Ana Sayfa | Yardim/SSS | RSS Feed | Iletisim

Önceki Başlıklar

33. Bölüm Senaryosu (flower98)
Replikler (32. Bölüm)
Replik ve Yorumlarla 32. Bölüm (Ebru Karaca)
32. Bölüm Senaryosu (tarik_naz) (1-4)
32. Bölüm
Merve Sevi Röp. / Bugün Gazetesi (18.02.2007)
Gözlerin (Ebru Karaca)
32. Bölüm Senaryosu (sinemim_g)
32. Bölüm Senaryosu (handeozbek)
31. Bölüm (Videolar)
 

Bir Dağ Evi Triolojisi (flower98)

Şubat 25, 2007

Aşağıdaki senaryo Baris-Akarsu.com forumu üyelerinden flower98'e aittir. Dizinin gerçek senaryosuyla bir ilgisi yoktur.



flower98'in 33. Bölüm Senaryosu'nu okumak için tıklayınız.



Okuyacağınız üç senaryo kahramanlarımızın dağ evinde geçirecekleri birkaç günü kendi hayallerinde nasıl canlandırdıklarını anlatmaktadır. Sırasıyla Belgin hanım , Tarık ve Naz hayallerini bizimle paylaşacaklar.


BELGİN HANIM'IN BAKIŞ AÇISINDAN:

1

Belgin hanım dağda kalma planlarının Tarık ve Naz ’ı nasıl şaşırttığını görünce keyiflenmiştir.
Belgin (içses) : Evet, Naz hanım oğluşum ’ un peşini bırakmamak, onu dedektif Kolombo gibi izlemek, hele ki benden ayırmaya çalışmak neymiş göstereceğim sana. Tarık’ın da eli beli bağlı. Söyleyiveririm gerçek oğlum olduğunu , zafer kestirmeden benim olur.Hah, nasıl da bakıyor yandan yandan oğluşuma.
Naz: Belgin teyze, babam’ a ne diyeceğim ben. Nasıl açıklarım durumu ?
Belgin: Sen onu bana bırak kızım. Tarık!! Yola bak oğlum. Virajlar keskin.
Tarık: Nasıl isterseniz Belgin hanım.
Tarık ve Naz yola bakarak gülümserler.
Belgin: Naz, nasıl bir şoför bu böyle? Biraz sınırı aşmış gibi. Yani yola bakması gerektiğini ona ben söylüyorum yani. Bilmesi gerekirken....
Naz: Haklısınız Belgin teyze. Tarık, rica etsem görevini titizlikle yapar mısın?
Tarık: Emredersiniz.
Tarık(içses): Canııııııııııııım. Sen böyle emir ver , ben yapmaz mı yım.
Belgin (içses) : A aaaaaa. Bu kız sarmış oğluşuma. Sarmayı bırak düğümlenmiş. Bu böyle miydi?Yerden yere vuruyordu Tarık’ı.
Belgin: Nazcım, bakıyorum öğüdümü tutmuşsun. Çok da güzel yerine getiriyorsun!
Naz: Hangi öğüdü?
Belgin: Hani okuldan atıldığında, konser için benimle görüşmeye birlikte ilk geldiğinizde....Nasıl üzülmüştüm Tarık’ın durumuna o gün.....Eeeee Tarık’ı tanıdığımı da belli edemiyordum ya......
Naz: Ama o ben ben değildim teyzecim.
Belgin ve Tarık : Nasıl yani ?
Naz: Babamın bana özel şoför tutmasını bir türlü haz edememiştim. Ben de ona istifa etsin diye öyle davranmaya başlamıştım. Sonradan siz o öğüdü verdiğinizde ne kadar abarttığımı ve uzattığımı fark ettim bu davranışı. Eeeeeee bir de...
Tarık: Bir de ne?
Naz: Daha yakından tanıdım seni ve.....
Belgin: Eveeeeeeeeeeett?
Naz: Şey .... iyi arkadaş, dost ve sırdaş olduk.
Tarık (fısıldayarak): Sadece o kadar mı ?
Naz ve Belgin: Ne?
Tarık: Geldik. Onu diyordum.

2

Belgin: Aaaaaaaaaa, nihayet. Hadi gençler, Naz sen al şu anahtarlar, kilitleri aç. Tarık sen de valizimi indir.
Tarık: Tamam da sen ne yapıyorsun? Babamı mı arayacaksın?
Belgin: Evvet. Bir babayı arayacağım ama seninkini değil.
Tarık: Kimin?
Belgin Naz’ ın kini tabiki. Kızı eve dönmese senin o hayırsız baban bile deli olur. Durumu açıklayacağım.
Tarık: Ben de Naz’ın yanına gideyim. Evi gezdireyim. Onun bildiği dağ evleri tek katlı ve küçük. Bak girdi içeri, çıkamadı bir türlü.
Belgin: Tarık!! Sen nereden biliyorsun onun bildiği dağ evlerinin nasıl olduğunu? Dur diyorum sana dur. Tarııııık! Bak görüyor musun tınıyor mu? Dur sen dur , ben biliyorum size ne yapacaklarımı.Önce şu Vahi beyi bir arayayım.
Vahi: Alo Belgin hanım?
Belgin: İyi akşamlar Vahi bey. Kısa konuşacağım. Öncelikle bana borçlusunuz.
Vahi: Neeeeeeeee?
Belgin: Bana bir koca borçlusunuz.
Vahi:Açıklamama izin verin.
Belgin: Açıklamanızı kendinize saklayın. Şimdi size hatanızı bir nebze olsun düzeltme imkanı sunacağım.
Vahi: Nasıl yani?
Belgin: Şöyle, kızınızı bana vereceksiniz.
Vahi: Neeeeeeee? Naz????
Belgin: Sandığınız gibi değil. Ne sandıysanız bu arada?Neyse, ben birkaç gün yaşadıklarımdan ve Belgin Tekelioğluluktan uzaklaşmak istiyorum. Buna ihtiyacım var.Naz ve Tarık yanımdalar. Bu konuda onların yardımına ihtiyacım var.Sizden istediğim Naz ile konuşup benim ricalarıma gücenmemesini söylemek.
Vahi: Ne gibi ricalar?
Belgin: Bakın Vahi bey ben titiz bir kadınım. Naz’ı izliyorum bir süredir. Sizinle de iyi birer dostuz. Eee biliyorsunuz benim dünyalara değişemeyeceğim bir oğlum var.
Vahi:Şu hayırsız olan.
Belgin: O Hulusinin abartması. Her kes hata yapabilir. Naz da gelmiş evlilik çağına.Yani kısmet. Bakarsınız günün birinde Naz ve o... Neyse, ben Naz’a bir anne, bir kayınvalide gözüyle bakınca çok eksiklikler görüyorum. Böyle bir gelinim olsun istemem. Öyle bir şey olacak olursa bir gün...Yani sadece güzellik yetmiyor demek istiyorum.
Vahi: Naz’ın annesi öldükten sonra ona kimse annelik yapmadı Belgin hanım. Ama yinede iyi evlat yetiştirdim ben. Naz.....
Belgin: Alınmayın hemen Vahi bey. Ben bir anne, bir olası kayınvalide gözüyle konuşuyorum. Benim de tek istediğim Naz’ın ileride mutlu olması. Yardım isterken , yardım teklif ediyorum anlayacağınız. Bu birkaç gün onu o konuda biraz eğitmek istiyorum da.
Vahi: Anlıyorum. İyi niyetiniz için teşekkürler. Görüyorum ki bir anne şefkati ile yaklaşıyorsunuz. Ben şimdi onu arar konuşurum. Çıkmaz benim sözümden. Sizden ricam ona ve Tarık’a göz kulak olmanız. Gençlik işte....Tarık’a güvenmediğimden değil ama......
Belgin: Siz hiç merak etmeyin göz açtırmayacağım onlara.
Vahi: Neeee?
Belgin: Teşekkür ederim diyorum. Sakın Hulusi’ye bunlardan söz etmeyin. Güvenimi kazanırsanız size dönünce Belkıs hanımın yerini ve gidiş nedenini anlatırım.
Vahi:Neeee? Söz söz. Ne zaman dönüyorsunuz.
Belgin : Sabır.İyi akşamlar.
Vahi:Size de.


3

Belgin eve girer. Gençler meydanda yoktur. Onları sessizce aramaya başlar. Üst katta Tarık’ın odasında bulur onları. Kapı aralığından gizlice seyretmeye başlar . Tarık duvarda asılı duran gitarı almakta ve yatağın üzerinde gözlerini Tarık tan bir an bile ayırmayan Naz’ın karşısındaki sandalyeye oturmaktadır. Belli ki ona bir şeyler çalacaktır.
Naz: Belgin teyze kızmasın?
Tarık: Kızmaz. O müzikle uğraşan her kes’ i destekler. Senin için bir şarkı yazmıştım. Bestesi henüz bitmedi ama....
Naz: Olsun. Söyle hadi dinlemek istiyorum.
Belgin hanım sinirli sinirli kafasını sallar.
Belgin: Demek ona yazdın? Dinleyelim bakalım şu şarkıyı. Son özgür dakikalarınız bunlar. İyi değerlendirin. O esnada Naz’ın telefonu çalar. Naz telefona bakar.Tarık ise bölünmüş olmaktan huzursuz olmuştur.
Naz: Babam......Alo babacım?........Aradı seni yani........Nasıl yani?......Tamam.Ama senin için. Görüşürüz babacım.
Tarık: Ne dedi. Ne için tamam dedin?
Naz: yok bir şey. Belgin hanım aramış. Onu söyledi.Hadi şarkımı merak ediyorum. Şimdi Belgin teyze gelirse...
Belgin (içses): Haklı kız Tarık. Sen bir an evvel başla. Romantizminizi bölmek için sabırsızlanıyorum burada...
Tarık:Gelsin, ne olacak?
Bir kız tanıdım yakınlarda
Saçları kömür karası
Gözleri zeytin zeytin bakan
Gülüşü bülbülü kıskandıran
Bir kız sevdim yakınlarda

Sevdim desem az olur
Kapıldım büyüsüne biz anlarında
Sürükledi ben sonsuz
Aşk dolu diyarlara
Bir kıza kapıldım yakınlarda
Unutturdu bana........
Belgin: Aaaaaaaa buradasınız demek ki. Ben de nerede bunlar diyordum. Yalnız Tarık çok ayıp. Sormadan oğluşumun gitarını almışsın. Bir daha olursa külahları değişiriz bak. Naz kızım babanla konuştum. İzin verdi. Bir de ricası vardı benden. Benim kıza biraz ev işlerini nasıl yapacağını gösteriverin dedi. Belkıs hanım ve Berrak ayrıldıktan sonra yüreğim bu evde başka kadın kaldırmaz dedi.Hem seni evliliğe de hazırlar bunlar kızım. Hadi o zaman. Gel de odanı göstereyim sana. Sen alt kattaki odada kalacaksın. Tarık burada , ben de yandaki odada.
Tarık ve Naz hüzün ve şaşkınlıkla birbirlerine bakarlar.Belgin hanım kapıda beklemekte ve eli Naz’a yolu göstermektedir.
Tarık: Şarkım bitseydi Belgin hanım.
Belgin: Önce iş. Öyle değil mi Naz kızım?
Naz: Öyledir herhalde Belgin teyze
Naz kapıdan çıktıktan sonra Tarık annesine yaklaşır.
Tarık: Biraz bıraksan diyorum anne. Kız’a ve bana biraz nefes aldır. Gölgem oldun çıktın. Bunalıyorum vallahi..
Belgin: Bırakmak mı? Duydun Vahi bey’in ricasını. Hem gözünüz üstlerinde olsun dedi bana. Sen bunalmak ne daha bilemezsin Tarık. Bu evde ben ne dersem o olacak. O kadar.Yoksa şoför Tarık olarak Nazla geldiğin yerden Tekelioğlu Tarık olarak dönersin İstanbul’a . Hem de fıs fıs, tek başına.
Tarık: Of anne of.Offfffffffffffffff.
Belgin: Oflamayı bırak da aşağıya gel. Sizinle konuşacaklarım var.

4

Naz alt kata inmiş, hangi odada kalacağını bilemediğinden, yer minderine oturmuş Belgin ve Tarık’ı beklemektedir.
Belgin:Naz,kızım.Sen şu soldaki odada kalacaksın. Orada üstüne uygun kıyafet de bulacaksın. Git bir bak. Odanı tanı.Sonra buraya gel.Sizinle konuşacağım. Çok eğleneceğiz. Çok.
Naz: Öyle mi? İnşallah.
Naz süzgün gözlerle Tarık’a bakar ve Belgin’in gösterdiği odaya girer. Tarık yine annesine yaklaşır.
Tarık: Anne?!!! Neden Filiz’in odasını vermiyorsun. Ben Naz’ın hizmetçinin odasında kalmasına izin vermeyeceğim. Orası ona yakışmaz.Hem küçük ,hem de diğerlerinden daha soğuk. İnanmıyorum sana,o giysiler de Filiz’in hizmetçiye verdiği eskileri. Pes,pes. Ne yaptı bu kız sana.
Belgin: Memnun değilsen,evin oğlu olarak istediğin odaya yerleştir onu o zaman. Orada kalacak o kadar. Göreceğiz bakalım sana ve bana layık mı bu kız. Beni şaşırtsın, karışmayacağım.
Tarık: Of anne offffffff.
Belgin: Yeter artık oflama. Geliyor. Uzaaklaş.
Naz memnun olmadığını gösteren bir ifade ile odadan çıkar.
Naz: Belgin teyze, diğer odalar daha iyi olmaz mıydı?Burası....
Belgin: Maşallah, ne çabuk görmüşsün diğerlerini. Burası diyorsam öyledir Nazcım. Var mı bir itirazın kızım?
Naz(içses): Of baba offffff.Sana söz vermeseydim......
Naz: Yok Belgin teyze.Ne konuşacaktın bizimle?
Belgin: Gelin bakalım. Çocuklar. Sizden bir şey isteyeceğim.Ben farklı bir şeyler yaşamak istiyorum.
Tarık:Ne mesela?
Belgin: Artık ben olmak istemiyorum.
Tarık:Ama bu zor. Ben size her baktığımda sizi görüyorum.
Naz:Bölme Tarık. Devam edin Belgin teyze.
Belgin: Sizlerle bir oyun oynamak istiyorum.
Tarık: Bundan kolay ne var. Kızma birader, dama , satranç hepsi olmalı evde
Belgin: Yok tavla oynayacağım. Pulları da Hacer anne gibi çarpa çarpa. Ay bölme beni Tarık!!!
Naz: Bölme Tarık durup durup.
Tarık:: Of .Offffffff.
Belgin ve Naz: Oflama Tarık!!!!
Belgin: Bölmeden dinleyin şimdi. Ben yine Belgin olacağım, Tarık oğlum, sen de gelinim. Anaerkil bir aile olacağız. Ben ne dersem o olacak. Eğer her şey anlaşıldıysa, başlıyoruz.
Naz ve Tarık: Hayır!!!!!!
Belgin: Anlamadım??
Belgin Tarık’a anlamlı anlamlı bakar.
Tarık: Şeyyyyyyyy. Siz nasıl isterseniz Belgin hanım.
Belgin: Anne diyeceksin.
Tarık:Şeyyyyyy. Anne.
Belgin: Naz?????
Naz: Hayır.
Belgin: Neden??!!
Naz: O şımarık, küstah ve insan duygularından zerre kadar anlamayan oğlunuz Tarık tarafından oynanırsa, hayır. Tarık’a bu kötülüğü yapamazsınız. Bana da. O olduğunu düşünerek Tarık ile aynı yerde kalmam ben.
Belgin: Öncelikle o tanımlamada dur bakalım. Benim biricik oğluma öyle hitap edemezsin. Tamam mı!
Tarık: Anne. Yavaş ol lütfen. Naz’ı üzüyorsun.
Naz: Ooooooooooooo beyefendi , bana yaptıklarından sonra ben o olamam diyeceğine, dünden hazır. Zaten bir yanın kendini hep o sanmıştı.
Belgin ve Tarık: Nazzzzzzzzz!
Naz (içses): Of baba offffff.
Vahi’nin sesi: Nazzzzzzzz!!!
Naz şaşkın.Gitmek için kapıya yönelmişken durur, geri döner.
Belgin: Nazcım, şöyle yapalım. Tarık’ı , yani oğlum olanı maalesef yanlış tanıdın. Senin dediğin gibi asla değildir. Tamam eskiden biraz hoppaydı hatta yalan söylerdi ama evden gidip kendi ayakları üzerinde durduğundan beri senin şoför Tarık gibi biri oldu çıktı. Yani Tarık oğlum olacak ama senin Tarık ‘ın huyları ile.
Tarık, Naz’a bakar. Naz da ona.
Tarık (içses): Hem bu süre içerisinde aramızdaki sosyal konum farkı da kalmaz.Sana daha rahat açılırım.
Naz(içses): Aslında böylece sosyal eşitliğimiz sağlanır ve sana daha rahat cevap veririrm.Dur bakalım Naz. Neye cevap veriyorsun? Henüz ortada bir şey yok.

5

Naz’ın sessizliğinden cesaretlenen Belgin...
Belgin: Anlaştık o zaman. Oyunumuz başlıyooooooooooooorrrrrrrr.
Tarık ve Naz: Hayır!
Belgin: Şimdi ne var?
Tarık: Evliliğimiz.
Naz: Evet?!!!!
Belgin:Gelinim dediysem, evli olarak düşünmedim. Durun bakalım orada.
Tarık ve Naz birbirlerine bakarlar.
Belgin: Siz nişanlı bile değilsiniz. Sevgilisiniz.
Tarık ve Naz birbirlerine bakarlar. Gülümserler.
Belgin: Ben yalnız yaşayan bir kadınım ve de burada dağda yaşıyorum. Tarık seni buraya bana tanıştırmaya getirmiş. Ben de otoriter ve her kızı beğenmeyen bir anne olarak, hele biricik oğlunu paylaşmaya hiç mi hiç hazır olmayan bir anne olarak seni sınıyorum. Yani ya geçeceksin benden, ya da kalacaksın.
Tarık: Geçmiş olsun Naz.
Belgin ve Naz: Neeee?
Tarık: Geçersin inşallah diyordum.
Naz: Yaaa. İnşallah.
Belgin: Öhö öhö. Hemen girdiniz bakıyorum havaya.
Naz: Madem sizin Tarık ,benim Tarık, yani şoför Tarık gibiyse oynarım.
Tarık: Ben de. Şahsen çok zorlanacağımı sanmıyorum.
Naz. Neden?
Belgin: Ben de.
Naz: Umarım ben de.
Belgin: Yalnız buradan gidene kadar bu oyun bitsin, yeter, ay uf yok. Tamam mı çocuklar. Oyun olduğunu bile unutacağız.
Tarık ve Naz: Anlaştık.
Belginin kaşları kalkar, iyice kasılır ve başlar.
Belgin: Hoş geldin kızım. Demek oğlumun kalbini çalan sensin. Öp bakalım elimi. Pek de kısa ve çelimsizmişsin.
Tarık: Anne!
Naz: Şeyyyy????!
Belgin: Tamam Taman. Ailenin haberi var her halde buraya geldiğinden.
Naz: Evet. Babam izin verdi.
Belgin: Tarık ile geldiğini biliyor mu baban?
Naz: Kesinlikle. Babamın bana güveni sonsuzdur. Tarık’a da güveniyor tabiiii.
Belgin: Tanıştınız demek oğlum.
Tarık:Şey, evet annecim.
Belgin: Tarık, Naz kızıma odasını göster.
Tarık Nazı elinden tutar ve merdivene yönelirler.
Belgin: Tarık oğlum nereye? Hem ben böyle el ele istemem.Aşağı oda. Daha önce sana söylediğim gibi.
Tarık: Peki annecim.
Belgin(içses): Hah şöyle.Siz durun daha neler olacak. Elini de bıraktı. Tamam. Şu surata bak. Eeeeee Naz kızım, elimden alamayacaksın oğluşumu.
Belgin: Kızım, odaya yerleş hemen sonra yanıma gel.
Naz: Nasıl isterseniz.
Belgin: Tarık! Sen nereye gittiğini sanıyorsun. Senin odan yukarıda biliyorsun.
Tarık sinirli bakışlarını annesine yöneltir ve odasına çıkar.
Tarık: Yandın oğlum Tarık. Zavallı Naz. Bir ara konuşmalı onunla.
Naz odadan çıkar ve Belgin hanımın yanına kanepeye oturur.
Belgin: Hele dur bakalım kızım. Bu ne rahatlık.Büyüklerin yanında nasıl davranılır bilmiyor musun? Öyle oturdun da izin istemeden?
Naz. Oturabilir miyim?
Belgin: Hayır. Bizde gelin oturmaz.İşlenir.Git bak bakalım mutfakta yemek var mı yok mu. Dolap ta ne var ne yok. Bir liste yap Tarık gitsin eksikleri alsın. O gidince sen de ortalığı süpürür,silersin. Bak her yerde bir parmak toz . Ben oturabileceğini hiç sanmıyorum kızım.
Naz: Af edersiniz Belgin teyze. Hizmetçiniz yok mu burada?
Belgin: Ne hizmetçisi kızım. Sen geldin ya.


6


Naz gecenin bir yarısı işleri bitirmiş yorgunluktan zar zor yatağını bulabilmiştir.
Naz: Ay, öldüm ya. Ne biçim oyun bu ya. Babam üzülecek diye de bir şey diyemiyorum.
Tarık ne yapıyor acaba?
O esnada telefonu çalar. Arayan Tarıktır. Naz sevinçle telefonunu açacakken Belgin hanım odaya giriverir.
Belgin: Afedersin kızım ama ben evimde telefon sesi duymak istemiyorum. Ver bakayım onu bana. Kimmiş bu saateki münasebetsiz??Aaaaaaaaa Tarık! Aynı evin içinde telefonlaşılır mı?
Tasarruflu olmak lazım.
Odadan çıkar ve yukarı seslenir.
Belgin: Tarıııık!! Telefon bende. Yat artık .Sabah Naz erkenden evi süpürecek.Uykusuz kalırsın sonra.
Tarık: Offf anne Of
Naz: Offfff baba offfffff
Belginflarsınız işte böyle. Hahahahahahahahahah.
Sabah olur.Belgin Naz’ın odasına girer ve onu omuzundan sarsar.
Belgin: Kızım saat altı buçuk. Sen hep böyle geç mi kalkarsın yoksa?
Naz: Altı buçuk mu? Ay biraz daha uyusam?
Belgin:Kalk hadi.Bak Tarık köyden sıcak ekmek ve kahvaltılık almaya gitti. Sen tabakları, bardakları ve çatalları yıka. Onca aydır tozlanmışlar dolapta. Hadi, oyalanma.
Naz: Tamam.
Naz esneyerek tüm işleri yapar. Sofrayı kurar ve Tarık’ı beklemeye başlar. Başına nelerin geleceğini bilmediğinden Belgin’in yanına gitmez.
Belgin: Naz ,Tarık geldi . Koş onu kapıda karşıla ve gerisini hazırla.
Naz: Offff........ Hoş geldin.
Tarık: Sen ayakta uyuyorsun. Hazır ol ,kahvaltıdan sonra seni gezdireceğim.
Naz: İnşallah.
Belgin:Ne konuşuyorsunuz orada baş başa. Naz kızım çok acıktım. Çayları koyuver.
Kahvaltı, öğle yemeği ve akşam yemeği geçer. Belgin Naz ile Tarık!ın yanyana gelmemesi için elinden geleni yapar. Tarık annesinden kurtulamayacaklarını anlayınca uyumasını beklemeye karar verir.Naz evin i.inde oradan oraya koşturdukça yukarıdan ona eliyle öpücükler yollar, göz kırpar. Belgin ise bunu gördükçe Naz’a daha çok iş bulur.
Tarık: Saat onbir oldu. Sanırım annem uyudu. Şimdi sessizce Naz’a ulaşmalıyım. Ne yapıyor acaba.
Tam Naz’ın kapısına gelmişken...
Belgin: Tarıııık? Ne oluyor orada bakalım?
Tarık: Naz’ın odasından bir ses geldi sandım. İyi olup olmadığına bakacaktım.
Belgin: Yorgunluktan horluyor kızcağız.
Tarık: Sen nereden biliyorsun?
Belgin:Bak burada ne var.
Tarık: Pes anne pes. Nereden buldun onu?
Belgin:Tavan arasından. Filiz’in bebek radyosu. Alman malı. Hiç bozulmamış.
Tarık:Ve sen Naz’ın odasını dinliyorsun?
Belgin: Kızma. Ortağımı tanımam gerekiyor.
Tarıkes, anne pes.Umarım yanlış bir şey duymamışsındır.
Belgin: Yok.Tek dediği “Offf. Baba offfff”
Tarık: Ya annecim. Ne kadar sürecek bu oyun?
Belgin:Ne oyunu?
Tarık: Bırak şimdi anlamamayı? Kız ne istediysen sesini çıkarmadan yaptı.
Belgin:Haklısın.
Tarık:Eeeeeeeeee?
Belgin: Beni ikinci plana atmayacağına söz ver.
Tarık: Söz,tabi. Olabilir mi öyle bir şey. Sen annemsin O da......
Belgin:Sevdiğin kadın.
Tarık:Evet.
Tarık: O radyoyu alabilir miyim şimdi?
Belgin:Al.
Tarık radyo ile odasına çıkar .Radyoyu sabaha kadar kapatmaz.Gece boyu Naz’ın “offff baba offffffff” larını ve yorgunluktan horlamalarını dinler.Sabah olup Naz uyanınca...
Naz: Ben en iyisi yataktan çıkmayayım. Öldüm bittim dün. Tarık da hiç beni desteklemedi. Annesi ne dese sustu. Yanıma da gelmedi. Eeeee annesi ne de olsa. Ben de babamı tutardım herhalde.
Odasının kapısı açılır aniden. Naz irkilir. Gözleri fal taşı gibi kapıda elinde kahvaltı tepsisi ile duran Tarık’a bakar.Tepside bir adet kırmızı gül de vardır.
Tarık: Günaydın.
Naz: Günaydın. Annen nerede? Yani Belgin hanım?
Tarık: Arkamda.Annecim kapıyı kapatır mısın lütfen?
Belgin:Nasıl istersen oğluşum.Hadi afiyet olsun size.
Naz: Ne?

BELGİN HANIMIN BÖLÜM SONU



TARIK'IN BAKIŞ AÇISINDAN:



1

Tarık( içses): Vallahi kararlı annem bu sefer. Kalacak dağ evinde. Kalacak ta biz ne olacağız?Aslında biz yok daha. Fırsat vermedi ki annem.
Naz: Ya Tarık , Belgin hanım kararlı bizi de dağ evinde tutmaya. Yanıma da hiçbir şey almadım. Ne yapacağız, yani ne yapacağım ben ?
Belgin: Bir şey olmaz Nazcım. Filiz’in yedek kıyafetlerinden giyersin.Yazlık olsa sorun olurdu üstten ama kazaklar bol nasılsa.
Naz:Ay Belgin hanım teyze, Tarık’ın yanında bunları demeseniz. Utandım şimdi.
Tarık,Naz’a bakar ve onu baştan aşağı gözleri ile süzerek gülümser.
Naz: Yola bakar mısın sen! Ayıp ayıp. İnsan duymamış gibi yapar.
Tarık: Ama duydum. Ne söyleneceğini önceden bilsem, kapatırdım kulaklarımı.Nasıl yapacaksam şu arabanın içinde?
Nazes.Zaten hata bende.Niye teklifini kabul ettim ki?
Tarık:Ne?
Naz: Hadi bunu duymadım de.
Tarık: Duydum,duydum da yanlış duydum herhalde.
Naz:Ne duydun ?
Tarık: Ben sana gelmeyi teklif etmişim.
Naz: Etmedin mi?
Tarık: Etmedim tabi!
Naz: Yani gelmeyi ben istedim?
Tarık: Aynen öyle.
Belgin: Ay yeter! Ben kavgalardan usanmışım,kaçıyorum derken....savaşın ortasına düştüm. Naz gelmek istemeseydin sen de o zaman. Biz Tarık ile giderdik.
Naz: Nasıl yani?
Naz(içses): Ya bu ne düşkünlük Tarık’a böyle. Oğlu olsa tamam.Evlatlığının abisi. Var bu işin içinde bir iş.Ben seni bilmez miyim Tarık efendi.
Tarık: Naz, neden bana öyle bakıyorsun? Şimdi ne düşünüyorsun? Bakma bana öyle.
Naz: Sen bilirsin ne düşündüğümü.
Tarık: Kesin yanlış bir şeyler.
Belgin: Bakın çocuklar,benim yüzümden tartışmayın. Naz ne yapayım,Tarık oğlum gibi.Ayrı evlerde büyüdüler Filiz ile ama hep birlikteydik.Oğlum olan Tarık tan da hayır yok.
Naz: Eminim.
Belgin: Filiz de asla babasına toz kondurmaz. Ben de ne yapayım Tarık’ı aradım. Dağ da nasıl yalnız kalabilirdim ki?Öyle değil mi? Eeeeee bugünlerde Tarık nerede ,sen orada.Yanılıyor muyum ?
Tarık: Yalnız hatırlatmak bana düşmez ama ben onun için çalışıyorum.
Naz: Evet. Ben de sık hareket ediyorum. Yani oradan oraya. Duramıyorum bir yerde uzun süre.
Belgin: Hmmmmm,tabi tabi. Kurt olmasın sende kızım?
Tarık-Naz: Ne?
Tarık: Belgin hanım çok şakacı değil mi Naz?
Naz: Ne demezsin. Daha ne kadar var. Sıktı bu yol beni.
Tarık: İki saate yakın yolumuz var.
Belgin: Tarık hadi bana eşlik et.
Dönülmez akşamın ufkundayım vakit çok geç
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç

Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile
Avunmak istemeyiz böyle bir teselli ile

Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Geçince başlayacak bitmeyen sukunlu gece
Gruba karşı bu son bahçelerde keyfince

Ya aşk içinde harab ol ya şevk içinde gönlüm
Ya lale açmalıdır göğsünüzde yahut gül
Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç

Naz: Annem de bu şarkıyı çok severdi. Ne kadar güzel okudunuz.
Tarık: Sen ağlıyor musun?
Tarık, Naz’ın yanağındaki gözyaşlarını eliyle siler. Naz gülümseyerek Tarık’a bakar.
Belgin(içses): Ayyyyyy.Şu kıza bak oğluşumu nasıl kandıracağını iyi biliyor. Vah vah Belgin.Asıl sen ağla.
Belgin hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlar. Tarık dikiz aynasından ona bakar ve
Tarık: Belgin hanım,Nazın koltuğunun arkasındaki cepte mendil var.
Tarık(içses): Bravo anne. Senin de yanağını okşarım diye bekliyorsan yanılıyorsun.Bu gün yaptıkların yenilir yutulur cinsten değil. Oyun istiyorsan ben de hazırım.
Naz annesini düşünmeye devam etmektedir.O nedenle arabada olanlardan haberdar değildir. Hatta Tarık’ın ellerini tek eliyle kavramış olduğunu fark etmesi de bir hayli zaman alır.Gözyaşlarının onun elinin üzerine düştüğünü fark edince elini Tarık’ın elinden kurtarır ve onları siler.Tarık yüzünü Naz’a çevirmeden gülümser.
Belgin. Tarık, oğlum göğüsüm sıkışıyor sanki.Durdur arabayı. Ay fena oluyorum.
Tarık arabayı kenara çeker.Torpido gözünden kolonyayı alır ve iner.Belgin hanımın kapısını açar.Koltuğun arkasından bir kağıt mendil alır ve kolonya ile ıslatır.
Tarık: Belgin hanım bunu ara ara koklayın.Köye varmak üzereyiz.Olmazsa bu gece sizi Ayşe Hemşirenin evine bırakayım. Eskiden de Hulusi beye kızıp fenalaştığınızda onda kalırdınız. Biz de dağ evine gider , sabah olunca size uğrarız.
Belgin: sağ ol evladım.Kolonya iyi geldi. Naz kızım senden rica etsem yanıma oturup bana ara ara kolonyalı mendil hazırlar mısın?
Naz: Tabi.
Tarık: Olmaz.Onu arkada yol tutar. Yani virajlı yollarda gece öyle oluyor. Siz uzanın şöyle, Naz önde hazırlar verir size.
Belgin(içses): Kimin oğlu. Hemen kıvırıverdi.
Naz: Sormayın Belgin teyze. Bir de bakmışsınız ikimiz hasta ,Tarık bir size bir bana bakıyor.
Tarık Belginin kapısını kapatırken, arabadan inmiş olan Naz’ın kulağına fısıldar
Tarık: Zevkle.
Naz gülümser ve yerine geçer.Belginin yüz rengi kızgınlıktan kıp kırmızı olmuştur.
Belgin (içses): Gitmiş,gitmiş fidan gibi oğluşum elden.Ah ah nasıl becerdi bu kız bunu bilmiyorum.

2

Yol artık sessizlik içinde devam eder.Arka koltukta uzanan Belgin gözleri arabanın tavanına dikmiş planlar yaparken, Tarık sık sık uyuklamakta olan Naz’a bakarak arabayı sürer.
Tarık: İşte bu kadar.Geldik.Uyanın bakalım sizi uykucular.
Naz: Geldik mi? Nihayet.Aaaaaaaaa Belgin teyze gözleri açık uyumuş.Yalnız var ya çok ilginç. Aynı senin yattığın gibi yatıyor.Şaşırtıcı bir benzerlik.
Belgin: Sen nereden biliyorsun Tarık’ın yatış biçmini? Çabuk söyle.
Naz: Ay,şey Belgin teyze...Ben ......ya hastaydı ya Tarık dağ gezimizden sonra.... ben onun ateşini ölçmek için
Belgin:Tabi ya şimdi hatırladım.Kusura bakma bazen böyle titizleniyorum.İnsan insana benzermiş işte.Kiminin kaşı gözü, kiminin yatışı......ya
Tarık: Siz arabayı çok sevdiniz galiba.Ben şömineyi yaktım bile.Siz hala burada.
Naz: Sen nasıl açtın kapıyı.Anahtarın mı var?
Tarık: Tabi ki hayır. Eski şoförlük günlerinden biliyorum yedeğin yerini.Buradaki şömine bizim kaldığımız yerdeki gibi değil.Bir düğmeye basıyorsun.Tık.....ve tamam.
Naz: Madem öyle.İnelim bakalım.
Naz arabadan inerken Tarık elini tutar ve hafif sıkar.Bir an bakıştıktan sonra
Tarık: Umarım uykunu almışsındır.Ama sakın renk verme.Yatacakmışsın gibi yap.
Naz gülümser ve eve doğru yürümeye başlar.Tarık arka kapıyı açar ve Belgini indirir.
Tarık: Şömine hazır.Şimdi hemen yatıracağım seni.Sabaha bir şeyin kalmaz.
Belgin: İyim ben. Nihayet geldik,aşk bulutlarında boğulacaktım arabada.O ne bakışlar , göz süzmeler öyle.Hiç utanmadın yanımda değil mi? Biz babanla üç yıl kimseye hissettirmedik aşkımızı.Hele babaannene hiç. Anlasaydı saçının telini göstermezdi.Acayip bir düşkünlüğü vardı babana.Ben neler çektim bir bilsen.Hele o çapkın Hulusi üç yıl diyemedi derdini bana.İki kelime ama üç yıl.Az kalsın karşı köşkün oğluna varacaktım.Sıkılmıştım.
Tarık: Üç yıl.Umarım babama çekmemişimdir.
Belgin: Duanı ters ettin.Çek babana çek.Her şeyinle.
Tarık: Tabi tabi. Önce Mert kılıklı biri olma ihtimalini sonra beni sık sık kapı önüne koyma olasılıklarını saymıyorsun ama.
Naz , Tarık ile Belgini merak etmiş, kapıya gelmiştir.
Naz: Nerede kaldınız?
Belgin: Buradayız işte kızım. Uçak mıyız vız diye gelelim?
Naz:Belgin teyze bana odamı gösterirseniz sevinirim. Dayanamayacağım.
Tarık: Ben de.
Belgin:Şu dolaptan birere nevresim takımı alın, Naz sen şu odaya,Tarık sen de karşı odaya geç. Ben salonda yatacağım.
Tarık(içses)f anne.Nasıl olacak şimdi? Korkuluk gibisin. Ben de kuş.Naz’a da buğday olmak düşüyor.Ama nafile.
Tarık:İyi geceler.
Naz: İyi geceler.
Belgin: İyi geceler çocuklar.

3


Bir saat geçer.Tarık odasının camını açar ve oradan dışarı çıkar.Evin etrafını dolaşır ve Naz’ın yattığı odanın çamına hafif hafif vurur.
Tarık: Naz!.....Naz!
Naz: Aaaaaa Tarık! Aman yavaş.
Naz kalkar ve pencereyi açar. Fısıldayarak
Naz: Ne işin var senin burada.
Tarık: Hadi kabanını al. Ben seni kucaklarım, rahat inersin.Hadi.
Naz kabanını almak için odanın içerisine döner.Tarık birden dona kalır.Biri omuzuna kısa aralıklarla dokunmaktadır.
Tarık: Çok zekisin anne.Yatmadın benim çıkmamı bekledin değil mi? Ya olmayacak böyle.
Naz: Sen kiminle konuşuyorsun bakayım?
Tarık şaşkın şaşkın arkasını döner.Arkasında duran Belgin değil.Rüzgardan dalları Tarık’ın sırtına değen bir fidandır.Bozuntuya vermeden....
Tarık:Hiiiiiiç.Yalnız kalabildiğimiz için mutluluktan kendi kendime konuşuyorum.
Naz: Daha henüz yalnız sayılmayız.Tut beni ,iniyorum.
Tarık Naz’ı kucaklar.Naz kollarını sıkı sıkı sarmıştır Tarık’a.
Tarık: Burası iyi.Bırakabilirim seni artık.
Naz:Çok mu ağır geldim.
Tarık : Yoooooo.
Naz: Ne yapacağız şimdi?
Tarık: Masalda Rapunsel’i kapalı olduğu kuleden kurtaran prens onu önce öper. Kavuşma öpücüğü.
Naz: Sonra?
Tarık: Evlenirler.
Naz:Sonra?
Tarık: Boy boy çocukları olur.
Naz: Nasıl yani?
Tarık:Çocukların mı nasıl olduğunu soruyorsun?
Naz:Tabi ki hayır.
Tarık: Peki ne o zaman?
Naz: Şeyyyy . Boş ver. Prensim, beni bırakmdan önce öpebilirsin?
Tarık: Öyle mi?
Naz: Ama çok kısa.
Tarık:Çok kısa?
Tarık Naz’ı öpmek üzere yaklaşırken Naz yüzünü çevirir.
Naz. Yanaktan.
Tarık dudakları Naz’ın yanağına değmeden onu kucağından kar’a bırakır.
Naz: Uffffff. Pis prens.Acıttın.
Tarık: Asıl sen pis prensessin. Sen de beni acıttın.
Naz: Nasıl yani? Yere düşen benim.
Tarık Naz’ın yanından uzaklaşırken
Tarık:Kalbi de kıraılan benim.
Naz hemen toparlanır ve peşinden koşar.
Naz: Ama ben Rapunzel değilim.
Tarık: Aaaaaaaa? Bak demin fark edememişim. Saçların da sap sarı değil.Yanlış prensesi bulmuşum.
Naz. Pes.Demek gönlün sarışında.
Tarık: Gerçekten pes.Senin yorum gücüne hayranım.
Naz: Bu ne acele o zaman. Fırsat kapıda öp.Daha bir şey söylemeden.
Tarık: Üç yıl bekleyemem ben.
Naz: Ne?
Tarık: Ailesel bir durum. Birine feci derecede çekmiş gibi görünüyorum.
Naz: Kime?
Tarık: Babama.
Naz:Hmmmmmm.Senin baban o zaman biraz Hulusi Tekelioğlu ‘na benziyor.
Tarık durur.Naz’a döner.Ani duruşu nedeniyle Naz olanca hızıyla Tarık’a çarpar, birlikte kar’a düşerler. Tarık bu sefer kararlıdır.Kalkmak isteyen Naz’ı sıkıca kavrar.Naz biraz debelenir sonra gevşer.
Naz: Kar üstündeyiz farkındaysan.
Tarık: Farkındayım . Hem de feci farkında.
Naz:Ne bekliyorsun o zaman ? Kalksana.
Tarık: Naz!
Naz: Ne!
Tarık:Nazzzzzz!!!
Naz:Neeeeeeee!!
Tarık: Benden duymak istediğin bir şey var mı?
Naz: Ne?
Tarık: Sana onca şarkı söyledim. Aylarca.Hepsinde söyledim ama burada söylemiyorum.
Naz: Neyi?
Tarık: Söyleyebilsem söyleyeceğim herhalde.
Naz:Neyi?
Tarıkuygularımı.O kadar yoğunlar ki. İçimdeki düğüm o kadar dolandı ki ruhuma ağızımdan çıkmıyor.
Naz: Farkındayım.
Tarık: Ne yapacağız?
Naz: Bekleyeceğiz.
Tarık:Neyi?
Naz: Senin büyümeni. O kadar büyümelisin ki , çıkıversinler ........dökülüversinler.
Tarık: Ben daha fazla bekleyemeyeceğim.Geriliyorum. Kalbim günün bilmem kaç saati çarpıyor çarpıyor....yerinden fırlayacakmış gibi.......
Naz: Madem öyle. Söyle.
Tarık: Sen benim ne demek istediğimi anladın mı?
Naz: Salak değilim .Yaniiiiiiii.
Tarık Naz’a daha sıkı sarılır.Naz da karşılık verir.
Tarık: Tamam o zaman. Sorun yok.
Naz:Ne?
Tarık: Anlamışsın işte. Söz senin için daha güzel şarkılar öğreneceğim. Onlarda hep söyleyeceğim.
Tarık ayağa kalkar ve Naz’ı da çeker.Naz dudağını bükmüştür.Tarık onu çenesinden parmakları ile tutar ve nazikçe dudağına küçük bir öpücük kondurur.
Tarık: İyi dinle. Sana seni delice sevdiğimi haykırmak istiyorum ama henüz diyemiyorum.Madem biliyorsun,gününü bekle. Gerçek benden duyacaksın. O zamana kadar aramızdaki bu masum heyecanı korumasını öğrenelim,nazlı sevgilim.
Tarık Naz’ın cevap vermesine izin vermeden ona sıkıca sarılır ve karda ağır ağır yürümeye başlarlar.
Naz: Nereye gidiyoruz?
Tarık: Hiçbir yere. Yanlızlığımızın tadını çıkartıyoruz. Çok sürmeyebilir. Dön bir eve bak, anlarsın.
Naz başını çevirip bir hayli uzaklaştıkları eve bakar. Evin bir odasında ışık yanıp yanıp sönmektedir.Gülümser ve yürümeye devam eder.
TARIK BÖLÜMÜNÜN SONU




NAZ'IN BAKIŞ AÇISINDAN:



Belgin: Beni dağ başında yalnız bırakmayacaktınız herhalde?
Sessizlik. Tarık ve Naz birbirine bakarlar.
Belgin: Ne o dilinizi mi yuttunuz.Tarık?! Naz?!
Tarık(içses): Ne olur bir şeyler söyle Naz. Bu sessizlik iyi değil.Susma konuş.
Tarık yine Naz’a bakar. Naz giderek kabaran bir tavus kuşuna dönüşmektedir sanki. Tarık patlama anını hisseder ve kendi kapısına doğru yatar. Yan yatmasıyla omuzuna güçlü bir yumruk yer.
Tarık: Ahhhhhhhh.
Naz. Bu daha bir şey değil. Durdur arabayı.
Belgin:Ay ay gitti çocuk. Despotsun sen Naz despot.
Naz: Ben? Despotum.Despotum ben.
Naz bu kelimeleri söylerken işaret parmağı ile kendini göstermektedir.Tarık’ın yüzünde aldığı darbenin acısını atamamış olduğunu gösteren bir ifade ile park edecek uygun bir yer aramaktadır.
Naz: Sana arabayı durdurmanı emrediyorum.
Tarık: Nasıl? Ha bire viraj dönüyoruz. Hafta sonu,arkadan gelen araçları görmüyor musun?
Naz:Beni ilgilendirmez. Durdur diyorum. Yoksa...
Tarık: Yoksa ne?
Naz: Ben durdururum.
Belgin(içses): Ay kafayı yedi bu kız. Yok bunlar asla birleşemez.Pazardan bulmadım ben oğluşumu.
Belgin: Nazzzz! Yavaş ol kızım.Bak hızla viraj dönüyoruz.
Naz: Siz karışmayın Belgin teyze. Araba da benim, şoför de.Ben istersem gider , istemezsem şuradan şuraya gidemez.
Belgin(içses) Aman amaaaaaan.Çattık.Hacer anneyi mumla arayacağım galiba.
Belgin: Mum var mı ,mum?
Tarık-Naz: Ne?
Belgin: Ay ay önüne dön Tarık! Gittik.Ayyyyyyyyyyyyyyy!!!!!!!!!!!
Tarık son anda direksiyonu çevirir ve yoldan çıkmaktan kurtarır arabayı.
Tarık: Yaptığını beğendin mi?
Naz: Ben mi yaptım.Direksiyon bende sanki.
Tarık: Ölüyorduk senin yüzünden.
Naz: Madem ilkinde başaramadım, sen şimdi görürsün.
Naz emniyet kemerini çözer ve diz üstü koltuğuna çıkar.Belgin artık kriz geçirmek üzeredir ve konuşamaz.Tarık ise uygun bir park yeri ararken endişeyle Naz’ın ne yapacağını kestirmeye çalışır.
Tarık: Ne yapıyorsun? Otur yerine. Kazaya sebep olacaksın.
Naz: Madem sen durdurmuyorsun arabamı ben durdururum.
Naz yüzü Belgin’e dönük sağ bacağını Tarık’ın bacağı üzerine koyar ve fren’e doğru onu aşağıya kaydırır.Ayak ucu ile freni bulmaya çalışır. Tarık ise sağ ayağı ile Naz’ın ayağını frene basmasını engellemek için Naz’ın ayağı ile itişip kakışır.
Tarık:Nazzzzzzzzz! Daha fazla dengeyi sağlayamayacağım.Çekillllllll!!!!!!
Naz: Ayyyyyyyyy, ayyyyyyy ayyyyyyy yandım.
Tarık: Hak ettin bunu. Şimdi geç yerine.Ha şurada uygun bir yer var.
Tarık arabayı durdurur durdurmaz Naz kendini arabadan atar.
Belgin: Nasıl durdurdun onu Tarık?Acayip bağırdı.
Tarık derin bir iç geçirir.
Tarık: Offfffffffffff! Kalçasından cimdikledim.
Belgin:Aaaaaaa.
Tarık: Bize biraz izin ver olur mu anne.Kaloriferi açık bırakıyorum.İstersen radyo aç.
Belgin: Aklını başına al Tarık. Cadı bu kız,cadı. Öldürüyordu bizi. Yok, İstanbul’a döner dönmez istifa edeceksin. O kadar.
Tarık: Ona istersen ben karar vereyim annecim.Şimdi müsadenle.
Tarık arabadan iner. Yüzü endişelidir. Naz sağ eli sağ kalçasını ovuşturarak ters yöne gitmektedir.Saçları bastığı adımların şiddeti ile havada uçuşmaktadır. Tarık yanına koşar.
Tarık: Naz!
Naz yürümeye devam eder.
Tarık: Naz!!! Dur.Özür dilerim.Ben böyle olsun istemezdim.
Tarık Naz’ı durdurmuştur.Yüzüne baktığında akan göz yaşlarını fark eder.
Tarık: Sen ağlıyorsun.
Naz: Canımı çok acıttın.
Tarık:Seni durdurmasaydım belki şu an acıyacak canımız olmazdı. Ya sen ölüp de ben kalsaydım. Ne yapardım ben?
Naz: Ne olacak. Beni dağ evinin bahçesine gömer, Belgin teyzeye Hulusi amcayı unutturmaya çalışırdın.
Tarık: Naz.Lütfen!
Naz:Yalan mı?
Tarık Naz’ı kendine çeker. Naz Tarık’a sım sıkı sarılır.Tarık saçlarını okşamaya başlar.
Tarık: Bu anlar alışkanlık yapmaya başladı.
Naz: Nasıl yani?
Tarık: Senin bana sarılıp , benim saçlarını okşamam.
Naz geri çekilir.
Naz: İstersen tersini yapalım.
Tarık. Ne?
Naz: Sen bana sarıl , ben de senin saçlarını okşayayım.
İkisi birden güler. Tarık Naz’ın elini sıkıca kavrar ve onu arabaya doğru çekmek ister.
Tarık: Şimdi bana söz ver bir daha böyle bir delilik yapmayacaksın.
Naz: Bana deli mi diyorsun sen. Asıl delilik bizi buraya getirip dağda kalmaya zorlamak.
Tarık: Nazzzz! Lütfen. Anlayışlı ol.Zor günler geçiriyor.
Naz: Dur bakalım Tarık efendi. Şimdi bana söyle bakalım.Belgin teyze Tarık için yakışıklı,karizmatik ,çekici derken ona bakıp gülümsemeler neydi öyle. Anlamadım ve de fark etmedim sanma.
Tarık: Şey...
Naz: Beni ikna etmeden şuradan şuraya gitmem ben.
Tarık: İşin aslı şu. Tarık Tekelioğlu aslında Belgin Hanımın tarif ettiği kişinin tam zıt görüntüsünde. Biz onunla aynı yaştayız. Belgin hanım hep beni severken keşke oğlum senin gibi yakışıklı, fidan gibi,çekici karizmatik olsa derdi. Her yerde de oğlunu beni tanımlayarak anlatır.
Naz: Yok ya? Yeme beni Tarık yeme. Pes.
Tarık: Tamam tamam. Benzeriz birbirimize o nedenle gayri ihtiyari öyle baktım.
Tarık birden durur.
Tarık: Gelelim sana.
Naz: Ne?
Tarık: Bunu daha önce konuştuk sanıyordum.
Naz: Neyi?
Tarık: Şu Tarık Tekelioğlu konusunu açma hevesini.
Naz: Heves mi?
Tarık: Tabi.Gözlerin parlıyor ondan bahsederken.
Naz: Ay ben tanımıyorum bile onu.
Tarık: Ben tanıyorum. Ve de hoşlanmıyorum.
Naz: Neden? Ondan mı?
Tarık: Sevdiğim kadınları onunla paylaşmaktan.
Naz: Kimmiş o sevdiğin kadınlar bakayım.
Tarık: Filiz ve........
Naz: Ve.....
Tarık: Şu an için Filiz. Diğeri ile daha tanışmadı.
Naz:Hmmmmmmmm. Ben tanıyor muyum diğerini?
Bakışırlar.
Belgin: Hadi ama gençler yarım saat oldu.Ben bu arada babanı aradım.Sağ olsun anlayış gösterdi.
Naz: Ama benim yedek kıyafetlerim yok. Ben ne bileyim böyle.
Belgin: Bu gece ben sana uygun bir şeyler bulurum. Eeeeeee yarın da Filiz ile Ümit gelecekler akşama doğru .Ararız istediklerini getirirler.
Naz: Belgin teyze. Biraz önceki davranışlarım için özür dilerim. İçime böööööle bir şey girdi karıştırdı karıştırdı ya.....neyse işte
Belgin: Tamam tamam. Tarık izah etti.
Naz: Neyi?
Tarık:Ne?
Belgin:Hadi bakalım daha çoooook işimiz var.
Naz(içses). Ay ciddi ciddi gidiyoruz. İş de varmış. Ben bir şey yapmayı bilmem ki. Belgin teyze de öyle bir diyor ki şu ev işi meselesini bunun kurtuluşu yok gibi.Düşün Naz düşün.
Tarık: Hadi otursana arabaya.Soğukta ne düşünüyorsun. Sonra hasta olup yataklara düşme.
Naz: Hasta. Yatağa düşme..hmmmmmmm


Naz: Evler başladı. Geldik galiba? Hangisi sizin?
Belgin: Bak Naz, şu evlerin arkasında büyük bir gölge var ya.
Naz: Karanlıkta seçemiyorum ama tepe mi o ?
Belgin: Hayır orası bizim dağ evi.
Belgin: Hulusi amcan orayı yaptırdığında ileride çocuklarımızın çocukları ile geldiğimizde sıkışmayalım istedi. Öyle küçük mekanları sevmez de.
Naz: Ay görüyor musun Tarık. Gelin yaşadı. Şey yani..
Tarık bozuk bir yüz ifadesi ile.
Tarık: Yaaaa.
Belgin: Ay ne bu surat böyle hadi hadi.
Naz(içses): Kızım Naz sen bir ayda buranın yerlerini süpüremezsin.Düşün düşün.
Tarık arabayı park eder. Önce Belgin hanımın kapısını açar ve onu elinden tutarak indirir.Bunu gören Naz deli olur ve hışımla arabadan atlar. Ayağı bir çukura takılır ve yüzükoyun yere kapaklanır.
Tarık: Naaaaaaaaaaaaz!!!!


Naz gözünü açtığında salonda şöminenin önünde yatmaktadır. Ayağı çok acımakta ve bir yastıkla alttan destekli sarılıdır.
Tarık: Belgin hanım baktı.Burkmuşsun.Çok acıyor mu?
Naz: Hı hı.
Tarık: Merak etme iyi ellerdesin.
Naz Belgin teyze nerede?
Tarık: Odaları ayarladı, mutfakta. Karnımız acıktı da.
Naz Tarık’ın gözlerine bakarak gülümser ve rahatça arkasına yaslanır.

Bölüm Sonu