Ana Sayfa | Yardim/SSS | RSS Feed | Iletisim

Önceki Başlıklar

46. Bölüm
Replik ve Yorumlarla 45. Bölüm (Ebru Karaca)
Suna Pekuysal & Merve Sevi Röportajı (Video)
45. Bölüm (Videolar)
46. Bölüm Senaryosu (flower98) --7. kısım eklendi--
Replikler (45. Bölüm)
46. Bölüm Senaryosu (Kara İnci)
Alternatif Son + 46. Bölüm Başı - Senaryo (schmett...
45. Bölüm
Fotoğraflar - 5
 

Replik ve Yorumlarla 46. Bölüm (Ebru Karaca)

Haziran 06, 2007

Aşağıdaki yazı Dizifilm.com forumu üyelerinden Ebru Karaca'ya aittir. Güzel yorumu ve paylaştığı replikler için kendisine teşekkürlerimle:




1

Sonunda arkadaşlar..
Evvet! Sonunda!

Sonunda, bir kaç bölümdür hasret kaldığım ve başlamayı çok istediğim şekilde başlayabiliyorum yorumlarıma..

BU BÖLÜM ÇOK GÜZELDİ.. HER ŞEY ÇOK GÜZELDİ..

Yaşasın!
Eveeeett..
Geçen hafta güzel bir yerde kalmıştı. Hayal olmaması da gayet güzeldi. Zaten biliyorduk hepimiz. Değil mi?

Naz'ın Tekelioğlu konusunda Ümit ve Vahi beyden alacağı bilgileri hepimiz tahmin ediyorduk da, ben asıl Tarık ve Hulusi karşılaşmasını merakla bekliyordum.

Bu aklıma gelmemişti, güzel oldu. Sevgili Hulusi ile Fenerbahçeli Tuncay'ın muhabbetlerini sevdim. Hele Hulusi'nin oğlundan bahsetmesi ve onu ne kadar özlediğini anlatması harikaydı. Baba oğulun buluşmasını heyecanla bekleyen biri olarak bu tip muhabbetlerini daima zevkle izliyorum.


2

Bu hafta yine Naz ve Tarık ikilisi eski kikirdeşmelerine başladı. Birbirlerine yine aşkla, sevgiyle bakmaya başladılar. Hani, izledikten sonra insanın yüzünde mutlu bir tebessüm bırakan bakışmaları .. Anladınız siz.

NAZ: Bu kez de kıskandığın Filiz miydi?
TARIK: Hayır.
NAZ: Nedir o gülümseme?
TARIK: Dedim ya.. Kızların hoşuna gider böyle şeyler..

O 5 haftalık ayrılık fikri, her ikisine de nasıl da dokundu ama?

Çok hoş, çok romantikti.

Sarılmaları, birbirlerine bakışları, üzüntüleri, ayrılık acısı, 5 haftalık yokluk..
Öyle güzel yansıttılar ki o sahneyi..

Çok beğendim.

Eğer ki Naz'ın arkasından Tarık da Bodrum'a gitmeseydi, nasıl yapar da İstanbul'da dayanırdı, bilmiyorum


3

Hem ben size bir şey söyleyeyim mi?

Naz gitmeden önce Tarık'ın yanağına bir öpücük kondurdu ya.. Orada Tarık'ın yüzüne dikkat ettiniz mi?
Tıpkı Mert ve Pınar'ın yanında, Naz'ın onu öptüğü zamandaki gibi bir yüz ifadesi vardı.
YANİ; YİNE 20. BÖLÜMDEKİ GİBİ HİSSETTİ HERHALDE..

Naz'ın otele girişi, personelle arkadaş olma düşünceleri ve sevecen tavırları ("Ağzını açacak olursan, çelloyu kafana yersin!") çok güzeldi. Bu kız kendini aştı canım..

04 Koray
ve Dilek ikilisini de pek sevdim. Kız biraz nursuz ama olsun.
Çok tatlılardı. Tıpkı bizimkiler gibi. Yani Tarık ve Naz. Zaten, bizimkilere bu kadar benzemelerinin nedeni, gelecek bölümlerde, bizimkilerin aklını başına getirecek olmaları.


4

Bizimkiler, bunların arasını yapmaya çalışırken, bazı gerçeklerin farkına varacaklar. Birbirlerini bu kadar sever ve kıskanırken , neden sürekli didişip kavga ettiklerini anlayamayacaklar. Ama onlara akıl verirken, kendileri için de bir iyilik yapmış olacaklar.

Tabi onu da mahvetmezlerse.. Hah ha..

Yaaaa, söylemeden edemeyeceğim. Neşeli, kıpır kıpır, capcanlı, güzel, fıstık gibi bir bölüm izledik. Oh ya! Hani belki, o kadar da muhteşem değil. Yani, birbirlerine aşklarını itiraf ettikleri zamanları daha büyük zevkle izleyeceğiz belki. Ama şu anki duygularım böyle. Yapacak bir şey yok.

Naz otele gidince, babadan sonra hemen kimi aradı?
Tarık'ı..

Ne düşünceli patron değil mi?
Hah ha.. Yesinler!


5

Uyuyup uyandıktan sonra arayışına da çok güldüm. Sahiden de telefonunun kapalı olmasını hiç umursamıyormuş.. Bu kızı da seviyorum yaa.. Ne tatlı..

Ama, hala ısrarla kıyafet konusunda bu kıza sabotaj yaptıkları kanaatindeyim. Neydi o öyle oteli gezmeye çıktığındaki kıyafeti? Berbat ya.. Bir insana bu kadar eziyet reva mı?

Neyse, sonrasında Tarık'ı araması ve bulması güzeldi. Ben özlemişim ya bunların böyle aşkla ve kıskançlıkla didişmelerini.

Tarık'ın iş uydurması kısmı da çok hoştu. Şoför desen olmaz, bankacı desen olmaz.. En iyisi, bildiğin iş.. MÜZİK.

Şarkıcı olarak adı da değişmiş. Aman da aman! Hoşgeldin Barış..
Var ya, Ankirock üstüne ne güzel oluyor bunları yazmak.. Zaten deli gibi coşmuşum.. Boynum tutuk ama mutluyum.
Bir daha söylüyorum. Hoşgeldin Barış.


6

Bir dahaki bölümde Barış'tan Tarık olarak çok şarkı dinleyeceğiz herhalde. Hmm.. Deymeyin keyfime.. Gerçi kalan 6 bölümde İSTERDİM ağzından çıkacak mı bu çocuğun bilemem ama.. ne söylerse söylesin, zevkle dinleyeceğim.

Amaaann.. neyse..
Gene başka konulara daldık..

Gelelim Naz'ın, geceye hazırlanışına.

NAZ: Canlı performans hayatımda bir kere yaptım. Onda da Tarık yanımdaydı. O zaman hiç heyecanlanmamıştım.

Ah Naz, ah! Bunları biliyorsun madem... neyse neyse.. sustum.. Bu konuda ağzımı bir açarsam, daha susturamazlar..

Tarık ne güzel şarkı söyledi öyle. Bunu iki anlamda söylüyorum.

NE GÜZEL ŞARKI SÖYLEDİ:

1) Ne güzel şarkı seçmiş. Bu şarkıyı çok severim.
2) Sahiden güzel söyledi kerata. !

Damlalarda yüzmek gibisi yok.


7

Nazla Tarık telefonda konuşurken, Tarık'ın yan odayı dinlemesi çok güzeldi. Sonra dışarıdan da dinlemesi tabi. Yaaa, o halleri toptan güzeldi işte!

Hele ilk akort işlemlerinde Tarık'ın suratını gördünüz mü?
Neyse ki sonra düzeldi.

Ya bir kaç bölümde mahvolmuştuk ama bu bölümde bizi coşturdular! Coşturdular!

Neyse,

Akşam yemeğinde Tarık'ın olamayışı kötü oldu. Onların aynı masada olmalarını ve iki çiftin de birbirlerini kıskandırmak için hamlelerini görmek güzel olacaktı. Neyse, bir dahaki bölüme kısmetse..


8

GRUP ELEMANI: Tarık, sen birinden mi saklanıyorsun?
TARIK: Hı hı..
GRUP ELEMANI: Eee, ne duruyorsun? Gitsene!
TARIK: Güzel soru..

Tarık'ın oradaki halleri de komikti..

TARIK: Sen buraya bunun için geldin. Tamam, bunun için gelmemiş olsaydın bile yapardın. İtiraf et! (Gizli gizli Naz'ı izlemesini kastediyor.. )

NESRİN
: Ee, hazır mısın?
NAZ: Değilim aslında. Hazırım! Yani, değildim... sonra yağmur yağmaya başladı.. müzik.. Keşke hep yağsa..

Hah ha..


9

Lise müsameresi bir dans gösterisinden sonra sıra sevgili Naz'ımızda..

TARIK:
Hiç korkma. Ben yanındayım. Ve her gün de olacağım.

Bu sözden çok etkilendim ben. Hislerin kişilere bir şekilde mutlaka ulaşacağına inanan biri olarak, bu söz beni etkiledi. Çünkü ne olursa olsun, Tarık'ın oradaki pozitif enerjisi Naz'a ulaşacaktı..

Ama enerjiden önce Dilek imdadına yetişti (!!!!) Hah ha..

DİLEK: Alkışlarınızla, Türkiye'nin yeni yıldızıııııııııııııııı,, Barış!

Bu kötü olmayacak elbette. Tarık'ın Naz'a açıklaması var elbette. Baban beni gönderdi. Ama buradaki kimsenin bilmesine gerek yok.


Eee, böyle olunca da ne olacak? Emir komuta zinciri olmadan.. sadece Tarık ve Naz olacaklar. İki arkadaş. Birbirlerinden sadece iki arkadaş (umarım ilerleyen bölümlerde İKİ SEVGİLİ deyimini kullanabiliriz ) olarak sorumlu olacaklar.

Böyle olunca da aşkı doyasıya yaşamalarına hiç bir engel kalmayacak.

Hmm.. Çok güzel olacak, çookk..


10

Gelelim, diğer hususlara..

1) Sesli çekim: Oldukça tuhaf geldi ilk başlarda, itiraf edeyim. Ama daha sonra alışacağız tabi. Her şeyde olduğu gibi.

2) Ümit'i ve espirilerini özlemişim..


ÜMİT: Naz'a staj lazım. Şak! Buluyor..
Uçağa bilet lazım, şak! Buluyor.
Tarık'a psikologa lazım Şak! .. bu..
...
ÜMİT: Benim işim var, gitmem lazım.
VAHİ: Ne işin var?
ÜMİT: Ağzımı bantlayacağım.

3) Bu dizide taksici muhabbetleri muhteşem oluyor. Bir kez daha anladık bu bölümde.

NAZ: Benden daha şanssız biri var mıdır, bu dünyada? Ha?
TAKSİCİ: Sıcaklık 46 derece. Klima bozuk. 4 saattir çalışıyorum, 4 saat daha çalışacağım. Yanlış adama soruyorsunuz bence..
****
Hele Naz'ın Tarık'ı anlattığı yerde bayıldım taksiciye..
Naz'ın Tarık'tan nasıl coşkuyla ve zevkle bahsettiğini grdünüz mü? İzlerken ben bile yoruldum.. Ama çok güzeldi

NAZ: Üstü kalsın.
TAKSİCİ: Yok ki zaten..
NAZ: Tamam işte. Kalsın!
TAKSİCİ: Allah şoförüne sabır versin..

Hah ha..

Bütün dizi çok canlı, çok güzeldi. Ama kendimi tutamadan, sesli sesli en çok güldüğüm yer burasıydı. Çok güldüm yahu..


11

4) Belgin'i de unutmamak lazım. O da formundaydı bu hafta..

BELGİN
: Çok yakında bir önlem almazsam, o torunun kucağıma konması yakındır.
--
HULUSİ: Bodrum mu? Neden Bodrum'a gidiyoruz?
BELGİN: Malum hayatım. Bodrum'da aşk başkadır.

Eee, doğruya doğru..

TARIK: Eee, ne var - ne yok anne?
BELGİN: Baban yok!

5) Ya Hulusi' ye ne demeli? Üçkağıtçı.. N'olcak?

HULUSİ: Peki bana kim yemek yapacak?
BELGİN: Ben! Kendi ellerimle..
HULUSİ: Peki bana kim masaj yapacak?
BELGİN: Ben! Kendi ellerimle..
HULUSİ: Ne yani? 900 kilometreyi ben boşu boşuna mı geldim?

////

RESEPSİYONİST: Rezervasyonunuz var mıydı?
HULUSİ: Hayır! Benim bankam var!
RESEPSİYONİST: İçerisi dolu ama..
HULUSİ: Olsun, ben boşaltırım!

////

RAŞİT
: Eee, bir kaç aydır göremiyoruz seni yazılı ve görsel basında?
HULUSİ: Ben o işleri bıraktım.
RAŞİT: Bıraktın mı? Yakalandın di mi? Salak!

Hah ha..

Bu Raşit de tıpkı ikinci Hulusi.. Zaten bu bölümde her şey çifter çifter geliyor.

Komik adam ya.. Hulusi zaten tek başına yeterinc tehlikeliydi. Ama yanında Raşitle, daha da uslanmaz hal alıyor.. İki palavracı! Hah ha..

İzdüşüm gibi..

TARIK-NAZ /////////////////// KORAY-DİLEK
HULUSİ -BELGİN///////////////////// NESRİN -RAŞİT


Diyorum ya, izlemesi çok zevkli olacak..

Nesrin demişken.. Onun da şu "Bana yenge deme!" lerine bayıldım. Çok komik ve gerçekçiydi..


6) Bodrum manzaralarına bittim arkadaşlar. Metin ağabeyin dediği kadar varmış. O ne güzellikti öyle?

Bodrum'da aşk başkaymış ya.. Doğrudur.. Hele bu manzaralarda daha bir başkadır eminim.


7) Dizimizin yeni müziği muhteşem olmuş. Bayıldım.. Metin ağabey söylüyordu. Ama ismini şimdi hatırlayamıyorum. Bodrum'a geldi, diziye yeni müzik yapacak diye.. Arkadaşım, ellerin sağlık. Kulaklarımız şenlendi yine.

8) Fragmanda sonu görmeye karşıyım arkadaşlar.. Bence dizinin en sonunun merakla beklenmesi ve gizlenmesi lazım. Olmaz ki böyle.. Yani, şu son sahneyi eğer ki fragmanda görmemiş olsaydık, nasıl da etkilenirdik.. Değil mi? Serdarcığım.. Anladın sen..

Sonunda cümlelerimin sonuna geldim.

Bu bölüm öyle güzel geldi ki bana, anlatmak istediğim her şeyi anlatabildim mi, bilemiyorum.

Hepinizi seviyorum. Görüşmek üzere..