikti. Ama böyle saçma şeyler yoktu. Hem mantıklı hem de komikti. Artık yavaş yavaş çocuk dizisine benzemeye başlıyor. Acemi Cadı'da bazı şeyler normal gelebilir ama aynı şeyler bu dizide olmaz. Çünkü;

1) O bir çocuk dizisi..
2) O bir PERİ.. Yani saçmalıklar sihirle kamufle edilebilir..

Bu dizide bu kadar basit şeyler olmamalı.

Neyse..

Hulusi'nin Naz'ı araması, oğluna kavuşmak için türlü yalanlara başvurması komikti. Bu Hulusi acayip insan. Bir insan ayaküstü 30 tane yalan söyleyebilir mi yahu?

Du bakayım.. sanırım ben bir tane biliyorum : Tarık.

NAZ: Bu sabah..
HULUSİ: Bu sabah çoktan bitti kızım. Akşam oldu.

Çok güldüm buraya ya..

Hulusi bu hafta beni çok güldürdü. Bazı yerlerde çok saçma bulduğum yerler de oldu ama olsun. İyi güldüm.



5

TARIK: (Sadri'nin telefonunu kapattıktan sonra) : Kapandı mı telefon? Ohhhh!

Oradaki tonlama çok hoştu

Sonracığıma, Hulusi'nin şu hayatta bir kere olan çıldırma durumu çok saçma ama çok komikti. Yan konuşmalar dolayısıyla tabi

BELGİN: Ben evlendiğimden beri böyle görmedim. Görseydim, evlenmezdim zaten

HACER: İnşallah Hulusi'me geçmemiştir diyordum.
BELGİN: İnşallah Tarık'ıma geçmemiştir.

Hayır yani, sinirlenecek bu kadar şey yaşamışken, Hulusi'nin de, Tarık'ın kendine hiç benzemeyerek - bir kızı elinden kaçırmış olmasına bu kadar sinirlenmesi ayrı konu tabi E be adam! Bu çocuk İtalya'da aynen, senin bu dediklerini yapıyordu. Ne diye o kadar kızdın ona o zaman?


6

HULUSİ: Elimden bir uçanla, bir kaçan kurtulurdu. Benden çıkan zibidiye bak! Avucuna düşmüş kızı elinden kaçırıyo! İlahi Hulusi!

Acaba biz, Tarık'ı ne zaman böyle göreceğiz? Eeee, genetik. İllaki geçti

Fakat; denizde kum, sende yalan Hulusi. Oğlun da aynen sana çekmiş.

O en son KAN HİKAYESİ neydi öyle? Yuh ki, ne yuh! Bu kadar da olmaz ya. Ağzım açık kaldı.

Bakın, şuna da çok güldüm.

BELGİN: Oğlum, deli misin sen?
TARIK: Gene ne yaptım anne?
BELGİN: Bir şey yapmadın. Ciddi soruyorum. Deli misin sen?

Heh he..

Yani, genel olarak çok zevk aldım. En azından geçen iki haftaya göre en çok güldüğüm bölümdü. Gittikçe de daha güzel oluyor..

Eee, bakalım. Her şeyi zaman gösterecek.

Herkese sevgiler..