Ana Sayfa | Yardim/SSS | RSS Feed | Iletisim

Önceki Başlıklar

Müjdeler Olsun Dizimiz Star'da Devam Ediyor --Yeni--
48. Bölüm (Videolar)
48. Bölüm
20 Haziran Uğur Kedi Mesajı
Burhan Ayeri (Akşam Gazetesi) 19.06.07
48. Bölüm Senaryosu (flower98) -- 8. kısım eklendi --
Replik ve Yorumlarla 47. Bölüm (Ebru Karaca)
Tüyo (16.06.07) YENİ!!!
47. Bölüm (Videolar)
Replikler (47. Bölüm)
 

49.Bölüm Senaryosu (flower98) - 3.Part Eklendi -

Haziran 27, 2007

Aşağıdaki senaryo Baris-Akarsu.com forumu üyelerinden flower98'e aittir. Dizinin gerçek senaryosuyla bir ilgisi yoktur.



1

Tarık hem kızmış hem de hayal kırıklığına uğramıştır. Naz da çaresizce ona bakmakta bir fırsat yakalayıp kendi gerçeğini anlatmaya çalışmaktadır. Ama Tarık’ın keskin bakışları onu ürkütmüş ve ağzını açamaz hale getirmiştir. Olduğu yerde sağa sola sallanmakta ve derdini anlatacak fırsat aramaktadır.
Naz: Tarık bak......
Tarık: Hiçbir şey söyleme. Bunun bedeli ağır olacak hem de çok ağır.
Naz: Dinle beni Tarık lütfen!
Tarık: Yalvarıp karşımda daha zavallı hale gelme. Bitti.
Naz: İzin ver aklayayım kendimi.
Tarık: İki gün çalışmak zor geldi değil mi sayın Naz Özkul?
Naz: Tarık!
Tarık: Şimdiden bavullarını topla küçük hanım. Buradan ilk uçakla gidiyorsun çünkü.
Tarık sinirle yumruklarını sıkarak konuşmuştur Naz ile. Öfkesi konuştukça artmış ve daha ileri gitmemek için Naz’ın yanından uzaklaşıp karanlık yolda kaybolmuştur.
Naz: Nasıl inandırabilirim seni benim aramadığıma? Nasıl? Dinlemiyorsun bile.
Naz arkasından gözleri yaşlı bakarken Koray yanına telaşlı gelir.
Koray: Naz ne oldu kaçtın gittin demin? Halam sabırsızlanıyor. Nerede o şımarık ?
Naz: Boş ver Koray. Sahneye çıkmayacak Barış. Söyle halana. Çıkmayacağız.
Koray: Ne diyorsun Naz? Nereye gidiyorsun?
Naz cevap vermeden odasına doğru yürümeye devam eder.
Koray: Sana yine bir şey dedi değil mi? Ne sanıyor o kendini?
Naz kendi kendine fısıldar.
Naz: Aldatılmış. Aynı benim kendimi hissettiğim gibi.
Naz Tarık’ın odasının yanında durur ve başını çevirip odaya bakar. İçerisi karanlıktır. Devam eder ve kendi odasına girer.
Naz: Evet Bodrum. Kimi için büyük aşkların başladığı ve yaşandığı yer, kimi için de hayallerin gömüldüğü. Biz ikinci gruba giriyoruz belli. Her şey çok güzel olabilirdi oysa. O peçetede yazanlar gibi. Ama .....
Naz kendini yatağa atar ve ağlamaya başlar. Bir kapı çarpılma sesi ile irkilir.
Naz: Döndü!
Yan odadan Tarık’ın öfkeli bağırtıları gelir. Naz başını elleri arasına gömer. Ses dindikten sonra telefonu çalar. Naz bir süre telefona bakar ve açmakta tereddüt eder. Sonra açar.
Nesrin: Demek odandasın. Bu gece beni büyük hayal kırıklığına uğrattın. İşine son veriyorum. Sabah saat dokuzdan önce oda boşalsın lütfen.
Naz: Ama.....
Telefon kapanmıştır. Naz elindeki ahizeyi fırlatır ve yine ağlayarak yatağa gömülür.
Tarık’ın odası:
Tarık: Dokuz ay ben nelere katlandım. Sesimi çıkarmadım. Kaç kez kovuldum. Şurada iki gün işini yaptı usandı. Ben de neler ummuştum. Konserden sonra ne planlarım vardı. Hepsi bitti.
Tarık duşa girer. Çıktığında söylenmeye devam eder.
Tarık: Bir de babama beni onca insanın içinde sunacaktı. İyi rezil edecekti bizi. Ah Naz ah. Ben de sanmıştım ki.
Tarık üzerinde bornozu yatağa uzanır. Ellerini başının arkasında birleştirir. Ayaklarını sinirle sallar.
Arık: Ne sanmıştın Tarık? Susup senin bütün eziyetlerine katlanacağını mı? Öyle kızlar yok bu devirde. Hanımefendileri azıcık yordun mu böyle kaleleri devirme planları yapıyorlar işte.
Naz gece boyu uyuyamaz. Sabah erkenden odasını terk eder ve resepsiyona gider. Orada Tarık ‘ı görür.
Naz: Bana bir taksi çağırabilir misiniz?
Görevli: Buyurun telefon. Kendiniz çağırın.
Görevli bunları söylerken onay bekliyormuşcasına Tarık’a bakar.
Tarık: Siz en yakın Taksi noktasının telefonunu gösterin Naz hanıma. Sıcakta ayakta beklemesin .
Naz Tarık’a bakar ama cevap vermez.
Naz: Alo? Bir taksi istiyorum. Clup Flipper . Bekliyorum.
Bu arada Nesrin hanım gelir.
Nesrin: Demek hazırsın gitmeye. Yazık okulun da yanacakmış ama olmadı. Neredeyse hiçbir fırsatı değerlendiremedin. Hele dün gece rezil oldum.
Taksi gelir.
Naz: Özür dilerim. İzninizle.
Tarık çelloyu almak için öne doğru hamle yapar. Aniden bir el onu engeller.
Koray: Siz zahmet etmeyin. Bu size göre bir iş değil. Hala ben Naz’a havaalanına kadar eşlik edip geliyorum.
Tarık panikler.
Tarık: Naz hanım kendi gidebilecek yaşta. Size burada ihtiyacımız var.
Koray: Buna siz değil halam kara verir.
Tarık Nesrin’e bakar. Nesrin yelpazesini daha hızlı sallamaya başlar.
Nesrin: Hayırdır bir durum mu var?
Tarık: Dün geceyi telafi etmek için erkenden çalışmalara başlanması gerekiyor. Yoksa yetiştiremeyiz.
Nesrin: Duydun Koray. Naz’a taksiye kadar eşlik et lütfen.
Koray sinirlenir ama cevap vermez.
Naz: Sağ ol Koray. Sen çok iyisin. Ama işin daha önemli.
Koray: Dua etsin halam burada. Yoksa ben ona ne yapacağımı biliyordum ya.
Taksiye yerleşen Naz.....
Naz: Koray lütfen ona sinirlenme. O da kendince haklı.
Koray: Anlamıyorum Naz. Sen daha nasıl savunabiliyorsun bu adamı ?
Naz: Onu da kendimce sebeplerden dolayı yapıyorum.
Koray: Seni arayabilir miyim?
Naz: Tabi. Sen çok tatlı bir insan, iyi bir arkadaşsın. Kendine iyi bak. Umarım Dilek ile....
Koray: Bu adamın etrafında olmaya devam ettikçe zor.....
Naz: Yine de savaşmayı bırakma. Aşk çok değerlidir.
Bunları söylerken kendilerini uzaktan izleyen Tarık’a bakar.
Taksi hareket eder.
Nesrin: İyi kızdı aslında. Ailesinin de durumu iyi değilmiş. Ama çok hata yaptı. Ben Belginciğimi seni dinletmek için şahsen çağırdım. Ne zamandır eşlerimiz tanışsın istiyorduk. O kadar övdüm ki seni.
Tarık Nesrin’e döner.
Tarık: Onları siz mi davet ettiniz?
Nesrin: Evet! Özel konuklarım olarak. Bu seni neden bu kadar şaşırttı ki? A....Aaaaa Barış? Nereye?
Tarık kapıdan koşarak çıkmış ve hızla Koray’ın yanından taksinin gittiği yola eller havada bağırarak ulaşmıştır.
Tarık: Duuuuuuuuur! Naaaaaaaz!!!!!
Durur ve arkasına döner.
Tarık: Hemen bir taksi çağır bana.
Koray: Kendin çağırsana. Zor mu geliyor?
Koray arkasını döner ve otel’e doğru yürümeye başlar, Tarık ise yine taksinin peşinden koşmaya.
Tarık: Yolda bir tane çeviririm. Arayacak zamanım yok!

2

Naz gözlerini açar. Havuz kenarındadır. Etrafına bakar.
Naz: Rüyaymış. Ne kadar da gerçekçiydi. Dün gece Tarık’ın söylediklerinden sonra herhalde yapacak başka bir şey kalmıyor benim için. Gitmek için hazırlanmalıyım.
Naz geceyi hatırlar.
Tarık: Hemen aramışsın babamı.
Naz önce gözleri sulanmış biçimde Tarık’a bakar ve odasına doğru koşar. İçeri girer ve kapısını kapatır.
Tarık: Ne o utandın mı yaptığından? Oysa gurur duymalısın kendinle. Tarık Tekelioğlunu faka bastırdım diye.
Tarık el çırpmaya başlar kapının dışında.
Tarık: Bravo. Bravo.
Naz kapıyı açar.
Naz: Beni çok yanlış değerlendiriyorsun Tarık. Ben aramadım.
Tarık: Bu olmadı işte. Yaptığın işin arkasında durmalısın. Yalan söylemek sana hiç yakışmıyor.
Naz Tarık’ın yanından geçip gecenin karanlığında gözden kaybolur. Havuz kenarına gitmiş orada olanları düşünmektedir. Tarık’ın bir süre sonra karşı tarafta bir şezlonga uzandığını fark etmez bile.
Flashback biter.
Naz: Evet Naz. Rüya çok gerçekçiydi. Birazdan Koray gelip kovulduğunu söyleyecek. Baban çok üzülecek bu duruma.............. Belki de en iyisi buradan gitmek.
Birden.
Koray: Naz? Ne işin var bu saate burada?
Naz: Günaydın. Burada kalmışım dün gece. Odama gidemedim. Kovulduğumu mu söylemeye geldin buraya?
Koray: Bu benim yetki alanımda değil biliyorsun.
Naz: Yine de kovuldum değil mi?
Koray sessiz kalır.
Naz: Biliyorum. Söylemene gerek yok.
Koray: Çok kötü görünüyorsun. Yapabileceğim bir şey var mı?
Naz: Biraz benimle oturur musun?
Koray: Tabi.
Koray Naz’ın yanına oturur.
Naz: Ben buraya geldiğimde böyle olaylarla karşılaşacağımı düşünmemiştim. Sadece stajımı yapacağımı düşünüyordum. Onu İstanbulda bırakmak çok zor olmuştu benim için.
Koray: Kimi?
Naz: Şoförümü. Tarık’ı.
Koray: Şoförün mü?
Naz: Evet . Bir yıla yakın şoförlüğümü yaptı. Ona gerçekten çok kötü davrandığım günler oldu. Kaç kez kovduğumu şu an ben de bilmiyorum. Ama o hiç gitmedi. Hep yanımda kaldı.
Koray: Şoförün? Ben senin orta halli bir aileden geldiğini düşünüyordum oysa.
Naz: Onu Belgin teyze böyle söylememi istediği için söyledim. Şimdi sebebini daha iyi anlıyorum.
Koray: Belgin teyze kim?
Naz: Tarık’ın annesi. Yeni öğrendim onu da. Demek en olmadık anlarımızda bizi o yüzden rahatsız ediyormuş. Ama haklı kadıncağız. Oğluna yaptığım eziyetleri görünce kim bilir neler düşündü hakkımda.
Koray: Naz sen çok tatlı bir insansın. Kimseyi üzemezsin.
Naz: Yok Koray. Zamanında birini çok üzmüşüm.
Koray: Şimdi de başkası seni çok üzüyor ama.
Naz: Hakkı var.
Koray: Nasıl böyle dersin. Güneşin altında hiç düşünmeden saatlerce sana çello çaldıran oydu.
Naz: O benim şoförümdü. Yaptığı her şeyi hak ediyorum.
Koray: Tarık Tekelioğlu senin şoförün müydü? O mu?
Naz: Lütfen bana ayrıntı sorma Koray. Babası ile görüşmüyor bir yıldır ve dün gece onları benim aradığımı düşünüyor.
Koray: Onları halam davet etti. Sen çağırmadın.
Naz: Bunu sadece onlar, halan, sen ve ben biliyoruz. Tarık bilmiyor. Onu ispiyonladığımı düşünüyor.
Koray: Ne düşünürse düşünsün.
Naz: Düşünmesin. Benden uzaklaşmasını istemiyorum. Buraya geldiğinde nasıl mutlu olmuştum.
Naz başını Koray’ın omzuna yaslar. Gün ağırmıştır ve Tarık daldığı uykudan uyanmıştır. Gördüğü ilk manzara Koray ve Nazdır. Sinirlenir ve uzandığı şezlongtan ani bir hareketle kalkar. Şezlongun sesine Koray ve Naz döner bakar.
Naz: Olamaz. Kim bilir ne düşündü şimdi.
Koray: Naz! Bu adam gaddar biri. Bu kadar düşünüp üzülme.
Naz: Düşünmemeyi başarabilsem.
Koray: Sen burada beni bekle. Hemen geliyorum.
Naz: Nereye gidiyorsun?
Koray: Yapmam gereken bir şey var. Şimdi hatırladım.
Koray Naz’ın yanından kalkar ve Tarık’ın gittiği yöne doğru yürümeye başlar.
Tarık odasına girer. Kapıyı kapatamadan Koray da peşinden içeri girer.
Tarık: Hayırdır.
Koray: Hayır mayır yok.
Bu arada Dilek Koray’ı görüp takip etmiş, odanın dışından onları heyecanla izler.
Dilek: Eyvah. Koray çok sinirli görünüyor.
Koray: sen kendini bankan var diye bir şey mi sanıyorsun.
Tarık: Sözlerine dikkat et.
Koray: etmezsem ne olur. O kız senin şımarıklıkların yüzünden kovuldu. Ne halde biliyor musun?
Tarık: Bunu hak etti o. Sen karışma.
Koray: Sen çok daha kötüsünü hak ettin. Naz artık benim korumam altında. Ona bir daha yaklaşayım deme. Beni bulursun karşında.
Bu söz Tarık’ı çılgına çevirir. Koray’ın yakasına yapışır ve onu duvara yapıştırır.
Tarık: Sakın aklından ona yaklaşmayı dahi geçirme. Kimse onu benden alamaz. Anladın mı?
Dilek daha fazla izleyici kalamaz olaya. Hızla odaya girer ve Tarık’ı kollarından tutar.
Dilek: Tarık bey , lütfen!
Koray: Dilek sen karışma.
Tarık: Evet karışmayın.
Dilek: Boşu boşuna kendinizi üzüyorsunuz. Naz kovuldu. Odasında eşyalarını topluyor. Yengem daha fazla soruna sebep olmasın diye onu gönderiyor.
Tarık Koray’ın yakasını bırakır.
Tarık: Çık git odamdan ve bir daha gözüme gözükme.
Koray çıkarken...
Koray: Senin için bir şey ifade etmez ama dün gece gelen kişilerle Naz’ın bir alakası yoktu. Hepsi halamın davetlisiydi.
Tarık sinirli....
Tarık: Çıkın odamdan. Beni yalnız bırakın.
Dilek Koray’ın peşinden odadan çıkar. Tarık yatağa uzanır ve düşünmeye başlar. Hala kaşları çatıktır.
Öğlene doğru Naz eşyalarını toplamış ve odadan çıkmıştır. Odanın dışında....
Naz: Babacım sen çok üzüleceksin buna ama olmadı, olmuyor işte. Naz resepsiyona doğru yürür.Vardığında..
Naz: Ben çıkışımı almak istiyorum. Bir de taksi çağırır mısınız.
Görevli: Bir saniye Naz hanım.
Görevli bir telefon açar ve birkaç dakika sonra Nesrin gelir.
Nesrin: Naz, dün gece bir yanlış anlaşılma olmuş. Kararımı değiştirdim. Gitmiyorsun. Tekrar odana dön ve yerleş.
Naz şaşkındır. Eşyalarını alır ve tekrar odasına döner.
Naz: Ne oldu acaba? Yoksa Koray mı?
Naz düşünemeyecek kadar yorgundur. Yatağa uzanır ve uyuya kalır.
Birkaç saat sonra
Naz uyanır. Gözü kapının altında sıkışıp kalmış bir kağıt parçasına takılır. Kalkar ve onu alıp kapı önüne çıkar. Kağıdı açar ve okumaya başlar. Tarıktandır.
Naz: Üzgünüm. Dün gece söylediğim her şey için. Gerçeği bu sabah öğrendim. Her ne kadar içimde bazı öfkelerim olsa da en dar zamanımda bana iş veren eski patronuma bu kadar zalimce davranmamam gerektiğini düşünüyorum. Umarım bana çok alınmamışsındır. Tarık.
Naz kağıdı gülümseyerek göğsüne bastırır.
Naz: Tarık.
Naz yan odaya gider ev kapıyı çalar. Kapı açılmaz ve de kilitlidir.
Naz: Bulacağım seni. Konuşacağız.
Naz otelde Tarık’ı aramaya başlar. Onu havuz başında şezlongta otururken görür. Yanına gitmek üzereyken diğer taraftan sallanarak gelen Hulusi’yi fark eder.
Naz: Olamaz.
Naz hemen Tarık’ın yanına koşar ve onu kolundan çekerek kaldırır. Tarık şaşkındır.
Naz: Hadi ne duruyorsun. Baban geliyor. Arkadan kaç. Gün batımında iskelede buluşalım olur mu?
Tarık cevap veremeden oradan uzaklaşır. Naz derin bir nefes alır ve kendisine doğru gelen Hulusi’ye selam verir.
Naz: Merhaba Hulusi amca, Belgin teyze yok mu?
Hulusi: Naz? Belgin mi? Yok. Belgin yok. Hadi kızım sen de yok ol bakayım. Ne işin var burada? Kimdi o yanındaki? Uzaktan birine benzetim ama imkansız. Hadi kızım sen lobiye.
Naz: Tabi Hulusi amca.
Hulusi: Burada amca yok. Abi diyeceksin.
Naz cevap vermez ve oradan uzaklaşır.
Belginlerin Evi. Kapı çalar
Belgin: Geldim. Geldim.
Kapıyı açar ve elinde çiçek ile Tarık’ı görür.
Tarık: Annecim.
Belgin: Oğluşum benim. Ah bir gün de yanıltsan beni. Buralara o kızın peşinden geldin değil mi?
Tarık: Canım annem. Bırak şimdi bunları. Nasılsın onu söyle?
Belgin: Seni gördüm daha iyi oldum . Hangi rüzgar attı seni buraya?
Tarık: Babam.
Belgin: Canım oğluşum. Demek hatırladın babanın doğum gününü.
Tarık: Doğum günü mü?
Belgin: E babam attı demiştin?
Tarık: Babamı otelde görünce ....
Belgin: Yeni arkadaş bulduk kendisine. Onu görmeye gitti.
Tarık: Anlaşıldı. Özlemişim seni.
Belgin: Geç balkona. Sana soğuk bir şeyler getireyim de iç.
Tarık terasa çıkar ve Bodrum manzarasına dalar gider. Belgin gelir.
Belgin: Bu gece baban için bir parti veriyoruz. İlk kez doğum gününde olmayacaksın biliyorsun değil mi?
Tarık: Evet.
Belgin: Ama hiç değilse telefonla kutlayabilirsin doğum gününü. Belki barışırsınız da bu vesile ile. Çok uzadı bu kırgınlık.
Tarık: Henüz değil anne. Önce tüm borcumu bitireceğim.
Belgin. Yine Naz’ın şoförü olarak mı?
Tarık: Naz’ın şoförü mü? Doğru ya. Onu tamamen unutmuşum.
Belgin: Burada olduğunu nasıl bildiğimi sormadın?
Tarık: Kaptan mı söyledi. Seni raryıp rapor verdiğini biliyorum.
Belgin: Evet o kesinleştirdi. Ama öncesinde de kuşkulanmıştım. Dur şimdi sen şoförlüğü nasıl olur da unuttun?
Tarık: Uzun hikaye annem. Hadi ben gideyim. Babam beni burada yakalamasın.
Belgin: Keşke yakalasa. Çok uzattın bu meseleyi. Evine dön de elin kızına yaranmaya çalışmaktan kurtul.
Tarık: O elin kızı değil. Naz.
Belgin: Aman! Hiç de söz söyletmez.
Tarık evden çıkar ve yürümeye başlar.
Tarık: Oğlum Tarık özlediklerinin listesi amma da kabarmış. Baban, aile ortamları ve Naz’ın şoförlüğü. Acaba sorsan seni yeniden işe alır mı? Yaptığın onca şey yüzünden.
Tarık yürüyerek otele varır. Güneşin batmasına az bir vakit kalmıştır. İskeleye yürür ve bağdaş kurarak yere oturur. Az sonra Naz gözükür. Tarık’ın yanından geçerken.....
Naz: Size eşlik edebilir miyim?
Tarık: Neden olmasın?
Naz Tarık’ın yanına oturur.
Tarık: Notumu aldın sanırım.
Naz: Aldım ve okudum.
Naz başını Tarık’ın omzuna yaslar. Tarık döner Naz’a bakar.
Naz: Bu şekilde oturmayı özlemişim.
İki gencin gözleri birbirine kenetlenir. Başları dudakları nihayet birleşinceye kadar birbirine yaklaşır. Güneş batar.

3

İki gencin gözleri birbirine kenetlenir. Başları dudakları nihayet birleşinceye kadar birbirine yaklaşır. Güneş batar.
Part3
Tarık kolları ile arkaya yaslanarak oturur ve Naz’a sırıtarak bakar. Naz bakıştan rahatsız olur.
Naz: Bu bakış hiç hoşuma gitmedi Tarık. Hoşlanmadığım birine ait sanki.
Tarık: Unuttun galiba Tarık bey diyecektin.
Naz: Hoşgeldiniz Tarık bey.
Tarık sırıtmaya devam eder.
Tarık: Oluyormuş işte.
Naz anlayamaz.
Naz: Ne oluyormuş?
Tarık: Patron ve çalışanın arasında başka bir şey olabiliyormuş. Hani sen benim Naz hanımım iken hep derdin ya. Başka ne olabilir ki? İşte bu olabilir.
Naz: Çok kötü karakterlisiniz Tarık bey. Ben de sanmıştım ki.....
Der, ayakkabılarını hızla yerden alır ve koşarak Tarık’ın yanından uzaklaşır.
Tarık: Küçük Naz’ım. Ben de öyle sanmıştım ama......
Tarık da ayağa kalkar. Elleri ceplerinde başı eğik iskeleden aşağıya yürümeye başlar. İskeleden inip sahil yoluna geçer. Sahilden birkaç çakıl taşı alır eline ve onları tek tek denize fırlatır.
Tarık: Şu Tekelioğlundan kurtulamazsam birçok insanın hayatı kararacak. En başta kendimin.
Tarık başını geriye çevirir ve otel odalarının olduğu yöne bakar. Üzerindeki T-shirt’ü çıkarır ve koşarak denize atlar. Birkaç dakika içerisinde attığı hızlı kulaçlar onu iskelenin ötesine taşır. Nefesi iyice kesildiğinde durur. Hala öfkelidir. Birbiri ardına denize yumrukları ile vurur. Bitkin düşer ve sırt üstü yatar.
Tarık: Hırslarıma yenik düşmeyeceğim. Buraya kadar.
Tarık biraz dinlendikten sonra ağır ağır sahile döner. Denizden çıkar ve yerdeki T-shirt’ü alır. Odasına yürürken keyiflenmiştir ve ıslık çalmaktadır.
Naz’ın odası
Naz: Ya sen mi çok safsın o mu çok hin? Ya nasıl da düştün tuzağına?
Naz yatak örtüsünü ve abajurları art arda yere fırlatır. Sıra telefona geldiğinde telefonun çalması ile durur. Telefonu açar.
Naz: Aşağıladığınız yetmedi mi? Bir de cilasını mı çekeceksiniz?
Belgin: Naz?
Naz: Belgin teyze? Ben şey sanmıştım.....
Belgin: Belli oluyor? Kim aşağıladı seni Naz? Yakınımız sayılırsın. Orada çalışman ayrı, hakarete uğraman ayrı.
Naz: Yok Belgin teyze. Önemli değil. Ben alıştım....Yani ben başa çıkabilirim diyecektim. Alışmadım yani....
Belgin: Tamam o zaman. Senden özel bir şey rica edecektim.
Naz: Benden mi? Ne?
Belgin: Bu gece Hulusi amcanın doğum gününü kutlayacağız bizim evde. Senin de gelip bize mini bir konser vermeni isteyecektim.
Naz: Ben mi? Emin misiniz?
Belgin: Olmasam arar mıydım. Belki Nesrin de seni arayabilir. Ama ben şahsen rica etmek istedim.
Naz: Çok teşekkür ederim Belgin teyze. Çok incesiniz. Sizin ailede pek rastlanmayan bir özeliğe sahipsiniz.
Belgin: Anlamadım?
Naz: Ay....şey.... Yani bayanlar ailenin en kibarları demek istemiştim.
Naz kırdığı potun fakında dudağını ısırır.
Belgin biraz alınmış bir ses tonu ile.....
Belgin: Bir saat sonra bekliyorum Naz.
Naz: Bir saat mi? Alo?
Naz ahizeye bakar.
Naz: Ben bir saate nasıl hazır olabilirim?
Birden kapısının hızlı hızlı çalınmasından irkilir. Kapıya gider perdeyi çeker. Gelen Nesrin dir. Odanın halini hatırlar ve perdeyi tekrar geri kapatır ve kapıyı açıp dışarı çıkar.
Nesrin: Yerde gördüğüm abajurun değildi umarım?
Naz: Şey siz kapıyı vurunca elim çarptı. Düzeltirim hemen.
Nesrin: Demirbaşa zarar verirsen karşılarsın.
Naz: Tabi. Buyurun.
Nesrin: Hemen hazırlan Belgin hanımlardaki partide çello çalacaksın. Kapıda seni bir araba bekliyor olacak. Yarım saatin var.
Naz: Yarım saat mi?
Nesrin: Bak bu sefer seni kimse kurtaramaz.
Naz odasına döner ve hızla duş yapıp hazırlanır. Odadan elinde çellosu ile çıkar. Tarık’ın odasının yanından geçerken içeride ışık olduğunu görür ve başını kırgın bir tavırla tekrar yola çevirir. Resepsiyona vardığında.
Naz: Beni bekleyen araba hangisi?
Görevli: Karıdaki kırmızı araba. Şoför adresi biliyor.
Naz: Tamam.Sağ ol.
Naz arabanın yanına gider. Bagajı açmaya çalışır. Açamaz. Şoför kapısını açar fakat inmez.
Naz: Yardımcı olur musunuz lütfen açılmıyor.
Şoför: İyice bastırıp sağa çevirin.
Naz: Al sana bir Tarık Tekelioğlu daha. Kaba adam ne olacak. Ses de boru gibi?
Şoför: Bir şey mi dediniz bayan?
Naz: Yok. Açtım. Ay bu Tarık Tekelioğlunu bile aratır. Haksızlık etmeyeyim. O bana yardımcı olmuştu çelloyu bagaja koyarken.
Naz bagaj kapısını kapatır.Arabaya biner.
Naz daha kapıyı kapamadan araba hareket eder.
Naz: Yavaşşşşş!!!!
Şoför daha da hızlanır. Naz arkadan omzuna vurur.
Naz: Yavaş dedim, duymadınız galiba....... Çattık ya.
Şoför radyoyu açar. Yalan Dünya çalmaktadır.
Naz: Bir kez de hayatımdaki temalara uymayan bir şarkı çalsa şu radyoda.....
Araba biraz yavaşlamıştır.
Naz: Evet şoför bey bu daha normal.
Yavaşlama sonrası araba ana yoldan çıkar ve sağa dar ve karanlık bir yola sapar.
Naz: Ayyy hiç sevmem böyle karanlık yolları. Belgin teyzeler ne yapıyorlar burada. Dağ başı gibi. Issız ve karanlık.
Araba karanlık yolda ağır ağır ilerlemeyi sürdürür. Şoför radyoyu da kapatır. Naz huzursuz olmaya başlamıştır.
Naz: Daha ne kadar var?
Şoför cevap vermez.
Naz: Doğru yolda olduğunuza emin misiniz?
Şoför yine cevap vermez. Hızlanır.
Naz: Durur musunuz lütfen!
Şoför arabayı durdurur.Naz kapıyı zorlar ama açamaz.
Naz: Kapılar neden kilitli? Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz? Zaten kuşkulanılmayacak gibi değilsiniz. Gecenin bu saatinde şapka takan kaç normal insan var ki?
Şoför hala bir şey söylemez. Fakat hareketinden güldüğü bellidir.
Naz: Ben inmek istiyorum. Eğer hemen beni hemen geri götürmezseniz polisi arayacağım.
Şoför yine kımıldamaz. Naz cep telefonunu çıkartır. Hat yoktur. Naz umutsuz ve korkmuş bir sesle.....
Naz: Keşke şimdi burada olsaydın. Sana çok ihtiyacım var Tarık.
Şoför arkasına döner. Şapka ve gözlüğünü çıkartır. Gülümseyerek Naz’a bakar.
Naz: Tarık!