Ana Sayfa | Yardim/SSS | RSS Feed | Iletisim

Önceki Başlıklar

Suna Pekuysal & Merve Sevi Röportajı (Video)
45. Bölüm (Videolar)
46. Bölüm Senaryosu (flower98) --7. kısım eklendi--
Replikler (45. Bölüm)
46. Bölüm Senaryosu (Kara İnci)
Alternatif Son + 46. Bölüm Başı - Senaryo (schmett...
45. Bölüm
Fotoğraflar - 5
Yalancı Yarim İmza ve Avatarları
Barış Akarsu'nun Dizide Söylediği Şarkılar (Audio)
 

Replik ve Yorumlarla 45. Bölüm (Ebru Karaca)

Haziran 02, 2007

Aşağıdaki yazı Dizifilm.com forumu üyelerinden Ebru Karaca'ya aittir. Güzel yorumu ve paylaştığı replikler için kendisine teşekkürlerimle:




1

Herkese merhaba..

Gelelim, son bölümümüzün yorumlarına..

Son zamanlarda düşüncelerimi hep söylediğim için, artık biliyorsunuz.
Çok eğleniyorum, seviyorum. Ama dizimiz Bodrum'a kadar pek iyi gitmedi, girmiyor. Umudumuz devam ediyor. Bodrum'da güller gelecek, İSTERDİM'ler söylenecek, AŞK İSTİYORUZ sloganları yerini bulacak..

Bu Bodrum'dan çok şey mi istiyoruz, bilmiyorum. Ama umut işte.

Ama kimse yanlış anlamasın. Dizimizi yermiyorum burada. Ben bu diziyi 1. bölümden beri çok sevdim ve hala da çok seviyorum. Hayatın her aşamasında tökezlemeler olur. Boşuna O KADARI KADI KIZINDA DA OLUR gibi bir laf üretmemiş eskiler.

Dizimiz muhteşem. Ama arada bir her şeyin mükemmel gitmediği anlar olur.
Önemli olan terk etmemektir.


2

Neyse, bu kadar girizgah yeter. Başlayalım. Değil mi?

Dizinin başında Naz kızımız tekrar HAYATININ EN GÜZEL GÜNÜNÜ yaşıyordu. E bu da Tarık'ı pek mutlu etmedi doğal olarak. Hem kızla buluşmadı, hem de nasıl her şey bu kadar iyi gider, bizim yerimizde olmadığı için bilemedi tabi.

VAHİ:
Tarık, oğlum.. Dokunmamışsın yemeğine.
TARIK: Şey, çok güzel görünüyordu. Dokunmaya kıyamadım ben de..



Vahi çok iyi bir insan. Onu çok seviyorum.

VAHİ: Bu çocuğun (Tarık'a hitaben) hiç keyf yok. Gidip bir konuşsam?
VAHİ: Bunun da keyfi çok yerinde. Gidip bir konuşsam?

Hah ha..
Bu kadar zıtlıklar içinde adam neye uğradığını şaşırdı. Garibim..



3

Naz'ın sürekli birilerini beğenmesi ve bu kadar abartması, yüceltmesi bence haksızlık. Mag bana kızmasın ama.. Durum bu.. Sürekli önüne gelene aşık olan biri var karşımızda. Bakın, "aşık olmuş gibi görünen" demiyorum. "Aşık olan."

İkisinin arasında fark var. Birincisinde, Tarık'ı kıskandırmak için yapılan bir eylem var demektir. Ama ikincisinde? Cık cık..

Tarık da artık çok zor durumda. Bu zamana kadar önüne çıkan herkesi aşmanın bir yolunu buldu. Ama ya kendisini? Geçeceği kişi, önünde etten, kandan, candan duruyor olsa iş kolay. Ama böyle bir durum söz konusu değil ve bu durumda kişinin kendi kendini yenmesi nasıl olabilir, bilmiyorum. Onu bize senaristler gösterecek.

Ama bu diğer adaylarla yarışma konusunda Tarık'ın ettiği bir laf çok hoşuma gitti. Hani Naz'ın, herkesle yarıştın dediği yerde..

TARIK: Evet doğru. Hepsiyle yarıştım! HEPSİNİ DE GEÇTİM!

Hah ha.. Doğru söze ne denir?


4

Tarık'a yazık tabi. Babası hakkında bir sürü iyi şey söylüyor. Ama bunlardan onun haberi yok.

TARIK: Ne bileyim Filiz! Yok OKUL YAPTIRMIŞIM, yok KANIM DAMARLARDA DOLAŞIYORMUŞ! Beni bana övüp duruyor!

Hah ha..
Bu repliğe bayıldım ya.. Tarık'ın çaresizliğine bakar mısınız? Hem çaresizliğine gülüyorsunuz, hem de sözlerin güzelliğine bakın

FİLİZ: Ne? Hulusi Tekelioğlu İlköğretim Okulu mu? Valla, annem duyarsa alınır. Bir de Belgin Tekelioğlu Biçki-Dikiş Kursu aç.
....


5

TARIK: Ben değilim o! Beni o sahtekar abinle karıştırma! Söyle ona...

(İşte bu, bittiğim andır. Aynada kendi kendine saçmalaması yetmiyormuş gibi şimdi de 3. şahıslara aksettiriyor olayı! Vah vah! Vah ki, ne vah!)

Yok ya, tek değil. Şurası da olayı bitirdi diyebiliriz aslında:

TARIK: Seninle konuşmuyorum Filiz! Kendi kendimle konuşuyorum!

Neyse, beklenen, en doğal cevap..

Ki, olabilirliği fazladır. Anladınız siz..

FİLİZ: Abi bence sen, Belgin Tekelioğlu Biçki-Dikiş Kursu'ndan sonra Tarık Tekelioğlu AKIL HASTANESİ aç!

Ama hoş olan, eskiyi hatırlatan yerleri çok sevdim. Eskisi gibi.. Ne güzel..


6

TARIK: Sınavınız var herhalde..
NAZ: Yoo.
TARIK: Sabaha kadar çello çaldınız. Saat 05:00'e geliyordu yattığınızda..
NAZ: Demek uyumadın, beni dinledin?
TARIK: O gürültüde uyumak mümkün mü?

Nasıl? Sizin de suratınızda, tebessüm uyandıran bir sahne. Öyle değil mi?


7

Gelelim diğer hususlara..

Hulusi'nin hallerine bu hafta da güldüm. Bizim çapkın kart horozumuz biricik eşine yakalanana kadar nasıl da öttü durdu.

HULUSİ: Kocanız nasıl?
EN İYİ MÜŞTERİ: Maalesef kaybettik!
HULUSİ: Oh oh!- Vah vah! 4. ydü, değil mi?
EN İYİ MÜŞTERİ: 5.
HULUSİ: Amaaann! Aramızda, 4. 'nün , 5. 'nin lafı mı olur?

Ama, ne zaman ki Belgin onları yakaladı.. işte o zaman her şey değişti.
Bu güzel bir şey.

Yani, en azından.. ne yaparsa yapsın, hangi hatunlara bakarsa baksın.. Belgin söz konusu olduğunda akan suların nasıl da durduğunu gördük. Karısını seven adam da bir başka oluyor canım..


8

Hele, Belgin hanım ısrarla kötü davranınca, Hulusi'nin göterdiği tepki tam yerindeydi. Bu Belgin de çok abartıyor bazı şeyleri canım.

Hayır yani, kızacaksan kız. Çok mu ağır geldi? Boşan!

Hem bunları yapma, hem de "Bir gel, yok git, şimdi gel, sıkıldım git" leri söyle dur. Olmaz ama.. Tutarlı davran..

Tutarlı dedim de..
Bu Tarık, sadece babasına benzemiyor olabilir. Biraz da anneden almış..


9

Anne dedim de..

Belgin'in akşam akşam çantasını çaldırışına çok güldüm. Sonuna kadar hak etti ama Hah ha..

Bir hikaye vardır. Hepiniz bilirsiniz. "Yalancı Çoban"

Her gün, sürüye kurt saldırdı diye bağırırmış. Köylüler gelirmiş.
Ne zaman ki gerçekten kurt saldırmış, yanında bir tane köylü yokmuş.

Belgin'in durumu da o hesap.

Tarık'ı o kadar sık boğaz etti, zırt pırt sebepsiz, anlamsız şeylere çağırdı ki.. Bunalttı çocuğu..

Ne zaman, sahiden ona ihtiyacı var.. çağırdığında Tarık bu sefer gitmedi..

Eee, etme bulma dünyası.


10

Filiz konusunu açmaya bile gerek yok aslında. Filiz o kadar haklı ki. Annesi, Tarık ve onun arasında o kadar bariz bir ayırım yapıyor ki, Filiz ne dese-ne yapsa haklı. Kimse kusuruma bakmasın.

Ben, anne ve babanın çocukları arasında nasıl olur da, ayrım yaptığını anlayamıyorum. Anlayamayacağım da..

Neyse..

Filiz ve Ümit'in konuşmaları da çok komikti.

ÜMİT: Bazen kendi kendine.. Bazen de aynayla. Ama aynayla sert konuşuyor. Kızmış belliki.. Hah ha..


11

Bu bölümü de, geçen iki bölümde olduğu üzere, hayallerle geçiştirdiler. Ya zaten hepimiz bölümleri birden fazla izliyoruz. Yeni bölümde de doğal olarak yeni şeyler görmek istiyoruz. Oysa son zamanlarda geçmişi hatırlayıp duruyorlar. Yani, yeni bölüm ve yeni konularımızdan çalıyorlar resmen..

İtirazım var! Asabiyim ben!

Ayrıca, Hulusi'nin yemini için Belgin yine 6 ay dedi. Bu 6 ay bir türlü geçmedi diye dalga geçtik, 6 ayı 8 ay yapmışlardı. Sonra 9 ay oldu. (9 ay öncesine dönmekten hatırlayın ). Şimdi gene 6 ay..

Hani çok da önemli değil ama.. biz mi fazla didikliyoruz nedir? Gözüme batıyor böyle ufak tefek şeyler..

BELGİN: 6 ay önce bana söz vermiştin Hulusi!
HULUSİ: Sözümü de tutuyorum Belgin!
BELGİN: Neyi tuttuğunu gördük!


12

Neyse işte.. Çok da önemli değil de..

Yine taksicinin Hulusi'lerle muhabbeti güzeldi. Zaten bu dizide ne varsa taksicilerde var.

Başıma gelen ve gerçekten utandığım bir olayı da sizinle paylaşmak isterim arkadaşlar..
Bu bölümü izlerken kız kardeşim Esra bir ara odaya girdi (Dizimizi yanlız ve karanlıkta izlemeyi seviyorum da. O yüzden genelde aile ortamından uzakta izlemeyi tercih ediyorum ). Diziye şöyle bir göz attı ve şöyle dedi:

ESRA: Ne bu abla ya? Ne bu şoför kıyafetleri? Bunun yeni bölüm olduğundan emin misin?
EBRU: ............
ESRA: Yoksa bu da mı saçmaladı? (Diğer, sonradan saçmalayan dizileri kast ediyor)
EBRU: ............


13

Söyleyecek söz bulamadım arkadaşlar. İnanamıoyrum. Yani, o an dizimizi savunmak ve "öyle değil, böyle" diyerek bir açıklama getirmek çok isterdim. Ama getiremedim. Söyleyecek söz bulamadım ve utandım. Gülümsedim sadece.

Bu neden olsun?
Olmasın?
Ben ne diye durduk yere kendi kardeşimden utanayım?
Utanmayayım. O yüzden ne diyorum?

"GEL 46. BÖLÜMÜN İKİNCİ YARISI! GEEEELLL!!!"
(NOT: Bunlar, Bodrum bölümleri oluyor )

ASIL NOT: Yarın Barış'ın konserlerine gelecek olanlar olursa, görüşelim. Haftaya da ANKİROCK'dayız, unutmayın.

Herkese Sevgiler...