Ana Sayfa | Yardim/SSS | RSS Feed | Iletisim

Önceki Başlıklar

37. Bölüm (Videolar)
Replikler (37. Bölüm)
38. Bölüm Senaryosu (tarik_naz) -- 5. kısım eklend...
Televizyon Makinası (RapidShare Linkleri)
37. Bölüm
36. Bölüm (Videolar)
Replikler (36. Bölüm)
37. Bölüm Senaryosu (tarik_naz)
Replik ve Yorumlarla 36. Bölüm (Ebru Karaca)
21 Mart Tarihli Uğur Kedi Mesajı
 

38. Bölüm Senaryosu (flower98) --8. kısım eklendi--

Mart 31, 2007

Aşağıdaki senaryo Baris-Akarsu.com forumu üyelerinden flower98'e aittir. Dizinin gerçek senaryosuyla bir ilgisi yoktur.




1

Naz Tarık:ı çay yapma bahanesi ile mutfağa göndermiş ve fırsattan istifade ederek elini deri ceketinin iç cebine atmıştır. Tedirgin olmakla birlikte yakalanma heyecanı yüzüne yansımıştır.
Naz- bir bakalım burada ne varmış ? İşte.....
Tam eline gelen nesneyi çıkarmak üzereyken.......
Filiz- Naz ? Bir şey mi arıyorsun?
Naz yakalanmanın verdiği telaş ile........
Naz- Şey........( cepten bir kalem çıkarır)........kalem, kalem arıyordum....Bulmaca çözecektim Tarık çay yaparken.....Ya.......
Filiz: (masanın üstünü gözden geçirerek? ...Eeeeee ben bulmaca göremiyorum....
Naz- kalem bu cebinden çıktığına göre bulmaca da diğer cebinde olmalı....Tarık arabada beni beklerken genelde bulmaca çözer de... ( pişkin pişkin sırıtır)
Filiz tepki vermez.....
Naz: Neyse , sen geldiğine göre bulmaca çözmeme gerek kalmadı...( sahte bir gülümsemeyle).Ayrıca ben sana kırgınım Filiz.
Filiz: A ..a nedenmiş o ?
Naz: Hadi kandırma beni daha fazla. Öğrendiğimi biliyorsun değil mi ?
Filiz: Evet abim kimliğini öğrendiğini söyledi.....Açıkçası sen de Ümit de beni şaşırttınız.
Naz: Nasıl yani?
Filiz- Ümit en beğendiği ve takdir ettiği kişi olduğunu söylerken, senin burada böyle sakin sakin abimin çay yapmasını beklemen ummadık tepkiler....
Naz iki kolunu göğüsünün altında birleştirip, sabırsızlıkla Filiz:in sözlerini bitirmesini bekler bir halde dinlemektedir....
Filiz: Oysa ben çoktan üstüne atlayıp onu parçalamış olabileceğini düşünüyordum.
Naz ( kahkaha atar)- Ay Filiz çok hoşsun. Panter miyim ben. Ümit hep söylerdi ona olan hayranlığını, ben ise.........ben........ben çok değiştim Filiz. İnsanlara ikinci şansların verilmesi gerektiğini düşünüyorum ........Ayrıca Tarık ile bu bir yıl içinde oldukça yakınlaştık....Yani arkadaşız demek istiyorum......(içses) Toparla Naz toparla. Tarık:ın gerçek duygularından emin olmadan renk vermemelisin.
Filiz: Anlıyorum
Naz- Yani patron-şoförüz ama yaşlarımızın yakın olması.....ortak noktalar falannnn....
Filiz ikna olmuş görünse de içten içe gülmektedir Naz:ın lafı kıvırmalarına...
Filiz- Peki nasıl öğrendin abimin Tarık .......
Sokak kapısı açılır.......
Belgin - Nazzzzzzz? Hayırdır bu saate.
Hulusi, Belgin ve Hacer eve dönmüşlerdir.
Filiz: Eyvahhhhh babam......
Hızla Naz:ın yanından mutfağa süzülürken Naz: a
Filiz- Oyala onları Naz........
Mutfağın kapısından girmesi ile elinde çay, mutfaktan çıkmaya çalışan Tarık ile çarpışırlar. Tarık:ın elindeki çaylar çay tepsisi ile beraber büyük bir gürültü ile yere düşer.
Belgin: Netice hanımlar beni gece boyu yereceğine Filizi görseydi......( Mutfağa doğru seslenir)....Gelinlik yaşa geldin hala sakarsın sakar.....Ne öğrettiysem tersini yapıyorsun.....Dürtmek lazım seni bastonlarla.....Yok yok ......yarın ilk iş götürüp koyacağım seni Netice hanımın önüne......
Hacer: Yeter Belgin. Gecenin acısını Filizden çıkarma.
Belgin ters ters Hacer:e bakar.
Belgin (içses)- Doğru ya Naz varken Filize niye sardırıyorum ki......Hele Naz:ı haledeyim sırayla hepiniz titreyeceksiniz karşımda. Bakalım o zaman ne yapacaksınız ?
O esnada Ayşe mutfak kapısından başını uzatır.
Ayşe: Kusura bakma Belgin teyze çay getiriyordum Naz:a Filiz içeri girdiğinde.....
Naz (içses)- Ay Ayşe evdeymiş.....İyi ki daha derin konulara girmedik.....Tarık kaçmıştır şimdi kesin.....Ne hayat ya......Ben de bir yolunu bulup gitmeliyim......)
Filiz mutfaktan seslenir.
Filiz- Sağ ol annecim iyi olup olmadığımı sormadan azarladığın için. Oğluşun olsaydı çoktan uçuvermiştin mutfağa.....
Üstündeki mantosunu çıkarmakta olan Hulusi birden parlar......
Hulusi: Oğluş moğluş duymayacağım bu evde o kadar. Hiç beklemediğim anda Vahilerin evinin önünde gördüğümde parçalayacaktım onu elime geçseydi...Pis kundakçı.....Utanmadan taksi şoförlüğü de yapıyormuş zibidi.....Ne utanç verici.........Tek Bank:ın varisi taksi şoförlüğü yapıyor, kendi evini kundaklıyor......
Naz öfkeyle patlamak üzereyken gözü Belgin:e takılır. Belgin Hulusinin arkasına geçmiş çeşitli hareketlerle Naz:a: yok o değil: gibi bir şeyler anlatmaya çalışmaktadır. Naz:ın anlamadığını görünce sinirli sinirli......
Belgin: Evet o oğluşum eve kız götürmüş , artık kimin neyi ise, ve her ne yapıyordularsa evi yakmış.
Bunları söylerken anlamlı anlamlı Naz:a bakmaktadır.
Naz (içses)- Şimdi anladım........Belgin teyze Tarık:ı ve beni korumak için oğlunu öne sürmüş.....Ay ne ice.......
Hulusi- Bak hala oğlum diyor ya. Anmayın adını , anmayaın......
Naz - Aman Hulusi amca oluyor işte.....Kos koca Alfonso da benim şoförüm müş. Ben de bugün öğrendim. Ne tesadüf değil mi? Sen gel aylarca bilme kim olduğunu ne yaptığını bugün öğren......
Hulusi: Ne !!!!!Belgin ne diyor bu kız....Ne şoförü ? Ne Alfonsosu.....?
Belgin Naz: a yine kaş göz işareti yapar ama Naz anlamaz. Kendini kaptırmış konuşmaktadır.....
Naz- Ben de önce çok kızdım, hatta üzüldüm. İnanmayacaksınız ağladım da.......Şoförüm ama.......İnsan şaşırıyor haliyle.......Ama ne yaptım geldim sakin sakin konuştum.....Hallettik......Siz de konuşursunuz oğlunuzla hal olur. Değil mi Belgin teyze......
Gece boyu gep gep gerilmiş olan Belgin artık dayanamaz........
Belgin - Ayyyyyyyy yeter!!!!!!!! Hulusi Tarık tan önce halledilmesi gereken daha büyük bir sorunumuz var.
Hulusi: Neymiş o ?
Belgin _ Netice!
Der ve merdivenlerden odasına doğru sinirli adımlarla çıkmaya başlar. Hacer ve Naz arkasından bakarak ister istemez gülerler. Hulusi de odasına girememe telaşı ile peşinden koşar.
Hulusi: Belgiiiiiiiiiin.!! Belginciiiiiiiim. Dur hayatım bekle........
Filiz şaşkın........
Filiz: Netice kim?
Naz: Benim Halam.
Filiz: Peki o ne isim öyle?
Naz- Uzun hikaye.......Tarık nerede ?
Filiz- Mutfak camından çıktı. Seni bahçede bekliyor.
Naz- Sağ ol Filiz. Size iyi geceler.
Naz:ın gözü Tarık:ın deri ceketine takılır. Birden gözleri parlar ve ona doğru uzanır......
Naz: Ceketini götüreyim kendisine. Üşüyüp hasta olmasın şimdi albüm arifesinde ( sahte bir gülümsemeyle)
Filiz: Haklısın. Ben hemen camdan uzatırım. Sen Şimdi çıkıp dolaşıncaya kadar evin etrafında donar.
Naz bozulur ama bozuntuya vermez. O anda tam kapanmamış olan sokak kapısından Sadri kendini evin içine atar. Üstü başı darmadağın olmuş, yüzü ruj izi içndedir.
Ayşe: Sadri?! Bu ne hal....?


2

Sadri – Ayşe....şey....Sofi.....
Ayşe – Demek Sofi ?......Sofi ha?.....Sophi!
Ayşe hırsla Sofi diye diye odasına çıkar.
Hacer – Kim bu Sofi ? Bu 1. soru. Sen nasıl bu hale geldin ? Bu da ikinci soru. Evet seni dinliyorum...
Hacer bastonunu yere vurur. Sadri cevabı geciktirince bir kez daha vurur. O anda açık duran sokak kapısı hızla alabildiğince geriye açılır ve Netice elinde yere paralel duran bastonu ve arkasında Vahi hazır ol duruşunda durmaktadır. Netice tam önünde duran Sadri’nin dizinin arkasını bastonuyla bir dürter. Zaten zar zor ayakta duran Sadri yere kapaklanır?
Sadri – Ahhhhhhhh.
Hacer- Netice ?! Senin ne işin var burada ?
Vahi- Vallahi Hacer hanım ben de aynı şeyi söyledim, sağ tarafımı boydan boya bastonladı .
Netice – Kes edebiyatı da sol tarafını da çürütmeden beni uygun bir koltuğa oturt.
Neticenin gelişi ile Sadri olayı unutulmuş , her kes Neticenin ağır adımlarla salona geçişini izlemeye başlamıştır. Naz halası henüz yanına gelmeden kapıya doğru koşar adım gitmeye başamıştır bile. Yalnız Netice affetmez. Bastonunu Naz’ın yoluna koya ve onu düşürür.
Naz- Ahhhhhhhhhhhhhhh!
Yerde yatan Sadri......
Sadri- Aramıza hoş geldin Naz. Eli bayağı kuvvetli senin halanın.
Naz cevap vermeden yerden ayağı kalkar ve topallayarak açık kapıdan dışarı atar kendini.
Netice- Bu ne biçim bir kız böyle Vahi? Kızını kendinden beter yetiştirmişsin. Yürümeyi bilmiyor.....bilmiyor......Ne zaman görsem koşuyor bu. Bak bastonumla parke’ye çiziyorum. Hiçbir koca tutamaz bunu bu böyle koşup durursa.....Belki şu sizin şoför Alfonso ama ona da yazık olur bu Naz’ı alırsa.....Ah genç olacaktım ki.........Çiziyorum bak parkeye....hıh.....
Filiz – Amaaaam annem görmesin. Çizdi vallahi.
O anda koltuğa oturan Netice....
Netice – Kim bu kızıl güzel ?
Hacer- Belgin’in kızı.
Netice- Ne? Hulusi’nin kızı mı dedin......Gel bakayım bastonumun menziline .......Öp elimi....pek de güzelmişsin......Ümit gördümü bunu?
Filiz kikirder......
Netice – Ne o komik mi geldi.....Git git.....Belli Belginden doğduğun.
Filiz- Ahhhhhhhhhhh!
Filiz dizinin bastonlanmasından sonra şaşkın bir şekilde Hacer ‘in arkasına sığınır.
Sadri unutulmuş olmayı sindiremez ve her kesin duyacağı şekilde.....
Sadri- Ahhhhhhhhhhh!Offffffffffff!Ahhhhhhhhhhh!
Hacer- Sadri sus. Sıranı bekle.
Sadri susar. Hacer Neticenin karşısına geçerek bastonunu yine yere vurur.
Hacer – Eeeeeeeee Netice? Daha bir saat olmadı sizin evden çıkalı, ne işin var burada?
Netice – Önce şu koltuğu değiştirin. Çok yumuşak. Şöyle arkası yüksek ve minderi sert bir koltuk bulun bana.
Filiz- O zaman annemin özel koltuğuna geçirelim sizi. Tam istediğiniz gibi.
Netice – Ay , yok istemez. Burası Hulusi ‘nin yeri mi?
Filiz – Yani, o da oturur orada zaman zaman.
Netice – Tamam. Dokunmayın bana.
Hacer- Eskidende cevaplamak istemediğin soruları duymamazlıktan gelirdin Hatice!
Netice – N-E-T-İ-C-E!!! Artık karar verdim sadece Hulusi bana Hatice diyecek. Kim şurada kıvranan delikanlı.?......Oğlum bırak kıvranma numarasını da gel buraya......Menzilime gir.
Sadri başını kaldırır ve ......
Sadri- Ne menzili.
Vahi-Bastonunun menzili, anayamadın mı daha?
Netice- sen sus! Karışma öyle her lafa......
Vahiyi dürter.
Vahi- Yeter ama abla ya . Dur biraz. Kum torbası getireyim istersen. Şöyle benim boylarımda. Üzerine de Vahi yazarız.....
Netice- Kes laubaliliği ......getir şu çocuğu buraya. Anası hiç bakmamış mı buna. Bir düştü bir daha kalkamadı......
Hacer bu söze bozulur ve bastonunu yere çarparak......
Hacer- Onun fiziği öyle. Zayıf. Yoksa maaşallah iştahı yerinde. En iyi ben bilirim bunu......
Netice- Tamam tamam.....Ama Hulusiye iyi bakmışsın maaşallah. Sahi o nerede?
Filiz- Yattı.
Netice- Ne çabuk. Yazık adama. Annen doyamadı herhalde Hulusiciğine bunca senedir.....
Filiz kikirder......Bu arada Sadri Neticenin önüne gelmiştir bile.
Netice- Dur bir bakalım sana .....işte.......İşte genç dediğin böyle olur. Bak sevgi çemberinden çıkmış...Belli.....Kim öptü bakayım seni böyle?
Hacer (içses)- Hah, şöyle bir işe yara , atıp tutacağına
Sadri önce Hacere bakar , sonra başını eğerek......
Sadri – Sofi. Beni Tarık sandı ve yarı ayık , yarı baygın üstüme atladı....böyle oldum......
Netice – Senin Tarık dediğin Alfonso mu?
Sadri birden kendine gelir .
Sadri- Ne? Siz Alfonso’yu tanıyor musunuz ?
Naz topallayarak dışarı çıkmış ve evin arkasına yönelmiştir. Topallayarak yürüdüğünü gören Tarık hemen yanına koşar.Naz’ı belinden yakalar ve elini omzuna atar.
Tarık- Naz? Ne oldu sana. Biraz önce gayet iyidin?
Naz- Halam. Halam bugün beni üçüncü kez düşürdü.
Tarık- Halan mı? Ama o .....
Naz- İçeride. Sizin evde.
Tarık Naz’ı kaldırıma oturtur ve tek koluyla ona sarılır. Naz başını Tarık’ın omzuna dayar.
Tarık- Neden gelmiş?
Naz- Ne bileyim. Sadri ‘yi yere düşürüp evin içlerine girmeye başladığında ben koşarak dışarıya, senin yanına geliyordum.
Tarık- Sadri mi? Sadri döndü mü?
Naz – Nereye gittiyse artık bilmiyorum ama acayip döndü.
Tarık- Nasıl acayip?
Naz- İşte böyle üstü başı darmadağın.....Yüzünde kırmızı kırmızı dudak izleri........
Tarık – Sofi?
Naz – Evet aynen o da Sofi dedi.
Tarık – Çok erken dönmüş. O halde bunlar otel odasına varamadan Sofi uyandı. Sadriyi ben sandı.....Evet, evet......
Naz- Ne?! Sen mi sandı? Pes! Ne aşkmış ya. Hayalin bile yetiyor kıza...Hop seni hayal ediyor....hop üstüne atlıyor....
Tarık – Ama o hayal ettiği kişi de başkasını hayal ediyor.....
Naz başını Tarık’ın omzundan kaldırır ve yüzüne bakar. Tarık gülümseyerek Naz’ın gözlerinin içine bakar.
Naz_ Kimi?
Tarık – Cevabını bilmiyor musun yani.
Naz- Varsayalım ki emin değilim.
Başını tekrar Tarık’ın omzuna yaslar. Tarık Eliyle Naz’ın yanağını okşar. Ve şarkısına başlar
Bir kız sevdim delicesine
Kalbime yazdım adını
İçime çektim nefes gibi
Canıma can aldım her seferinde

Söylemek istesem,
Anlatmak istesem,
Ben seni çok seviyorum desem
Kavuşur mu kalpler

Naz- Şarkılar çok güzel ama keşke......
Tarık- Keşke ne?
Naz- Keşke gözünün içine bakıp, elini sım sık tutup söyleyebilse ona.
Tarık doğrulur. Naz da dik oturmak zorunda kalır. Tarık eliyle Naz’ın yüzünü çenesinden tutarak kendine doğru çevirir ve gözlerinin içine bakarak elleri ile Naz’ınkileri sımsıkı kavrar.
Tarık – Böyle mi ?
Naz cevap vereceği sırada üst kattan bir pencere açılır ve bir terlik aşağı fırlatılır.....
Hulusi – Tamam bak Belgincim......Attım tepesine terliği.....Mart ya azdı bu kediler.....


3

Tarık Hulusi'nin sesini duyar duymaz Naz'ı bileğinden kavrar ve ev'in dış cephesine doğru çeker. Boşta olan elinin işaret parmağı ile Naz'a sus işareti yapar. Hulusi'nin gölgesi önlerindeki betona yansımaktadır. Hala pencerede durmuş kedi aramaktadır bahçede. Naz dayanamaz kıs kıs gülmeye başlar.Pencereden tam önlerine bir terlik daha düşer.
Hulusi : Şuraya bak dişisi erkeği beraber serenat veriyorlar evimin önünde. Özel mülke de saygı kalmadı bu devirde.
Belgin içeriden sinirli sinirli seslenir.......
Belgin : Ay soğudu oda. Kapat şu pencereleri Hulusi. Konuyu sadece geciktiriyorsun. Bu gece bu Netice meselesi hal olacak. O kadar. Senin yanında bana yapmadığını bırakmadı. Koruyacaksın beni. O kadar. Bunca yıllık karınım. İki çocuğunun annesi......
Hulusi : Bir.
Belgin- Ne bir :i ?
Hulusi : Öbürünü ben saymıyorum artık Belgin.
Belgin : Saçmalama da Hulusi gir içeri.
O esnada Naz yavaşça hapşurur. Tarık sesi gizlemek için miawlar. Naz dayanamaz güler. Tarık bu sefer sinirli sinirli miawlar.
Hulusi : Yok bu böyle olmayacak. Ben aşağıya inip atacağım bu kedileri bahçeden. Bak dişi olan ne yaptıysa erkek kedi sinirli sinirli miawlıyor. Zaten siz anca......
Belgin : Hulusiiiiiiiiiiii!
Hulusi : Uyuyamam ben Belgin bu sesle....Tutma beni....
Der ve odadan çıkar. Belgin yataktan kalkar ve pencereyi örtmeye gider. Başını camdan uzatıp evin dibine bakar.
Belgin : Tarık Hulusi amcan geliyor aşağıya. Kaç vakit varken.
Tarık şaşırır.
Tarık- Anne ? Nasıl anladın ben olduğumu.
Belgin- Nasıl olacak ! Makamlı miawlayan kedi olur mu hiç? Hadi inmeden kaçın.
Naz da şakın Tarık'a bakar.Fısıldayarak.....
Naz : Benim burada olduğumu nasıl anlamış peki?
Belgin pencereyi kapatırken yüksek sesle......
Belgin- Mart ayında yalnız gezen kedi olur mu hiç!!!
Tarık Nazı tuttuğu kolundan bahçe yoluna doğru çeker ve hafifçe topallayan Naz ile gecenin karanlığında kaybolur.
Hulusi- Vahi? Hatice hanım? Hayırdır, bir durum mu var? Sizin evi de mi mart kedileri sardı?
Vahi- Bizim kedi Netice kılığında Hulusiiiiiiiii.Bahçede ols.....ahhhhhhhh
Netice- Terbiyesiz. Al sana al.....
Vahi Neticenin menzilinden kaçar , Hacerin arkasına sığınır.
Vahi- Hacer hanım .Allah aşkına siz bir şey söyleyin ablama. Ben dayanamayacağım.
Hacer- Söylemesine söylerim ama benim bildiğim Hatice geri adım atmaz,aksine üstüne üstüne gider.
Vahi derin bir nefes alır......
Netice- Hayırdır Hulusi evladım Uyutmadı mı karın. O yatakta her döndüğünde deprem gibi geliyordur sana.
Hulusi : Ay ne hoşsunuz Netice hanım. Ona alıştım alışmasına da Mart kedilerine dayanamıyorum. Hele biri kart kart pencerenin dibinde miawllamıyor mu. İki terliği de attım kaçmadılar.
Netice : Belgini atsaydın. Bak dururlarmıydı. En az on yıl uğramazlardı mahalleye....
Filiz : Ne? Hacer anne Netice hanım annemle çok uğraşıyor ama.....
Hulusi- Yani Netice hanım, ne ince bir espiri anlayışınız var öyle. Hayran olmamak elde değil.
Hulusi sözlerini tamamladığında üst kattan sırasıyla bir yastık, bir çarşaf ve bir battaniye üstüne fırlatılır ve sarsıcı bir kapı çarpmasından sonra kilit sesi duyulur.


4

Netice: A..a.aaaaa..aaaa? Bu ne demek oluyor şimdi....Bak ben boşuna uğraşmam biriyle......Ahh Hulusi ah sen yanlış yapmışsın.......Ne o şimdi sen odanda uyumayacak mısın yani?
Hulusi: Şey, sanırım biraz öyle oldu. Pencereyi açık bırakıp çıkınca odadan........
Belgin odadan net duyulur bir sesle bağırır.......
Belgin: Pencere ha! Bir hafta uğrama yanıma Hulusi.....Kapıma bile gelme.
Hulusi yukarıya bakarak yutkunur.İki elini yana açarak......
Hulusi- Eeeee napalım. Başa gelen çekilir.
Netice- Hadi o zaman. Bize gidiyoruz hep beraber.
Hulusi: Böyle mi?
Netice- Bir hafta zaten öyle kalacaksın Hulusicim......Burada tek başına sıkılacağına bizde sohbetlenirirz. Hem tavla da oynarız seninle.....Hadi.
Filiz-Baba? Gidecek misin?
Vahi: Şansı yok kızım.....Hulusi, geleceksin.....Bak demedi deme,sevdiği biri ona ters düşsün bin beter eder......
Hulusi- Ne tersi, ben haraşo örgüyü bile sevmem. Ablacım yardım edeyim. Gidelim.
Netice- Ablamı ? Yuh.
Hulusi- nasıl yani. Teyze mi demeliyim. Aaaaaahhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhh!
Vahi- Geçmiş olsun Hulusi. Çabuk toparla yoksa bittin sen. Başka yöne çek ilgisini.
Hulusi Netice'nin yanına gider ve kulağına fısıldar......
Hulusi: Ya Netice hanımcım,kusura bakma.Vahiy ya abla ya da teyze diyeceksin dedi bana .....ben şey yani o yüzden.
Netice gözlerini kısar ve bastonunu dik vaziyete getirir.
Netice- kaldır beni Hulusi.........Vahinin yanına götür beni..........Vahicim.........seni menzilime çağırmak istemedim yorulma diye. Bak benim menzil hareketli sana doğru geliyor.
Netice defalarca üst üste Vahiyi dürtükler. Vahi bir sağa bir sola yatarak evden çıkar. Hulusi ve Netice de onları izler.Bu arada Sadri üstünü başını toparlamış, hazır ol vaziyette Hacer:e selam vererek evden çıkmaktadır.
Hacer- Yarın için savunmanı iyi hazırla.
Sadri- Saygılar.
Der ve arkasında hallerine gülen Hacer ve Filizi bırakarak evden çıkar.
Hulusi_ Sadriiiiiiiii! Bizi sen götür Vahilere. Yazık şoförü uyandırmayalım şimdi.
Sadri: Emredersiniz.
Tarık ve Naz ise hala yürümektedirler. Naz artık iyice yorulmuştur.
Naz- Arabamız kapının önünde hazır duruyor bizim çektiğimize bak. Sen Alfonso olmayayım derken böyle avaremu avaremu dolaşabilirsin sokaklarda ama ben klasımı değiştirmeyi düşünmüyorum Tarık.
Tarık bir yandan Naz'ı peşinden sürüklerken, diğer yandan keyifle Avaremu şarkısını söylemektedir. O esnada arkalarından öne doğru uzan araba farlarının ışıklarını fark ederler. Naz durur.
Naz: Nihayet babamdır bu herhalde.
Başını uzatarak yavaşça yanaşan arabadaki yolcuları seçmeye çalışır.
Naz: ay inanmıyorum.
Tarık:Neye ?
Naz: Hulusi amca araba ile kedi avına çıkmış. Baksana.
Hulusi kelimesini duyan Tarık araba diplerinde durduğunda çoktan çalılıkların arasına atmıştır kendini. Duran arabanın kapıları açılmadan Naz'a....
Tarık- Sen git. Ben arabayı alıp gelirim artık.
Naz- Ama....
Derken arabanın arka kapısı açılır. Vahi başını uzatır dışarı.....
Vahi- Ablacım Naz işte. Ben bunca yıldır kızımı tanımaz mıyım ?
Netice: Hayret ? Sor bakayım niye koşmuyormuş. Ben onu ne zaman görsem koşuyordu. Ağır çekim görmedim ki hiç.....hıh....Hem bu saate yalnız yalnız ne yapıyormuş burada?
Vahi- Naz kızım. Ne işin var burada yapyalnız ?
Naz: Hiç babacım bahçede kedi gördüm onları izliyordum.
Hulusi kendini arabadan atar.
Hulusi- Tek mi çift mi?
Naz- Bir tane böyle kart sesli kedi. Siz gelince eve sizin eve doğru kaçıverdi.
Hulusi: Almıştır kokumu. Sevmezler beni.....Ben de onları.....Neyse Belginciğime fark etmediği için biz yolumuza devam edelim.
Naz: Siz nereye gidiyorsunuz.
Vahi: Bize.
Hulusi: Size.
Naz- Neden ?
Netice: Görgüsüz babası gibi işte, sorulur mu hiç......Vahi al şu bastonumu da dürt şunu.....Buradan ben yetişemiyorum.......Dürtmezsen karışmam.
Vahi kendi canını kurtarmak için usulen Naz'ı dizinden dürter.
Naz: Baba inanmıyorum sana.......
Vahi- idare et kızım birkaç gün işte.
Netice: 3 yıl.
Naz+Vahi+Hulusi: Neeeeeee?!!!!!!
Netice: Fırsat mı oldu söylemeye. Evimi bir firmaya verdim. Üç yıl sonra bana dört daire verecekler. Ben de bu süre zarfında sizde kalacağım.
Naz, Hulusi ve Vahi yutkunur. Diğerlerinden ayrı Vahi bir kez daha yutkunur.
Naz: Baba yana kayarmısın. Benim acilen oturmam lazım.
Vahi hiç ses çıkarmadan yana kayar.
Ertesi gün saat birde Naz Tarık'ı arar.
Naz- Maşallah bu ne uyku ? İşine döndüğünü hatırlatırım. Dün geceyi hatırlasana.
Tarık: Hatırlamaz mıyım. Hulusi beylerden buraya kadar yürüdüm.
Naz- Ben sana diyecektim anahtarların cebimde olduğunu ama sen çoktan vınnnnnn.
Tarık telefonu düşürür.
Naz- Tarık????????
Tarık'ın sesi telaşlı ve uzaktan gelir.
Tarık- Sophia?


5


Varsayılan
Part 5

Naz elinde telefonu odasının camına koşar. Perdeyi açar ve müştemilata bakar. Telefonunun kapanması ile aynı anda müştemilattan küçük bir cismin dışarı fırlatıldığını ve beton zeminde parçalandığını görür. Birden telefonu çalar. Bakmadan cevaplandırır.....
Naz- Tarık! Ne oluyor orada. Bak Sofi diye beni kandırıp oraya çekmeye çalışıyorsan , çok kötü olur.
Belgin- Naz , kızım ne diyorsun seeen? Ne Sofisi ne Kandırması. Hem Tarık seninle değil mi? Telefonu cevap vermiyor.....
Naz- ( Sesi tutukluk yaparak ) B..e..l..gi..n. t...e.y..z.e.?
Belgin – ‘oluyor Naz. Ben Belgin Tekelioğlu. Benzini biten araba gibi konuşuyorsun? Yoksa uygunsuz bir anda mı yakaladım? Burak mı var yanında ?
Naz – (Heyecanlanmış nefes sesleri)
Belgin – Aloooooooooo! Ne oluyor Naz? Neden cevap vermiyorsun bana...?
Naz- (Bu sefer telaşlı) Belgin teyze iki tane Banderas kapmışlar Tarık’ı koltuk altından götürüyorlar.
Belgin – Banderas mı ?
Naz- Ya şu İtalyan aktör Antonio Banderas yok mu. Ona benzeyen iki adam Tarık’ı kaçırıyor.....aaaaaaa......arkalarında da o Sofi.
Belgin – ( İçses) İtalyanmış. Ayol Banderas’ın İspanyol olduğunu bilmeyen mi var.
Belgin – Kızım koş ne duruyorsun. Nereye götürebilirler ki güpe gündüz. Tarık direnmiyor mu ?
Naz- Ay baygın galiba.
Belgin – Naz , telefonunu sakın kapama. Bunların kesin araçları vardır. Atla arabaya takip et onları.
Naz- Tamam tamam. Kulaklığımı takayım.....hah....burada .......indim.....indim......
Vahi- Kızım Naz? Ne oldu? Bu ne telaş?
Naz (içses) – Aman babam duymasın valla yollamaz.
Naz – Sonra açıklarım baba.....benim çıkmam lazım.
Vahi- Allah, Allah. Ablam haklı mı ne ? Bu kız sürekli koşuyor ya ? Hayır olsun.....Ümiiiiit oğlum şu tavlayı bul.....Halan Hulusi ile tavla oynayacakmış......
Naz kapıdan çıkar, merdivenlerden aşağıya koşar. Sağına ve soluna telaşla bakar....
Naz- Belgin teyze! Bizim arabayı almışlar. Nap’caz şimdi.
Belgin de aynı anda kapının önündedir.
Belgin- Naz , sizin araba burada. Asıl bizimkini almışlar.....
Naz – Yok Belgin teyze sizin ki burada. Eeeeeeeeee? Ya ben bu kadar heyecana alışkın değilim, Naaapçam ben ya.
Belgin- Atla bizim arabaya takip et onları. Çabuk, yoksa hiç bulamayız Tarık’ı. Ben de seninkiyle geliyorum.
Naz Belginlerin arabasına koşar. Sadri iki büklüm arka koltukta uyumaktadır. Naz telaştan onu görmez.
Naz- Ohh, anahtar da üzerindeymiş.
Arabaya biner binmez marşa basar ve gazlar.
Sadri- Hele desduuuuuuuuuuuuur!
Naz- ayyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyy!
Belgin-ayyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyy! Ne oldu ? Niye çığlık attın. Yoksa Tarık.
Naz- Yok yok Sadri arabadaymış. Birden arka koltukta dikilince korktum.
Belgin- İyi iyi yanında erkek olması iyi. Tarık’ı gördün mü?
Naz- İleride siyah bir araba çıkıyor bizim yoldan. Arka camlar da karartılmış. Büyük ihtimalle ondadır.
Belgin- Takip et onu Naz. Şarjın ne durumda?
Naz- Yeni doldurmuştum Belgin teyze......Yetiştim arabaya. Ağır gidiyor.
Belgin- Daha iyi. Aman gözden kaçırma. Sence nereye gidebilirler?
Sadri- Eee günaydın Naz. Ne oluyor? Bilgisayar oyununa mı girdik ? Matrix mi burası.
Belgn- Söyle ona sussun. Saçmalıklarını dinleyecek zaman değil.
Naz – Sus Sadri sus. İki İtalyan Banderas ile şu Sofi Tarık’ı kaçırıyo.
Sadri- Ama banderas İspanyoooooool.
Belgin – Farketmez de şuna.....
Naz- Fark eder mi Sadri. Sofi bu işin başında. Gidiyor Tarık’ım.
Sadri ön koltuğa atlar. İyicene ayılmıştır.
Naz- Bak Tarık Alfonsonun kendisiymiş. Bunlar da kesin o üç buçuk milyon Avro için kaçırdılar Tarık’ı.
Sadri- Sen ne zaman öğrendin Tarık’ın Alfonso olduğunu?
Naz- Dün.
Sadri- Başka ne öğrendin peki?
Naz- Ne o hepsi bu değil mi yoksa ?
Naz ani bir fren yapar. Kemerini henüz bağlamamış olan Sadri ön cama yapışır.
Sadri – Ufffff
Belgin (Öfkeli)- Siz ikiniz ne yapıyorsunuz orada. Tarık elden gidiyorken siz ne yapıyorsunuz!!!!!
Naz bir süre Sadri’ye sinirli sinirli baktıktan sonra yine hızla hareket eder.
Naz_ Sonra Sadri........sonra........



6

Belgin: Şimdi beni iyi dinle Naz. Bunlar para yüzünden Tarık'a zarar veremezler.Ama ne onu gözden kaybedebiliriz, ne de polise gidebiliriz. Polise gidersek kimliği açığa çıkar. Tarık bun istemez. Eeeee sende istemezsin.
Naz- Neden öyle düşünüyorsunuz Belgin teyze?
Belgin (içses)- Tarık Tekelioğlu olduğunu öğrenirsin de ondan.
Belgin: Çünkü ben de olsam ünlü bir şoförüm olsun istemem.
Naz- Doğru. Haklısınız.
Belgin: Naz ne tarafa gidiyorlar?
Naz- Vallahi bu yol Limana da gider, istasyona da havaalanına da.
Sadri- Kara ve hava yolundan kesin çıkamazlar. Tarık iki yıl yurt dışına çıkamama cezasına sahip.
Naz- Sari bak.Bunlar liman yoluna saptı.
Sadri- Evet evet. Devam Naz.
Naz- Duydun mu Belgin teyze limana iniyoruz.
Belgin- Tamam Naz. Ben de oraya geliyorum.
Limana girdiklerinde Naz arabayı kaybeder. Panikler ve durur.
Naz- Belgin teyze? Orada mısın ?
Belgin: Söyle Naz, ben de limana geldim.
Naz: Ben kayboldum , bir de arabayı kaybettim.
Belgin (içses): Aferin Naaaaaz. Gitti oğluşum. Beceriksiz....
Belgin- Nasıl olur Naz. Araba yavaş gitmiyor muydu?
Naz- Öyle ama aramıza kırmızı bir Ford kamyon girdi, ve bir anda ben kayboldum.
Belgin: Kamyonun yükü neydi?
Naz- Bilmem.Dikkat etmedim. Sadri sen gördün mü kamyonun ne taşıdığını ?
Sardri- Sığır.
Belgin: Duydum. Aaaaaaaaaaaa dediğiniz kamyon tam benim önümde.....Durun bakayım biraz sola kayayım........Evet ya siyah araba da onun önünde..........tamam ben buradan devralıyorum. Siz limana inin ve bu gün İtalyaya gemi kalkıyor mu onu öğrenin.
Naz- Tamam Belgin teyze.
Bu esnada Uygunsuz bir yerde park etmiş olan Naz'ın yanına trafik polisi gelir.
Polis- İyi günler bayan.
Naz- Size de.
Polis: Yaptığınız davranışın ne kadar yanlış olduğunun farkında mısınız?
Naz telefonu kapatır.
Naz: Şey....evet memur bey. Şimdi farkındayım.
Polis: Buna sevindim.
Naz- Eğer ben hatamı anladıysam yoluma devam edebilir miyim?
Polis: Bir sorum daha vardı size.
Naz- Buyrun.
Polis: Peki bu arabanın çalıntı olduğundan haberiniz var mı?
Naz: Çalıntı mı?
Polis- Evet bir saat kadar önce bildirildi.
Naz: Bakın memur bey. Bu araba çalıntı değil. Bu Hulusi Tekelioğlunun arabası. O da babamın arkadaşı.....Şimdi dün gece.....
Sadri: Naz hanım, isterseniz ben yardımcı olayım. Ben Hulusi bey'in avukatıyım......Şimdi dün gece......
Polis: Tamam tamam derdiniz neyse karakolda anlatırsınız. Buyrun.
Naz sinirli ve şaşkın trafik polisinin arabasına biner. Yanına oturan Sadriye ters ters bakar.
Naz- Ne güzel hallettin Sadri kutlarım. Tarık:ı şimdi ancak Belgin teyze kurtarırsa kurtarır.
Naz karakola gidinceye kadar sessizce dışarısını seyreder.O esnada flashbacklerle Tarıkla son dönemde yaşadıklarını anımsar. Karakola varırlar.
Polis- Buyrun.
Arabadan inerler ve oflaya poflaya içeri girerler.
Naz- Belgin teyze?!!!!!
Belgin- Naz?!!!!!
Aynı anda umutsuz bir ses tonu ve çaresiz bakışlarla
Naz- Tarık!
Belgin- Tarık!
Naz- Sizin ne işiniz var burada?
Belgin: Sorma tam kamyonu sollarken polis yolumu kesti.....Senin arabanın çalıntı olduğunu falan söylediler. Eeeee kimliksiz de evden fırladım. Telefon da açtırmadılar........
Naz- Sormayın aynı şey benim de başıma geldi.
O anda Vahi, Ümit ve Hulusi içeriye girerler.
Belgin- Hulusi, sen?
Naz- Baba, Ümit? Siz mi bizi ......
Ümit Naz'a yaklaşır.....
Ümit: Tarık'ı götürenleri ben de gördüm. Sen de öyle fırlayınca evden babama söyledim.O da seni aradı telefondan uzun süre. Sürekli meşgul çalınca perişan oldu. Hulusi amca da polisi aradı ve arabanın çalındığını söyledi.Sırf seni bulmak için.
Belgin:( bir an için Tarık'ı unutur )-Hulusiiiiii( sırıtarak)- beni merak edince sen de Vahiden aynısını yapmasını istedin . Öyle değil mi?
Hulusi: Şeyyyyy......
Ümit: Yok Belgin teyze biz adamlar Tarık'ı bizim araba ile kaçırdılar sandık o yüzden çalındığını polise haber verdik. Tarık'ı bulmak için.
Belgin Hulusiye kızgın bakışlarla bakar.Hulusi bu alevden kurtulmak için Vahiye döner ve......
Hulusi: Ne adammış şu sizin şoför Tarık. Aylardır bir tanışamadım........Ne özelliği varsa inşallah onu bulunca anlarız.
Belgi(içses)Hah bir bu eksikti. Kurtulmam lazım benim Hulusiden......
Belgin: Tamam o zaman . İki gruba ayrılalım. Ben, Naz ve Sadri Limana, sizler de havaalanlarını kontrol edin. Haber alan diğerine iletsin. Yok, siz Sdriyi alın Ümit bizimle gelsin.
Naz(Sadriyi süzerek): Bence de.
Sadri: Ama......
Belgin: Konu kapanmıştır. O kadar. Haydi:Hareket Tarık Rescue'
Hulusi dayanamaz kahkahayı basar.
Hulusi- Sen rescue:yu da mı biliyordun.....hahahahahaha. Ay ilahi Belgin. Öyle olur mu hiç ? Biz neredeyiz ?Karakolda. Nöbetçi memura gidip olayı anlattık mı.......şak.......Türk polisi olayı çözer.Biz de evimizde çayımızı yudumlarken şu çok merak etmeye başladığım şoför Tarık bulunur ve olay biter.....Memur beyyyy?
Belgin ve Naz- Hayır, polis yok!!!!!!!!!!!



7

Naz- polis yok........polis.......hayır........polis yok.......
Telefon çalar.Naz uykusundan uyanır ve nerede olduğunu anlamaya çalışır. Telefonu hala çalmaktadır.
Naz – Rüyaymış.....böylesini de ilk kez görüyorum....neyse ki rüyaymış.......üfffffff bu kim şimdi sabahın köründe ya........
Telefonuna bakar.....
Naz- Başka kim olabilir ki sabah sabah........Ne var!
Tarık- Sana da günaydın.......hatta tünaydın......asıl benim kızgın olmam gerekirken sen bana çatıyorsun.......
Naz – Sen ne hakla bana kızabileceğini düşünüyorsun.......senin yüzünden karakollara düştüm......Banderasları kovaladım........
Tarık- Naz? İyi olduğuna emin misin? Asıl ben senin sayende Hulusi beylerden eve kadar yürüdüm......
Naz(içses)- Aman allahım....De ja vu......rüya da böyle başlamıştı......Sofi!!!!!!
Naz- Tarık, çabuk saklan.......kaç.....ne yaparsan yap ama durma orada........
Naz telefonun Tarık’ın elinden düştüğünü anlar.
Naz – Telefonunu sıkı tutsan olmuyo di mi?
Bir ses- Alo?
Naz- Alo?
Hulusi- Naz kızım sen misin?
Naz – Hulusi amca. Sizin ne işiniz var müştemilatta?
Hulusi- Evde dolaşıyordum , bahçeye çıktım......Müştemilatın önüne gelince şoföre bir günaydın demek istedim ama telefonu var ,kendi yok......Ne garip değil mi bunca aydır hiç karşılaşmadık....Nerede acaba?
Naz- Nerede olacak.......arabadadır........kızdım ona biraz önce hala yattığı için o da telefonunu almadan.....
Hulusi – Çok disiplinlisin maşallah Naz kızım......Nasıl kızdıysan adam kapıdan değil, bacadan kaçmış......
Naz- Araba oradan daha yakın da ondandır.
Hulusi – Bacadan mı?Hahaahahah.Ben kapatayım telefonu o zaman, görüşürüz kızım.
Naz- Tamam Hulusi amca.
Hulusi – o zaman ben de telefonunu arabaya götüreyim, orada tanışayım. Telefonda güzelmiş. İyi kazanıyor herhalde.
Camın dışında yere kapaklanmış olan Tarık birden ayağa fırlar.
Tarık – Hadi bakalım Alfonso, koşmak araba sürmeye benzemez. Babam arabaya varmadan ......
Birden rahatlamış olarak durur.
Tarık- Hay Allah. Araba burada değil ki. .....Ohhhhhhhh.
Hulusi telefonu incelerken telefon çalar.
Hulusi – Aaaaaaa annesi arıyor. Açmazsam merak eder şimdi.....Alo?
Belgin- ???????????????????
Belgin (içses)- Gen işte. Bu oğlan gerçekten giderek Hulusiye benziyor.
Hulusi- Alo......merak etmeyin oğlunuz telefonunu odasında unutmuş......ben ona vermeye gidiyorum.....
Belgin (içses)– Ay bu Hulusi! (sesini inceltip farklı bir aksan ile konuşur) – Sağ ol evladım. Siz telefonu yine aldığınız yere bırakın, oğlum dönünce tekrar ararım.(içses)-Ay ne saçmaladım ben şimdi?
Belgin telefonu kapatır.Hulusi de şaşırmış telefona bakmaktadır......o esnada Tarık mutfak kapısından eve girmiş ve Naz’a durumu anlatmıştır.....Naz şıkır şıkır bahçeye inmiş ve Hulusiye doğru yürümektedir. Sahte bir sırıtmayla.....
Naz- Hulusi amca sağ ol ama gerek kalmadı.....Acele çarşıya gitmesi gerekiyordu Tarık’ın. Siz bana verin telefonu ben ona veririm.
Hulusi – Annesi aradı. Ben açınca şaşırdı kadıncağız. Sen ara da durumu anlat sonra.
Naz (içses)- Tarık’ın annesi ölmemiş miydi. Ah Tarık ah. İşte yalancının mum ’u....
Naz- Tabi, Hulusi amca merak etmeyin.
Naz Hulusiden ayrılır ve hızlı adımlarla odasına yönelir. Tarık yatağın üzerinde oturmuş Naz’ı beklemektedir.
Tarık- Nihayet.
Naz telefonu Tarık’ın başına atar.
Tarık – Ahhhhhh. Ne oldu yine?
Naz- Onu annene sor istersen.
Tarık- Ne?
Naz- Annen aramış.
Tarık – Nereden biliyorsun?
Naz- Hulusi amca söyledi. Kadının yüreğine inmiş o açınca telefonu
Tarık( az duyulur bir sesle)-İnmiştir.
Naz- Ne? Lafı ağzında gevelemeye başladın yine. Annen göğün kaçıncı katından arıyor acaba?
Tarık – Gökten değil.....Hulusi beylerin evinden arıyor.......
Naz- Nereden , nereden?
Tarık- Arayan Belgin hanım.
Naz- Demek sponsorluk işinden sonra ona anne demeye başladın......Ya sen ne yalaka adammışsın......Ünlü olmak uğruna......
Tarık- Düşündüğün gibi değil Naz.....Ben de senin annen sayılırım derdi o hep bana......Eeeeee .........evini yaktıktan sonra......
Naz- Ne ilgisi var şimdi evle......
Tarık(sinirlenir)- Dinlersen anlatacağım......Farz edin ki oğlunuz yaktı dedim......Ona vereceğiniz cezayı verin bana dedim......çünkü ben sizi ölen annemin yerine koyuyorum dedim.......telefonda onu annem olarak kaydettiğimi gösterince yumuşadı......
Naz cevap veremeden telefonu çalar.....İşaret parmağı ile Tarık’a “ sen daha dur işimiz henüz bitmedi”der gibi işaret eder.
Tarık (içses)- Oğlum iyi kıvırdın yine. İnandı inşallah.Arayan sağ olsun.....
Naz- Alo?........Burak......(Tarık’a sırtını döner).....burada (dönüp ona bir bakar).......anladım.....şimdi mi..........tamam.
Tarık – ne diyor?
Naz- Çok mu merak ettin? Anlaşma imzalanacakmış....Bizi bekliyor.....
Tarık kurtulduğuna sevinmiş olarak........
Tarık – E hadi o zaman. Ne bekliyoruz?
Naz- Araba. ....Araba Hulusi amcaların evinde.......ne çabuk unuttun.
Tarık – O zaman taksi ile Hulusi beylere gidip arabayı alalım önce.....
Naz – Taksiyle mi......Peki ama borç yazarım.....Albümün çıkınca hemen ödersin .
Naz tepkili odadan çıkar. Tarık da onu Hulusiye yakalanmamak için saklana saklana izler.

8

Fragman uyumlu



Tarık evden çıkar ve bahçede Naz’ın çağırdığı taksiyi beklemeye başlar. Bu arada tedirgin tedirgin etrafına bakıp Hulusinin oralarda olup olmadığını kontrol eder. Naz da taksiyi çağırmış kapının önünde dururken telefonu çalar.
Naz- Alo Filiz?
Filiz- Merhaba Naz, nasılsın?
Naz- İyiyim saol.
Filiz- Abim orada mı?
Naz- Yok ama birazdan beraber dışarıya çıkacağız. Telefonundan arayabilirsin onu.
Filiz- İyi yani.....Anneme söyleyeyim o zaman......
Naz (şaşkın) – Neden?
Filiz – Ya az önce onu aramış şoförümüzle arabanızı yolladığını söylemek için babam çıkmış telefona. O da Abimin yakalandığını düşünmüş. Biliyorsun arabasını.....
Naz- Biliyorum ......Demek arabayı yollamış annen. Tarık’ı çok seviyor Filiz, öyle değil mi?
Filiz – Yıllardır birlikteyiz Naz. Annem hep keşke Tarık’ı da evlat edinseydik der. Hacer anne Tarık’ı annemler beni evlat edinmeden önce evlat aldıkları için ayrı kaldık. Ona da ayrılık denirse.....
Naz- Anlıyorum.....Senden bir şey isteyebilir miyim.....Şu Sophia ile ilgili.
Filiz- Sophia mı.......? İnan o mesele kapandı......Dün gece abim gerekli olanı yaptı......Unut onu artık.
Naz – Filiz, bana doğru söyle. Nerede kaldığını biliyor musun. Onunla mutlaka konuşmalıyım......Senden yardım istiyorum......Ama Tarık bunu bilmeyecek......
Filiz – Konuşman neyi değiştirecek ki.......?
Naz – Belki çok şeyi, belki de hiç birşeyi..........
Filiz – Düşünmem lazım Naz. Ben seni ararım.
O esnada Naz taksi ile birlikte kendi arabasının kapı önüne park ettiğini görür. Arabanın direksiyonunda Traık oturmaktadır ve sırıtarak Naz’a bakar. Tarık camı indirir.....
Tarık- Bak kıyamadım taksiye para vermeye, uçtum süperman gibi arabayı kaptım getirdim.
Naz- Ya süpermen Alfonso .....Ne demezsin.....Söyle Belgin teyzenin şoförünü ne yaptın?
Tarık- O da Belgin hanımın arabasını aldı, eve geri götürdü.
Naz ağır ağır merdivenlerden inerken içeriden Hulusinin ses duyulur.
Hulusi – Vahicim, pencereden gördüm. Sizin şoför döndü. Beni o bıraksın bu gün bankaya. Böylece tanışmış da oluruz. Hadi görüşürüz.....
Naz son iki basamağı uçarak iner bu sözler üzerine.......Tarık camı kapattığı ve arabada şarkı söylemeye başladığı için tehlikenin farkında değildir. Naz’ın kendini arabaya atmasıyla yüzü şaşırmış bir hal alır.
Tarık- Ne oldu ?
Naz –Bas gaza bas....Hulusi amca ge......
Naz sözünü bitiremeden Tarık arabayı çevirmiştir bile. Naz henüz kapıyı kapatamadığı için bacakları dönüş hızı ile arabadan sarkmış, Tarık bir eli ile arabayı kontrol ederken diğeri ile Naz’ı montondan kavramış düşmemesi için uğraşmaktadır. Hulusi ise bu görüntüyü bir kolu havada merdivenlerden izlemektedir........
Hulusi – Bu ne ya? Nereden hatırlıyorum ben bu dönüşü......Yok canım.......Naz’ın besbelli acelesi var......Amma ne dönüştü ol ya....
Arabanın dönerken çıkardığı sese Vahi de evden fırlamıştır....
Vahi- Ne oldu Hulusi......O ses de neydi öyle.....
Hulusi – Senin şoför.....Uçtu gitti valla......
Vahi Naz tarafından tembihlendiği için renk vermez.....
Vahi – Boşuna işe almadım ben onu.......Müthis iyi kullanıyor arabayı......he he he..
Hulusi(içses)- Naz’ın hallerini görseydin.......
Hulusi – Ya.....öyle görünüyor maşallah.....he he he
Vahi – Bak senin için de taksi yollamış........
Hulusi- Taksiyi napayım. Arabamla giderim......aaa....a.......aaa arabam nerede? Arabam?
Hulusinin telefonu çalar. Arayan Belgindir.
Tarık – İyi misin? Benim Superwomanım.
Naz - Sen ne yaptığını sanıyorsun. Az kalsın.....
Tarık – Primadonnam benim, sana bir şey olmasına izin verirmiyim hiç.
Naz ters ters Tarık’a bakar.
Naz- Primadonna ne demek oluyo?
Tarık – Superwoman’ın İtalyancası......
Naz – Özledin galiba İtalyanca konuşmayı.
Tarık (yüzü değişir)- Ya ne ilgisi var.......
Naz – Vardır....vardır....bilirim ben seni......Konuşcaz bunları da daha dur.
Naz’ın telefonu çalar.Arayan Belgindir.
Naz- Alo Belgin teyze?......Demek öyle.......Şimdi mi........şart mı.......tamam geliyorum ben.....görüşmek üzere.
Tarık merakla Naz’a bakar.
Tarık- ne oldu , ne var ?
Naz- Offfff ya offffff. Staj programı yapılacak mış. Mutlaka gel dedi. Bütün gün sürer dedi. Offfff şimdi menajersiz sen napacaksın ?
Tarık – Merak etme. Sensiz imzalamayacağım. Ben oyalarım onları.
Naz- Tamam o zaman beni Belgin teyzelere bırak......Lütfen.....
Tarık sırıtır......
Tarık – Emredersiniz.
Yol boyunca konuşmazlar. Naz Belginlerin evinde iner. İnerken Filiz ile karşılaşırlar.
Filiz- Merhaba abi. Beni bankaya bırakabilir misin?
Tarık- Hadi atla arabaya. Vaktim dar.
Filiz Arabaya binerken Naz ile göz göze gelirler.
Filiz- Abi konuşmalıyız.
Tarık- Şimdi olmaz işim var. Albüm çıkacak biliyorsun (sırıtır)
Filiz- Abi sen ciddi ciddi albüm çıkaracak mısın yoksa beni mi sınıyorsun.
Tarık Filiz’e bakar ve sırıtmaya devam eder.
Filiz- Naz Sophia ile konuşmak istiyor.
Tarık’ın yüzündeki ifade donar ve ani fren yapar.
Tarık- Ne?
Sahile inerler. Tarık endişelidir.
Tarık- Naz eğer bunu kafaya takdıysa kesin konuşur.
Filiz- Nereden bulacak o Sophiayı?
Tarık- Bulur.
Filiz- Ne yapmayı düşünüyorsun peki?
Arık_ Bana yardım edeceksin. Hemen şuraya yazacağım soruları ezberle. Ben Sophianın ruhunu biliyorum. Senin İtalyanca bilmediğini anlamayacaktır. Sizi mafia sanıyor.
Filiz- Ne?
Tarık_ Boş ver onu şimdi de beni dinle.....
Tarık Filize repliklerini ezberlettikten sonra onu taksiye bindirip eve geri yollar. Kendisi de stüdyonun yolunu tutar.
Sophia uyanır. Başını tutar ve yatakta yanındaki notu bulur.
Not İtalyanca yazılmıştır.
Not- Sophia, beni unut. Ben yanımda gördüğün kıza aşık’ım. Benimle senin için bir gelecek yok. Alfonso ise hiç olmadı ve de olmayacak. O bir dönem di yaşandı bitti. Beni seviyorsan da o para için yanlış şeyler yapmayacağına eminim.Kendine iyi bak.
Sophia- Yanılıyorsun Alfonso. Bu kadar çabuk kurtulamazsın elimden.
Sophia telefonunu eline alır ve.....
Sophia- Evet Türk ve İtalyan mafyalarının buluşma zamanı geldi......
Filiz Naz’ı evden alır ve Sophianın kaldığı otele götürür. Taksi otelin önünde durduğunda Sophia çıkmaktadır. Filiz iner ve.....
Filiz- Sophia!
Sophia korku dolu gözlerle Filize bakar. Filiz aldığı talimat üzerine yanına yaklaşır ve bozuk İtalyanca ile .....
Filiz- Sophia, Silah yok. Konuşacağız.....
Beraber arabaya binerler.
Naz- Merhaba Sophia. BenTArık hakkında birkaç soru sormak istiyorum.Yani Alfonso.
Sophia- Alfonso. Ne yaptınız ona?
Naz – Onu çok mu seviyorsun? İtalyada mutlu olacağına inanıyor musun?
Filiz- Alfonsoya ait başka resimler var mı yanında?
Sophia çantasından resimler çıkartır. Bunları göğüsüne bastırarak bir şeyler anlatır sora Naz’a verir. Cümlelerinde tekrar tekrar Alfonso ismi geçer.
Filiz ve Naz sırayla resimlere bakarlar. Sophia ise anlatmaya devam etmektedir.
Naz- Ne diyor?
Filiz yine Tarık’ın istediği şekilde konuşur.
Filiz- Abimin kariyerinin en parlak döneminde kaybolduğunu söylüyor. Abisinin sakat kalmasından sonra onlara Alfonso bakmış. Bir çok yurt dışı teklifi onlar için geri çevirmiş. Çok dürüst ve sadık bir insan olsuğunu söyledi. Onu Türkiye de tutan tek şeyin büyük bir aşk olduğunu söylüyor. Hiçbir gücün Alfonsonun yarış tutkusunun önüne geçemezken o aşk yüzünden buradan ayrılmadığını anlatıyor. Ayrıca şan ve şöhretin onu en ufak biçimde değiştirmediğini de ekliyor.
Naz ( içses)- Demek büyük aşkı yüzünden burada. Büyük aşk. Aşk......
Naz- Aşkı olmasa demek döneceğine emin İtalyaya.
Filiz yine italyanca bir şey söyler.( Aslında Alfonsonun peşini bırak demektedir. Kesinlikle artık takip etmeyeceksin uyarısını yapmaktadır)
Sophia Filiz susunca elindeki resimlerden birini Naz’a verir ve cevap vermeden arabadan iner......
Naz( içses)- Cevap vermedi. Demek kariyerindeki tek engel benim.......
Naz- Filiz beni şu stüdyoya bırakabilir misin ?
Filiz- Naz sen iyi misin?
Naz( düşünceli)- İyiyim. Hadi gidelim.
Filiz- Tamam.
Stüdyonun kapısında Naz arabadan iner.İçeri girer. Tarık “Aldırma” şarkısını söylemektedir. Naz’ın geldiğini fark etmez. Naz onu şarkı boyunca dalgın bakışlarla izler.
Naz(içses)- Ben de sana aşık’ım Tarık. Ama bu aşk..........Bu aşk seni yok edecekse..........Alfonsoyu tarihe gömecekse........
Tarık şarkısı bitince Naz’ı fark eder. Bir süre daha birbirlerine bakarlar. Tarık kayıt odasından çıkar ve Naz’ı kolundan tutar. Baş parmağı ile kolunu okşar.
Naz- Tarık......Sahile inebilirmiyiz.
Tarık- Tabi.
Sahile inerler. Naz rıhtım boyunca bir aşağı bir yukarı dolaşır. Birden onu izleyen Tarık’ın önünde durur.
Naz- Bazı başarılar çok zor elde edilir. Onlar önemli değerlerdir. Alfonso işte böyle doğdu ve büyüdü. Sen artık o olmak istemediğini düşünsen de , o olmaktan kurtulamazsın. Senin ruhun Alfonsonun ruhunu taşıyor......Ben önündeki tek engelim......Biliyorum, şimdi bana kızacaksın....tepki göstereceksin ama ileride hak vereceksin.Anahtarlarımı geri almamın zamanı geldi Alfonso.....
Tarık üzgündür. Diyecek kelimeleri yoktur. Sadece Naz’a bakar. Naz gözlerine bakar ve ona sarılır. Tarık da cevap verir.
Tarık_(içses) Oğlum Sophia yı saf dışı bırakayım derken, sen şutlandın. Sonunda yalanlarım beni mahvetti.
Naz – Anahtarlarımı alabilir miyim.
Tarık cevap vermeden onları yavaşca cebinden çıkarır. Beraber arabaya binerler ve eve giderler. Yolda yine sessizlik vardır.Eve geldiklerinde Tarık aynı üzgün tavırla arabadan iner ve müştemilata doğru yürür. Naz da arabadan iner ve eve girer. Vahi arabayı Naz’ın kullandığını görmüş ve karşısına dikilmiştir. Naz anahtarları babasının avucunun içine bırakır.
Naz- Baba, yalnız kalmaya ihtiyacım var.
Odasına çıkar ve yatağına oturur. Bir süre öyle kalır. Ardında güneş batmaktadır. Dayanamaz göz yaşlarına boğulur. Birden kapısı açılır. Karşısında gözleri yaşlı Tarık durmaktadır........