Ana Sayfa | Yardim/SSS | RSS Feed | Iletisim

Önceki Başlıklar

35. Bölüm (Videolar)
36. Bölüm Senaryosu (tarik_naz) -- 8. kısım eklen...
36. Bölüm Senaryosu (flower98) -- 10. kısım eklend...
6 Üstü Yarışma (Türkmax)
Fotoğraflar - 4
Replikler (35. Bölüm)
Barış & Merve'den Küresel Isınma Mesajı (Flash TV)
Anlat Bakalım Programı
Replik ve Yorumlarla 35. Bölüm (Ebru Karaca)
Televizyon Makinası (Temmuz '06)
 

Barış Akarsu Röp. / Zaman Gazetesi - Gençlik (18.03.07)

Mart 18, 2007



Popstar Yarışmaları Dizilere Yaradı


Popstar türü yarışmalardan birinde birinciliği göğüsleyen Barış Akarsu, şimdilerde ekranın aranan yüzü oldu. Müzisyenlikten ekrana geçen Barış, yalnız da değil; aynı yarışmadan iki kişi de dizilerde oynuyor. Barış, bir gün tercih yapmak zorunda kalırsa müziği hiçbir şeye değişmeyeceğini söylüyor.‘Akademi Türkiye’ yeni ‘popstar’lar bulma hevesiyle yola çıkan ‘Popstar’ ve ‘Anadolu Ateşi:

Bu Toprakların Sesi’ gibi ses yarışmalarının bir benzeriydi. Birinci olana albüm çıkarma sözü ve uluslararası bir yarışmada Türkiye’yi temsil etme hakkı verilmişti. Vaatleri yerine getiremedi Akademi. ‘Türkiye’nin yeni popstar’ını da bulamadı belki; ama televizyon dünyasına üç ‘dizi star’ kazandırdı. Kimleri mi? Yabancı Damat dizinde Yunanlı zengin bir ailenin oğlu Niko’yu canlandıran Özgür Çevik, Arka Sokaklar’da baş komiserin kızını oynayan Pınar ve Yalancı Yarim adlı dizide banka sahibinin haylaz oğlu Tarık’ı canlandıran Barış Akarsu. Müzikal anlamda seslerini yeterince duyuramayan star adayları oyunculukta rüştlerini ispatlamakta kararlı görünüyor. Hatta Özgür’ün oyunculuğu müziğinin önüne geçti bile. Akademi Türkiye’nin birincisi Barış ise dizi oyunculuğunu sevmiş; ama “önceliğim müzik” diyor. Bu yüzden yarışma sonrası gelen dizi tekliflerini (Haziran Gecesi, Melekler Adası) kabul etmediğini söylüyor. Kendi çabalarıyla ilk albümü ‘Islak Islak’la rock müzik dünyasına adım atan Barış, geçtiğimiz yıl ikinci albümü ‘Düşmeden Bulutlar’da Koşmam Gerek’i çıkardı. Anadolu’da 200 halk konseri veren Barış Akarsu, geçen yaz sezonunda Yalancı Yarim dizisiyle ekrana gelmeye başladı. “Yarışmadan sonra iki yıl albüm yaparak sektörde tutunma savaşı verdim.” diyen şarkıcı, bu yüzden Özgür ve Pınar’ı kendine rakip olarak görmüyor: “Ben önceliğimin müzik olduğunu albüm yaparak ortaya koydum. Bu diziyi de müziğime destek olsun diye kabul ettim. Çünkü dizide şarkı da söyleyebiliyorum, gitar da çalabiliyorum.”

Yalancı Yarim’in başrol oyuncusu Barış Akarsu ile Akademi Türkiye yarışma programının öncesi, sonrasını ve hayallerini konuştuk.

Her insanın hayatında şansının döndüğü bir dönüm noktası vardır. Sizinki Akademi Türkiye’dir herhalde?

Kesinlikle öyle. Hayatımı Akademi’den önce Akademi’den sonra diye ikiye ayırıyorum.

Akademiden önceki Barış ne yapardı?

1979 Zonguldak doğumluyum. Annem Halk Eğitim Merkezi’nde dikiş öğretmenliği yapıyordu, aynı zamanda terzi. Babam ise marangoz. İlk, orta ve liseyi Amasra’da okudum. Çocukluğum ve gençliğim orada geçti. Yelken ve basketbolla ilgileniyordum. Liseyi bitirdikten sonra babama, ‘Ben Amasra’dan sıkıldım. Artık başka bir şehirde yaşamak, çalışıp kendi ayaklarımın üzerinde durmak istiyorum’ dedim. 18 yaşında Ankara’ya gittim çalışmak için. Sonra Antalya’da turistik mekanlarda garsonluk, animatörlük yaptım. Ama müzik hep hayatımda vardı. Klavye ve saz çalıyordum. Sonra gitarla tanıştım.

Akademi Türkiye’ye katılmaya nasıl karar verdiniz?

O dönem televizyonlarda Popstar tarzı yarışmalar yeni başlamıştı. Arkadaşlarım bunlara katılmam için epey baskı yaptı; ama ben istemedim. Onlara tekrar yarışma olursa başvurma sözü vermiştim. Televizyonda Akademi Türkiye’nin reklamları dönmeye başladı. Son bir hafta kala yarışmaya katılma kararı aldım ve internetten formu doldurup gönderdim.

Yarışma size neler kazandırdı?

Yarışmada para ödülü yoktu. Ancak müzikal anlamda da genel kültür anlamında da çok iyi eğitimler verildi. Dans, konuşma, İngilizce, şan, tiyatro... bunlardan birkaçı. Müzikal anlamda da çok büyük getirisi oldu kuşkusuz. Şu an sahnede bana art arda 10 şarkı söyle deseler hiç yorulmadan söylerim. Bunlar oradaki hocalarım sayesindedir.

Akademiden sonrası popüler bir hayat. Şöhret olmak hayatınızda neleri değiştirdi?

Ben yarışmaya ünlü olayım, herkes beni tanısın diye girmedim. Amacım müzik eğitimi almak ve zaten yaptığım işte daha iyi olmaktı. Popüler olmak değil kalıcı olmak derdindeyim. Yarışmadan sonra da hayatımda çok şey değişmedi. Sadece yaşadığım mekân değişti. Artık İstanbul’da yaşıyorum.

Bir röportajınızda yarışmada vaat edilen sözlerin yerine getirilmediğini söylemiştiniz. Öyle mi gerçekten?

Yarışmanın birincisine albüm yapılacaktı ve uluslararası bir yarışmada Türkiye’yi temsil etme hakkı verilecekti. Her ikisi de olmadı. Yarışma dünya çapında iptal edildi. Albüm hazırlayacak şirket yarışmadan çekildi. Dolayısıyla kaset işi de yarım kaldı. Kaseti kendi çabamızla çıkardık.

Akademi Türkiye bir müzik yarışmasıydı. Ama evden çıkan isimler müzikal başarılarıyla değil, oyunculuklarıyla ön planda. Özgür ‘Yabancı Damat’ta, Pınar, ‘Arka Sokaklar’da oynuyor. Siz de onlardan birisiniz...

Yarışmadan sonra pek çok diziden teklif aldım. Melekler Adası, Haziran Gecesi gibi... Ama hiçbirini kabul etmedim. Çünkü benim önceliğim müzik diye düşündüm. Eğer o rolleri kabul etseydim müzisyen kimliğim geride kalacaktı. Kaset çıkardım, Anadolu’da 200 konser verdim. 2 yıl aradan sonra Yalancı Yarim projesini kabul ettim. Bunu kabul etmemdeki en büyük etken de dizideki rolün müziğe uzak olmaması. Ben dizide de gitar çalıyorum, şarkımı söylüyorum.

Müzik tutmadı bari oyunculuğu deneyelim gayreti gibi geliyor. Yani hedeften sapıldı...

Bence hedeften sapma yok. Tam tersine hedefe giderken kullandığımız araç diziler. Akademi Türkiye de bir araçtı zaten. Ben öncelikle müzisyenim. Diziyi de müziğimi desteklesin diye kabul ettim. Çünkü şarkı söyleyebiliyorum...

Evdeki arkadaşlarınızla rekabet bu kez dizi sektöründe mi sürüyor?..

Ben kimseyle rakip olayım derdinde değilim. Rakip olarak kendimi görüyorum. Zaten bu işe başlarken önce albüm çıkarıp bu sektörde tutunabilme savaşı verdim. 5 kişiye de, 50 kişiye de 5 bin kişiye de konser verdim. O yüzden kendimi onlarla aynı kefeye koymuyorum, rakip olarak da görmüyorum. Herkes yapmak istediği işi yapıyor. Benim önceliğim her zaman söylediğim gibi müzik. Özgür ve Pınar da kendileri için doğru olan neyse onu yapsın. Ben her zaman destek veririm.

Müzik mi oyunculuk mu desem?

Ben sadece işimi en iyi şekilde yapmanın gayreti içindeyim. Dizide oyunculuğumu yapıyorum, sahnede de müzisyenim... Oyunculuk da zevkli ve bir o kadar da zor bir iş. Ama ikisi arasında bir seçim yapacak olsam kesinlikle müzik derim.

Yarışmaya katılmamış olsaydınız şu an ne yapıyor olurdunuz?

Yine müzikle uğraşıyor olurdum. Ama yanında ek iş yapmak zorunda kalırdım. Ege veya Akdeniz’de yaşayacaktım. Çünkü denizi ve sıcağı seviyorum.

Bir gün hayatından kameralar çıkabilir ve unutulabilirsin. O zaman ne yaparsınız?

Her şeye hazırlıklıyım. Bir anda elimdeki her şeyi kaybedebilirim, eski yaşantıma dönebilirim. O zaman da aç kalmam, taşı sıksam suyunu çıkarırım. Yarın bir gün beni sokakta limon satarken görürsen şaşırma. Çünkü işsiz kalırsam onu da yapabilirim. Yine mutluyumdur. Çünkü hayatı,insanları seviyorum. Hayatımda paradan daha önemli şeyler var: Sevgi ve inançlarım.

Cem Karaca ve Barış Manço’nun veliahtı olarak lanse edilmek hoşunuza gidiyor mu?

Onların müziklerini dinleyerek büyüdüm. Her ikisi de Türkiye’ye gelmiş en iyi müzisyenlerdir. Şarkılarını söylerken onlardan farklı okuyamazsın, benzerlikler mutlaka oluyor. Bu yüzden veliahtları olarak gösteriliyorum. Ama ben Barış Akarsu tarzı oluşturmak ve yoluma öyle devam etmek istiyorum. Yaşasalardı ikisi de bunu isterdi.

Gelecek adına planlarınız neler?

Bugünlerde üçüncü albümüm için çalışıyorum. Kaset çıktıktan sonra Anadolu’da konserler vermek istiyorum. Bir de çok iyi bir aile reisi olacağımı düşünüyorum. Evlilik de planlarım arasında var.

DİLEK HAYIRLI

Haberin orijinaline ulaşmak için tıklayınız