Ana Sayfa | Yardim/SSS | RSS Feed | Iletisim

Önceki Başlıklar

45. Bölüm
Fotoğraflar - 5
Yalancı Yarim İmza ve Avatarları
Barış Akarsu'nun Dizide Söylediği Şarkılar (Audio)
Barış Akarsu Balans Konseri - Dans (Video)
Barış Akarsu'nun Dizide Söylediği Şarkılar (Video)
45. Bölüm Senaryosu (tarik_naz) -- 6. kısım eklend...
45. Bölüm Senaryosu (flower98) -- 15. kısım eklend...
Replik ve Yorumlarla 44. Bölüm (Ebru Karaca)
Replikler (44. Bölüm)
 

Alternatif Son + 46. Bölüm Başı - Senaryo (schmetterling)

Mayıs 31, 2007

Aşağıdaki senaryo DiziFilm.com forumu üyelerinden schmetterling'e aittir. Dizinin gerçek senaryosuyla bir ilgisi yoktur.




Naz Tarık’tan yardım istemiştir, fakat Tarık hiçbir cevap vermeden ayağa kalkar,
sen hep benimsin yalnız değilsin
şimdi rüyalarda gülümser gidersin
son bir defa öperek o dudakları
analım gel bu son hatırayı..

diye şarkıyı mırıldanarak Naz’a yaklaşır..

Tarık: üzgünüm Naz ama kafan çok karışmış bence

Der ve Naz’ın dudaklarına uzanır… tam öpecekken durur ve bekler Naz gözlerini çoktan kapamış beklemektedir Tarık kendini tutar ve Naz’ı öpmez, bunun yerine Naz’ın eline araba anahtarını tutuşturur ve “hoşça kal” der… Naz gözlerini açar büyük bir hayal kırıklığı içinde… Tarık uzaklaşmaktadır…

Naz ayağa kalkar, Tarık’ın peşinden ilerlemeye başlar…

Naz: dur diyorum….. sana durmanı emrediyorum.. kime diyorum…. Patronunum ben senin ne istersem yapıcaksın.. dursana… Tarık dur diyorum.. Tarıkkk

Tarık Naz’dan çok uzaklaşmıştır… Naz peşinden yürüyerek adını sayıklamaya devam etmektedir…

Naz: Tarık dedim.. hemen buraya gel… illa zil mi gerekiyor Tarık… gitme… beni bırakmaaa… seni seviyorum…

Son cümle neredeyse bir fısıltı halinde çıkmıştır Naz’ın ağzından ve bu cümleyi söylerken de Naz dizleri üzerine çökmüştür yere


Son cümleyi duyan Tarık birden arkasına döner… Nazla göz göze gelirler…

Naz oturduğu yerden “Gitme” der yine…

Tarık uzaktan “ bir şey mi dedin duyamadım” der ve yaklaşır, adım adım Naz’a doğru ilerlemektedir..

Naz gözlerinde yaşlarla hala yerde oturmaktadır… “Gitme”

Bu arada fonda Nazan öncel “gitme” şarkısı çalmaya başlar…
”…
geceler kör dilsiz sanki
konuşmaz oldu
hüzünler koyduk üstüste
ayrılık oldu
bir avuntu biraz keder
böyle bize neler oldu
bu ayrılık bir de hasret
çekilmez oldu
ay karanlık hep karanlık
yüzün bize döner oldu
bir ihtimal daha vardı
felaket oldu
gitme gitme gitme kal bu şehirde
gitme gitme gitme yazık olur bize…”

Tarık yaklaşmaktadır Naz’a doğru, Naz da ayın ışığında Tarık’ın gelişini izlemektedir.. bir anda

Naz: neden bilmiyorum Tarık.. sana neden bunları yapıyorum seni hep gitmek zorunda bırakıyorum, gercekten ne istediğimi ben bile anlayamıyorum artık.. ama şunu biliyorum.. sana o kadar çok değer veriyorum ki, yanımda olmadığını hissetmek , müştemilata girdiğimde seni orada göremeyecek olmak ölümden beter...

Naz’ın gözlerinden yaşlar süzülmektedir bunları anlatırken…

Naz: belki yanımda annem olsaydı her şey farklı olurdu, ona en çok neyi anlatmak isterdim biliyor musun, seni…. Keşke duyuyor, görüyor olsa bizi.. ve bana bi yol gösterebilse, sevmeyi öğrenmedim ben, babam annemi putlaştırdı ölümünden sonra ama ben sevdiğimi putlaştırmak istemiyorum, benimle beraber yaşasın, beni bırakmasın, her an yanımda olsun elimden tutsun, düştüğümde kaldırsın, dibe vurduğumda benimle batsın, beraber çıkalım kör kuyulardan istiyorum… ama galiba bunu yapamıyorum.. uzaklaştırıyorum sevdiklerimi benden.. çünkü korkuyorum Tarık.. benim için çok sevmek, delicesine sevmek o kadar korkunç ki… çünkü babam annemi delicesine sevdi, çılgınlar gibi sevdi ama ne oldu?

Tarık artık Naz’ın yanıbaşındadır…

Naz: o öldü Tarık, o öldü… Benim gözümde hep bu imaj var… “Araf”ın tanımını bilir misin… uç duyguların kesişimi… nefret ettiğin adama aşık olmak veya severek öldürmek gibi… çok korkuyorum, sana bi şey olmasından korkuyorum, bu yüzden zaten hiç tanımadığım birine duyduğum yapmacık ilgi, çünkü o risksiz… ama sen… sana çok değer veriyorum Tarık, tahmin edemeyeceğin kadar…

Tarık Naz’a elini uzatır, onu yerden kaldırır, koluna girer ve arabaya doğru götürür…arabanın üzerine oturur Naz… Tarık da önünde ayakta durmaktadır…

Tarık: seni anlıyorum… ama değer vermek bir insanı önüne gelenle kıskandırmaya çalışmak değildir, değer vermek değer verdiğini zil çalarak çağırmak ya da onunla bi gün dost bi gün kardeş bi gün patron olmak değildir.. nedir biliyor musun? Sana iki örnek vereyim…

Tarık elini cebine atar, cüzdanını çıkarır…Naz merakla beklemektedir…

Tarık iki bilet çıkarır cüzdandan…

Tarık: bu seninle gittiğimiz ilk sinemanın biletleri…hani sen Johnny diyordun başka da bir şey demiyordun ya, o film.. ve bu da ikincisi

Tarık cüzdandan kurumuş gülü çıkarır

Tarık: bu da senin vazosuyla birlikte camdan dışarı attığın gül, değer veriyorsun ya hani o bakımdan...

Naz ağlamaktadır… Tarık iki örneği de Naz’a bırakır ve arkasını dönüp karanlıkta yürümeye başlar yine.. bu sırada Gözlerin girer…

Naz arabanın üstünde ağlamaya devam etmekte ve elindeki gülü ve biletleri okşamaktadır…

Uzaktan Tarık’ın telefonla konuştuğu görülür ve sonra Tarık kadrajdan çıkar…

Naz’ın gözleri şiş durumdadır, tam arabanın üstünden kalkmış şoför koltuğuna geçmiştir ki biri camı tıklar…

Naz: Tarıkkk
Sadri: evet Tarık seni eve götürmemi rica etti, babana ve kendisine sözü varmış, senin direksiyona geçmemen konusunda…

Naz arabadan iner, yan koltuğa geçmek üzere kapıyı açarken “bu da üçüncü örnek” der ve Sadri’nin yanına oturur…